19 Ocak 2024 Cuma

MONA LİSA’nın TAM KARŞISI (2/2)


Karşısında saatlerce durup her bir detayında kaybolmanın kaçınılmaz olduğu tabloda; tam 132 ünlü davetli, altı müzisyen, beş köpek, bir kedi ve bir papağan yer alır.

Tablodaki tarihi figürler arasında; Fransa Kralı I. François, İngiltere Kraliçesi I. Mary, Osmanlı Sultanı Kanuni Sultan Süleyman ile Sadrazamı Sokullu Mehmet Paşa, Roma İmparatoru V. Karl, İtalyan şair Vittoria Colonna sayılabilir.

Müzisyen olarak tabloya konuk olanlar ise tabloyu bizzat yapan Paolo Veronese dahil olmak üzere, geç Rönesans çağının ünlü Venedikli ressamlarından seçilir.

Peki böylesi heybetli bir tabloya ilham veren nedir dersiniz?

Konusunu, Hz. İsa’nın peygamber olarak gerçekleştirdiği ilk mucizesi kabul edilen, suyun şaraba dönüştürmesi anından alır.

Yuhanna İncili'nde en ince ayrıntısına kadar anlatılan olay;   Filistin'in kuzeyinde Celile bölgesinde yer alan Kana Köyü'nde geçer.

İsa, havarileri ve annesi Meryem ile beraber köydeki bir düğüne katılır. Davetli olduğu düğünün sonuna doğru küplerdeki şarap bitince; İsa peygamber çözüm olarak küplerin suyla doldurulmasını ister.

İnanılan odur ki, o anda su şaraba dönüşür ve İsa peygamberin ilk mucizesi gerçekleşmiş olur.

İşte Venedikli ressam Paolo Veronese de ilham aldığı bu olayı kendi zamanına taşır. Bir Venedik sarayının bahçesinde, o dönemin ünlülerinin katıldığı bir düğün olarak tablosunu resmeder.

Mona Lisa tablosunu gizemli bulan sanat yorumcuları, Kana’da Düğün tablosunu ise bir o kadar muhteşem ve olağanüstü olarak değerlendirir.

Yorumlarda farklı renklerin son derece uyumlu bir şekilde kullanıldığı, birbirinden bağımsız gibi görünen birçok farklı figürün ise olağanüstü bir kompozisyonla aynı tabloya yerleştirildiği vurgulanır. Hatta tiyatro sahnesine benzer bir görsellik sunduğu söylenir.

Tablonun detaylarının çokluğu onu yeterince anlatmayı yetersiz kılsa da birkaç tanesine değinmekte fayda var diye düşünüyorum.

Tablo büyük bir düğün şöleni masasını; onun etrafında toplanmış gösterişli davetli grubunu resmeder. Ancak tüm bu kalabalığın arasında sade giysileri ile İsa peygamber ve havarilerini; geri planda düğün şöleni hazırlıkları için koşuşturan birçok farklı figürü;  ön planda müzisyenleri, onların masasındaki kum saatini görmek mümkün.

Üstelik ressam tabloya eklediği her bir detayla bir çağa, bir inanışa göndermeler yapar. Bu sayede tablonun olağanüstü keyifli bir hal almasını da başarmış olur.

Sizi bilmem ama ben diyorum ki; olurda yolumuz bir kez daha Paris’e düşerse; Louvre müzesindeki bu devasa tabloya daha fazla zaman ayırıp, her bir detayında kaybolalım.

Ne dersiniz?

Sevgiyle kalın.

Belgin ERYAVUZ

17.08.2023

Kaynaklar: https://kulzos.com; https://tr.wikipedia.org; https://www.jw.org; https://www.sozkimin.com; https://torchwell.wordpress.com.

 

 

 

 

 

MONA LİSA’nın TAM KARŞISI (1/2)

Paris Louvre müzesi’nde sergilenen ve tartışmasız müzenin en popüler eseri Mona Lisa’nın tam karşısında yer alan harika bir yağlı boya tablo var.

Belki de bu sebepten o salona girip, Leonardo da Vinci'nin Mona Lisa’sını hayranlıkla seyredenler; biraz da aceleci davranıyorlarsa; her defasında bu esere sırtını döner.

Oysaki özellikleri itibarı ile dikkat çekmesi gereken ve detaylarıyla tam bir görsel şölen olan tablo; müze içinde en çok zamana ihtiyaç duyulan eserler arasında sayılır.

660 santimetre eni ve 990 santimetre boyu ile Louvre müzesi’nde sergilenen en büyük eser kendisi.

