31 Aralık 2021 Cuma

UMUDA TUTUNMAK

 


Güzel bir şeylerin olacağına inanmak, umutla direnmek ne yaman bir duygu.

Cesaretli olup pes etmemek.

Keşke hepimiz yapabilsek.

Böylece bazı problemleri daha kolay çözümler, hayatımızdan daha az endişe duyardık.

Yaşam enerjimizi yükseltmeyi, hayata bakışımızı daha katlanır hale getirmeyi ve umuda tutunmanın önemini hedef alan pek çok deney var.

Çarpıcı olanlardan bir tanesini incelemeye ne dersiniz?

Yıl 1957.

Yer Amerika John Hopkins Üniversitesi laboratuvarı.

Karşınızda Amerikalı Dr.Curt Paul Richter.

Kendisi biyolog, psikobiyolog ve bir genetikçi.

Araştırmaları ile dünya çapında tanınan doktorun; asistanlarıyla beraber yaptığı ilginç deneylerinden bir tanesi tam da konumuzla ilgili.

Bakalım yazımın sonunda umudun etkisini sizler nasıl yorumlayacaksınız?

Doktor araştırma ekibi ile beraber, deney farelerinin sudaki bedensel dayanıklılığını ölçmek amacıyla deneylere başlar.

İlk aşamada fareler yarısı suyla dolu cam tüplerin içine konur. Su üstünde ne kadar süre kalacaklarına bakılır. Farelerin en fazla 15 dakika dayandıkları, sonrasında pes edip dibe battıkları gözlemlenir.

Tekrarlanan deneyler sırasında dikkatlerini çeken başka farklı noktalar olunca; araştırma ekibi hocalarının gözetiminde ikinci aşamaya geçer.

Deney farelerinden bir kısmını yorgun düşüp pes etmeden önce sudan çıkarırlar. Kuruladıktan sonra diğerlerinin yanına koyar ve dinlenmeleri için fırsat tanırlar. Ardından tekrar suya bırakırlar.

Bu ikinci aşama, birkaç kez dışarı çıkarılıp dinlendirilen farelerin daha çok mücadele ettiklerini ve saatlerce su üstünde kalabildiklerini gösterir.

Böylece deneyin ilk aşamasındaki farelerle, ikinci aşamasındaki fareler arasındaki fark net bir şekilde belirir.

İlkinde sudan çıkma umutları olmadığı için kısa sürede pes eden fareler; ikinci aşamada ise birkaç kez dışarıya çıkarılmanın umuduna sarılıp mücadele süresini uzatan fareler.

Ufukta belirecek minicik bir kurtarılma umuduna tutunan farelerin içlerinden bir tanesinin bile pes etmediğini görmek araştırma ekibini heyecanlandırır.

Çünkü suda dayanma süresi 15 dakikadan 3600 dakikaya çıkmıştır.

Dr.Richter ve ekibi; yanılgıya düşmemek adına deneyi defalarca tekrar eder. Hepsinde de aynı sonuçla karşılaşır.

İlkinde 15 dakikada pes eden farelerin; bu umut kırıntısı ile tam 3600 dakika kadar mücadele etmesi; deneyin amacına ulaştığını göstermiyor mu sizce de?

İlk suya bırakılmada kurtarılma umutları olmadığı için fazla direnemeyen fareler; ikincisinde yaşadıkları durumun bir son olmadığını ve kurtulabileceklerini öğrendikleri için daha güçlü davranır.

Doktor ve ekibi bu deneyin sonunda; kendine inanan, özgüveni tam insanların kim ne derse desin hayatta çok daha başarılı olabileceğini kanıtlamış olur.

Ne kadar zor olursa olsun yaşananlar karşısında pes etmeden, direnmek gücü de beraberinde getiriyor. Kendimize olan inancımız ve umudumuzla el ele verdiğimizde önümüzdeki engeller daha kolay yıkılıyor.

Evet dünyamızda pek çok olumsuzluk var.

Evet bu olumsuzluklar hepimizi fazlasıyla zorluyor.

Ancak şartlar ne olursa olsun gün gelip bir şeylerin değişeceğine inanmak ve içimizdeki umuda sımsıkı sarılıp onu hep canlı tutmaya çalışmak önemli.

Bunu yaparken aslında yalnız değiliz. Hepimiz bir bütünüz.

Nasıl mı?

Tıpkı psikiyatr, yazar Gülseren Budayıcıoğlu’nun ‘Camdaki Kız’ adlı romanında dediği gibi.

