8 Mayıs 2025 Perşembe

ÜNLÜ DEHANIN PİŞMANLIĞI (2/2)

"İzafiyet kuramını açıkladığım zaman çok az kişi beni anladı, şimdi insanlığa ulaşması için yazacaklarım da bu dünyada yanlış anlaşılma ve önyargıyla çarpışmaya mahkum. Mektupları gerektiği sürece korumanı istiyorum, ta ki toplum şimdi açıklayacaklarımı kabul edecek düzeye gelene kadar.

Bilimin açıklayamadığı son derece kuvvetli bir güç var. Bu güç herkesi kapsıyor ve yönetiyor. Evrenin çalışmasını sağlayan her olgunun arkasında bile o var ve henüz bizim tarafımızdan tanımlanamadı.

Bu evrensel güç SEVGİdir.

Bilim insanları, evren için birleşik bir kuram ararken, görülemeyen en kuvvetli evrensel gücü unuttular.

Sevgi ışıktır, onu alıp verenleri aydınlatan.

Sevgi yer çekimidir, çünkü insanların birbirine çekim hissettirmelerini sağlar.

Sevgi kuvvettir, çünkü bizdeki en iyiyi çoğaltır ve insanlığın kör bencilliklerinde tükenmesine engel olur.

Sevgi için yaşarız ve ölürüz.

Sevgi Tanrıdır ve Tanrı sevgidir.

Bu güç her şeyi açıklar ve yaşama anlam katar. Bu bizim çok uzun süredir göz ardı ettiğimiz bir çelişkidir. Çünkü belki insanın evrende kendi özgür iradesiyle kullanamayacağı tek enerji olduğu için sevgiden korkuyoruz.

Sevgiye görünürlük verebilmek için, en ünlü denklemimde basit bir yer değiştirme yaptım.

Eğer E=mc2 yerine, dünyayı iyileştirecek olan enerjinin ışık hızının karesiyle çarpılacak sevgiyle sağlanabileceğini kabul edersek, şu sonuca varıyoruz: sevgi en kuvvetli güçtür, çünkü sınırı yoktur.

İnsanlığın evrendeki bizim düşmanımız haline gelen diğer güçleri kullanmakta ve kontrol etmekteki başarısızlığından sonra kendimizi başka çeşit bir enerjiyle beslememiz zorunludur.

Eğer türümüzün hayatta kalmasını istiyorsak, eğer hayatta bir anlam bulmamız gerekiyorsa, eğer dünyayı ve içinde yaşayan her duyarlı varlığı kurtarmak istiyorsak, sevgi tek ve biricik cevaptır.

Belki bir sevgi bombası, gezegenimizi harap eden açgözlülük, nefret ve bencilliği tamamen yok edebilecek kadar güçlü bir cihaz, yapmaya hazır değiliz.

Buna rağmen her bireyin enerjisini açığa çıkartmayı bekleyen küçük ama kuvvetli bir jeneratörü var.

Bu evrensel enerjiyi almayı ve vermeyi öğrendiğimiz zaman sevgili Lieserl; sevginin hepsini yendiğini, her şeyin ötesine geçtiğini doğrulayabileceğiz; çünkü sevgi hayatın en özlü kısmıdır.

Bütün hayatım boyunca kalbimin içinde sana dair sessizce atanları ifade edemediğim için çok derin bir PİŞMANLIK duyuyorum.

Belki artık özür dilemek için çok geç, ama zaman göreceli olduğu için sana söylemem gerekiyor: seni seviyorum ve nihai cevabı bulduğum için sana teşekkür ederim.

Baban Albert  Einstein.’’

Kızının bu mektubu okuyunca neler hissettiğini, yüreğinde yıllar boyunca kopan fırtınaları dindirip dindiremediğini; acı ve üzüntü dolu hayatını anlayabilmemiz elbette mümkün değil.

Babasını affedip affetmediği ise tam bir muamma.

Ünlü dâhinin varlığını dahi ret ettiği kızıdır sonuçta. Üstelik duygusal zekası son derece kuvvetli bir babadan bahsediyoruz.

Döneminin yıllar sonrasını düşünebilen böyle bir babanın kızı acaba nasıl yetişti?

Zeka genlerini aldı mı?

Nasıl bir eğitim gördü?

Bunların yanıtları ne yazık ki tarihin notlarında yok.

Gelin görün ki ortadaki gerçekler verilen bazı kararları açıklar gibi. Üniversite yıllarında birbirini çok seven Albert ile kendisinden dört yaş büyük Mileva’nın, zeki oğlunun geleceğini mahvedeceğine inanan bir annenin itirazlarına direnirken; evlilik dışı hamilelik skandalı ile karşı karşıya kalmalarını unutmamak gerekiyor.  

Bir yönüyle dünyaya mal olmuş bir dahi, diğer yönüyle bir eş ve baba. Sevdiği kadınlar, ilişkileri, sorunlarla mücadele eden çocukları ile bir bütün aslında Albert Einstein.

Onun da hepimiz gibi doğruları ve yanlışları oldu mutlaka.

Hayatım boyunca sevgiyi önemseyen ve sevginin paylaşıldıkça çoğaldığına inanan birisi olarak; her bir satırda ayrı ayrı düşündüm.

Bir insanın dünya çapında bir dahi olsa da hatalar yapabileceğini, fizik ve matematik problemlerini kolayca çözebildiği halde duygularını önemsemediğini, anlaşılamamanın verdiği üzüntüyü, hayatı boyunca verdiği kararların arkasında dururken hissettiği içsel pişmanlığını, kendisine ördüğü kalın duvarları hissediyor bir şekilde.

En sonunda ise elde tek değerli şey kalıyor.

SEVGİ.

Sevginin yaydığı o büyülü enerjinin önce kendi içimizi, sonra çevremizdekileri, ülkemizi ve dünyamızı bir an önce kaplaması dileğimle.

Sevgiyle kalın.

Belgin ERYAVUZ

29.10.2024

Kaynaklar: https://www.finansgundem.com; https://tr.wikipedia.org; https://eksiseyler.com; https://www.bbc.com.

 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...