İsmi ‘Kana'da Düğün - The Wedding Feast at Cana’

Venedikli ressam Paolo Veronese (asıl ismi Paolo Caliari) ’ye ait.

Yeteneği ve çalışkanlığı ile resim sanatında hızla ilerleyen ressam; ismini Geç Rönesans dönemi Venedik resim sanatının en güçlü sanatçılarından bir tanesi olarak duyurur. Böylece en ünlü ve şaheser tablosu ‘Kana'da Düğün’ ü hazırlama şansı bulur.

Söz konusu tablo; Venedik’te bulunan San Giorgio Maggiore Manastırı’nın yemekhanesi için, Benedikten rahipleri tarafından 1562 yılında ısmarlanır.

Kontrata, mümkün olduğu kadar çok insan figürü kullanılması şartı konulur. Ve süre oldukça kısa tutulur.

1563 yılında tamamlanan eser, 235 yıl boyunca yemekhanenin duvarını süsler.

1797 yılında Napolyon tarafından savaş ganimeti olarak Paris’e götürülür. Kolay taşınması için ikiye bölünür ve Paris’te yeniden birleştirilir.

Gelin görün ki yolculuğu burada bitmez.

1870 yılındaki Fransa-Prusya Savaşı’nda Brest limanında bir kutuda saklanır.

İkinci Dünya Savaşı sırasında ise bir kamyonla tüm Fransa’yı dolaşır.

Ardından bugünkü yeri olan Louvre müzesine konur.

Buna ek olarak 2007 yılında tablonun dijital yöntemlerle yapılan birebir kopyası; ilk yuvası olan Venedik manastır yemekhanesindeki orijinal yerine asılır. (devamı 2/2’de)

Sevgiyle kalın.

Belgin ERYAVUZ

17.08.2023

9 Ocak 2024 Salı

İKONİK SEMBOL (2/2)

Kurulduğu günden bu yana neredeyse bir yaşam tarzının sembolü haline gelen Apple; bugün dünyanın en büyük şirketlerinden bir tanesi.

Ürünleri, ismi ve logosu ile beraber.

Apple 1976 yılında iki zeki gencin, kısıtlı imkanlarla eski bir garajda attıkları ilk adımla kurulur. Amaçları kullanıcı dostu bir bilgisayar yaratmaktır.

Steve Jobs ve Steve Wozniak geliştirdikleri yeni bilgisayarlarına ‘Apple’ yani ‘Elma’ ismini verir. Çünkü her ikisi de bu ismin eğlenceli ve canlı olduğunu düşünür.

Sıra logoya geldiğinde ise arayışlar başlar.

Bir ağacın altında otururken başına düşen bir elma ile yer çekimini keşfeden ünlü İngiliz fizikçi ve mucite ithafen o sahne kullanılmak istenir. Ve ilk orijinal logo, Isaac Newton’un bir ağacın altında oturan görüntüsünden oluşur.

Gelin görün ki pratikte kolay algılanamadığı için bir süre sonra değiştirilmesine karar verilir.

Amaç müşterileri etkileyecek kalıcı bir logo bulmaktır.

Bugünkü logo seçilirken başka meyvelerle karıştırılmaması için de ısırılmış elma üzerinde durulur. Böylece içinden bir ısırık alınmış ve üzerine gökkuşağı spektrumu sıçrayan bir elma logosunda karar kılınır.

İşte burada rivayetler devreye girer. Büyük bir bölümü Alan Turing’e bir saygı gösterisi olarak seçildiğini kabul eder.

Aradan geçen yıllarda logoyu yeniden canlandırmak isteyen şirket; bu kez gökkuşağı renklerini kaldırır.

Düz siyah bir logo yaratır.

Bugün ise Apple bu logoyu siyah, beyaz ve gümüş olmak üzere üç ayrı renkte sunmaya devam ediyor.

1 Nisan 1976 yılında atılan o minicik adım, günümüzde adeta dev bir başarıya dönüşmüş durumda.

Dünya çapında 317 bölge ofisi ve 323 Apple Store mağazası kurarak bir bilgisayar markası olmanın ötesine geçen firma; unutulmaz markalar arasındaki haklı yerini alır.

Sevgiyle kalın.

Belgin ERYAVUZ

03.08.2023

Kaynaklar: https://tr.wikipedia.org; https://www.sabah.com.tr; https://www.evrensel.net/haber; https://www.adjustbrand.com; https://listelist.com; https://www.chip.com.tr.

 

 

İKONİK SEMBOL (1/2)

Her firmanın kurumsal kimliğinin adeta yapı taşı olan semboller var. Öyle ki o logo ya da sembolü gördüğümüzde, firma ve ürünleri gözümüzün önünde hemen canlanır.