‘’Hayatı iyi yaşamak, mutlu ve başarılı olmak, her zaman bir umut, bir ışık arar kendine. İnsanların kendine olan güvenini artırmak, onlara umut vermek ise dünyanın en kolay işidir. Biz insanlar birbirimize bunları her an yapabiliriz. Sıcak bir gülümseme, sevgi dolu bir dokunuş, onu beğendiğimizi, ona değer verdiğimizi gösteren ufak tefek jestler bile, karşımızdaki insana kendini iyi hissettirir. Bir insanın kendini iyi hissetmesi bütün güzelliklerin başlangıcıdır. Huzur da, mutluluk da, sağlık da, başarı da işte bu küçük, küçücük şeylerle yaşanır.’’

Ne dersiniz?

Bu basit ama etkili dokunuşları bizler neden birbirimize yapmıyoruz?

Birbirimize sevgi ile dokunup, içten dileklerle iyi hissetmemize vesile olacak ve içimize UMUT aşılayacak tüm güzelliklere BERABERCE.

Sevgiyle kalın.

Belgin ERYAVUZ

12.07.2021

Kaynaklar: https://bilgiherseydir.com; https://tr.wikipedia.org; https://seyler.eksisozluk.com;  https://www.e-motivasyon.net.

 

 

 

 

 

23 Aralık 2021 Perşembe

DualSense rahatlığı PC’de de kullanılıyor

PlayStation 5’in en büyük teknolojik yeniliklerinden biri olan DualSense’in tüm özellikleri PC platformunda da kullanılabiliyor. 

PlayStation 5’te deneyimledikten sonra tüm PC oyuncularının sorduğu, “DualSense PC’de çalışır mı?” sorusunun yanıtı: Evet… Sony PlayStation 5’in en güçlü yönlerinden biri olan DualSense, gelişmiş dokunsal geri bildirim ve uyarlanabilir tetik tuşları ile oyunseverlere çok farklı bir deneyim sunuyor. 
DualSense PC uyumluluğu da çok kolay bir şekilde sağlanıyor. Windows işletim sistemi yüklü bilgisayarlara USB aracılığıyla bağlanabilen DualSense kontrol cihazı ayrıca bluetooth üzerinden de hem mobil platformlarda hem de PC’ye kolayca kullanılabilir.
Steam oyun platformu, DualSense’in PC’ye bluetooth üzerinden hızlı bağlantı kurmasını sağlıyor. Steam istemcisinin yüklenmesinin ardından; (bilgisayarınızda bluetooth yoksa bluetooth adaptörü aracılıyla) ekranın sağ alt köşesindeki sistem tepsisini açıp, Bluetooth simgesine çift tıkladıktan sonra sırasıyla, “Bluetooth veya başka cihaz seçin” seçeneğini ardından “Bluetooth”a tıklayın. DualSense’in ışıkları mavi renkte yanana kadar PlayStation ve Share düğmelerine (PlayStation logolu tuş ile “\ | /” işaretli tuş) aynı anda basın. Kablosuz denetleyiciyi seçtiğinizde DualSense’i bilgisayarınızla eşleştirmiş olacaksınız.


DualSense’i kablolu ya da yukarıda anlattığımız gibi Bluetooth üzerinden bilgisayarınıza bağladıktan sonra Steam size yapılandırma imkanı da tanıyor.
Steam’de sırasıyla Ayarlar, Denetleyici, Genel Denetleyici Ayarları’nı seçtiğinizde karşınıza çıkacak olan büyük resimde PlayStation Yapılandırma Desteği kutusunu seçin.
Adımları doğru takip ettiğinizde, algılanan denetleyiciler listesinde PlayStation 5 Denetleyici: PlayStation 5 Denetleyici yazacaktır. Bu mesaj, DualSense’in bilgisayar ile eşleştiği ve Steam oyunlarının DualSense ile uyumlu bir şekilde çalışacağı anlamına gelir. 
Geniş ekran modunda, oyun içi menüsünü başlatmak için PlayStation düğmesine basarak DualSense’in ayarlarını da değiştirebilirsiniz.  

Üç farklı renk seçeneğiyle tüm oyun severlerin karşısına çıkan DualSense ile ilgili daha fazla bilgiye linkten ulaşabilirsiniz.