Üstelik bazı semboller var ki son derece ikonik ve ardında pek çok rivayet barındırır.

İşte bu ikonik sembollerden bir tanesi de Apple firmasına ait ısırılmış elma sembolü.

Peki neden ısırılmış ve neden elma dersiniz?

Bu konu hakkında farklı rivayet ve kabuller var.

Benim oldukça etkilendiğim ve kabul etmek istediğim rivayete göre; Apple’ın ısırılmış elma sembolü; siyanüre bulanmış bir elmayı ısırarak hayatına son veren bir matematikçiye ait.

Kendisi yapay zekanın babası.

İsmi Alan Mathison Turing.

1912 yılı Londra doğumlu.

Matematiğe aşık.

Son derece zeki.

Uzmanlık alanları; matematik, bilgisayar bilimcisi ve kriptolog.

Alan Turing 1936 yılında, henüz 24 yaşındayken ilk düşsel makineyi tasarlar. Günümüzde "Turing Makinesi" olarak bilinen bu makine; henüz bilgisayarın icat edilmediği zamanlara rastlar.

Ardından 1950 yılında geliştirmiş olduğu ve yapay zekayı (robotları) insandan ayırmaya çalışan Turing testi ile alanında unutulmaz olur.

İşte bu nedenle dünyada ‘yapay zekanın babası’ olarak anılır.

Yapay zekanın en önemli adımı olan Turing testinin amacı ise son derece ilginç.

İlk kez bu test sayesinde, bir makinenin düşünebildiğini söyleyebilmenin mantıksal olarak mümkün olup olmadığı kavramı tartışmaya açılır.

Test için bir sorgulayıcıya, bir gönüllüye bir de bilgisayara ihtiyaç duyulur. Ancak sorgulayıcı, gerek gönüllüden gerekse bilgisayardan ayrı bir alanda tutulur. Yani onları göremez. Soru sorma ve yanıt alma işlemi de tamamen klavye ya da ekran aracılığı ile yapılır. Test başladığında sorgulayıcı soru sorar. Gelen yanıtlara göre hangisinin insan, hangisinin bilgisayar olduğunu anlamaya çalışır.

Test dizi halinde tekrarlanır.

Sonunda sorgulayıcı, tutarlı bir şekilde gönüllüyü yani insanı anlayamazsa; bilgisayar Turing testini geçmiş sayılır.

Yapısı itibarıyla bilgisayar bilimlerindeki pek çok yapay zeka probleminin çatısını teşkil eden bu test günümüzde de; yapay zeka ve akıllı sistemlerin gelişimini değerlendirmek için kullanılıyor.

Bazı bilim insanları ve yapay zeka uzmanları ise bu testi yetersiz bulduğu için; bu önemli konu üzerindeki eleştirilerine devam ediyor.

Alanındaki çalışmalarla hep daha iyisini hedefleyen Turing; İkinci dünya savaşı sırasında Nazi’lerin kullandığı Enigma şifresini çözerek savaşın kaderini değiştirir. Çözülen şifre ve geliştirilen kodlamalar sayesinde;  zor durumda kalan Alman denizaltıları ve Alman savaş uçaklarının hedef ve görevleri aksar. Sonuçta savaş İngiltere lehine zaferle sonuçlanır.

Bir anda ülkesinin gözdesi haline gelen Alan Turing çalışmalarına devam eder. Ancak 1952 yılında cinsel tercihleri nedeniyle tutuklanır. Ve kendisine hapis cezası yerine, hormon tedavilerinde denek olarak kullanılması şart koşulur.

Alan Turing bu cezayı bir türlü kabullenemese de bir süre katlanır. Ancak 2 yıl sonra hayatına son verir. Ve ne acıdır ki cesedinin yanında bir kez ısırılmış zehirli bir elma bulunur. Ölümü kayıtlara ‘intihar’ olarak geçse de yatağının yanında bulunan ısırılmış elma hiçbir incelemeye tabi tutulmaz. Bu nedenle de Alan Turing'in ölümü hep şaibeli kalır.

İşte derler ki ucundan ısırılmış elma şeklindeki bu sembol; bilgisayar teknolojisinin babasına bir saygı duruşu olarak; Apple tarafından kullanılır.

Bu rivayetle beraber Apple logosunun oluşumunda farklı görüşler olduğu gerçeğinden hareketle, logonun oluşumunu biraz daha incelememiz gerekli diye düşünüyorum. (devamı 2/2’de)

Sevgiyle kalın.

Belgin ERYAVUZ

03.08.2023

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...