PC oyunları, DualSense ile daha keyifli
Sony PlayStation 5’in fark yaratan teknolojisi DualSense, eşsiz özellikleriyle PC platformunda da kullanılabiliyor.
Sony PlayStation 5’in en güçlü yönlerinden biri olan DualSense kontrol cihazı, gelişmiş dokunsal geri bildirim ve uyarlanabilir tetik tuşları ile oyunseverlere çok farklı bir deneyim sunuyor. “DualSense PC’de çalışır mı?” diye soran PC oyuncuları DualSense’i hızlı bir şekilde bilgisayarlarına bağlayabiliyor. Oyuncular Windows işletim sistemi yüklü bilgisayarlara DualSense’i USB aracılığıyla saniyeler içerisinde bağlayıp, oynayabiliyor. Ayrıca Dualsense tıpkı PS5’te olduğu gibi PC’de de kablosuz olarak kullanılabiliyor. Steam oyun platformu da DualSense’in PC’ye hızlı bağlantı kurmasını sağlıyor. 
Steam istemcisinin yüklenmesinin ardından; (bilgisayarınızda bluetooth yoksa bluetooth adaptörü aracılıyla) ekranın sağ alt köşesindeki sistem tepsisini açıp, Bluetooth simgesine çift tıkladıktan sonra sırasıyla, “Bluetooth veya başka cihaz seçin” seçeneğini ardından “Bluetooth”a tıklayın. DualSense’in ışıkları mavi renkte yanana kadar PlayStation ve Share düğmelerine (PlayStation logolu tuş ile “\ | /” işaretli tuş) aynı anda basın. Kablosuz Denetleyiciyi seçtiğinizde DualSense’i bilgisayarınızla eşleştirmiş olacaksınız.


  
DualSense’i kablolu ya da yukarıda anlattığımız gibi Bluetooth üzerinden bilgisayarınıza bağladıktan sonra Steam size yapılandırma imkanı da tanıyor.
Steam’de sırasıyla Ayarlar, Denetleyici, Genel Denetleyici Ayarları’nı seçtiğinizde karşınıza çıkacak olan büyük resimde PlayStation Yapılandırma Desteği kutusunu seçin.
Adımları doğru takip ettiğinizde, algılanan denetleyiciler listesinde PlayStation 5 Denetleyici: PlayStation 5 Denetleyici yazacaktır. Bu mesaj, DualSense’in bilgisayar ile eşleştiği ve Steam oyunlarının DualSense ile uyumlu bir şekilde çalışacağı anlamına gelir. 
Geniş ekran modunda, oyun içi menüsünü başlatmak için PlayStation düğmesine basarak DualSense’in ayarlarını da değiştirebilirsiniz.  

Birçok PC oyunu, üç farklı renk seçeneğiyle gelen DualSense’in dokunsal geri bildirim ve uyarlanabilir tetik özelliğini destekliyor. DualSense ile ilgili daha ayrıntılı bilgi linkte: https://www.playstation.com/tr-tr/accessories/dualsense-wireless-controller/



PC’de DualSense deneyimi bambaşka

PC oyuncuları, PlayStation 5’in fark yaratan teknolojisi DualSense ile gelişmiş dokunsal geri bildirim ve uyarlanabilir tetik tuşlarıyla keyifli bir oyun deneyimi yaşıyor. 
Üç farklı renk seçeneğiyle gelen DualSense, PC’de de çalışıyor. Dokunsal geri bildirim, uyarlanabilir tetik özelliği gibi eşsiz özelliklere sahip olan DualSense, hızlı bir şekilde bilgisayarlara bağlanabiliyor. Windows işletim sistemi yüklü bilgisayarlara USB aracılığıyla bağlanabilen DualSense kontrol cihazı ayrıca bluetooth üzerinden de hem mobil platformlarda hem de PC’ye kolayca kullanılabilir.Steam oyun platformu da DualSense’in PC’ye hızlı bağlantı kurmasını sağlıyor. 
Steam istemcisinin yüklenmesinin ardından; (bilgisayarınızda bluetooth yoksa bluetooth adaptörü aracılıyla) ekranın sağ alt köşesindeki sistem tepsisini açıp, Bluetooth simgesine çift tıkladıktan sonra sırasıyla, “Bluetooth veya başka cihaz seçin” seçeneğini ardından “Bluetooth”a tıklayın. DualSense’in ışıkları mavi renkte yanana kadar PlayStation ve Share düğmelerine (PlayStation logolu tuş ile “\ | /” işaretli tuş) aynı anda basın. Kablosuz Denetleyiciyi seçtiğinizde DualSense’i bilgisayarınızla eşleştirmiş olacaksınız.


  
DualSense’i kablolu ya da yukarıda anlattığımız gibi Bluetooth üzerinden bilgisayarınıza bağladıktan sonra Steam size yapılandırma imkanı da tanıyor.
Steam’de sırasıyla Ayarlar, Denetleyici, Genel Denetleyici Ayarları’nı seçtiğinizde karşınıza çıkacak olan büyük resimde PlayStation Yapılandırma Desteği kutusunu seçin.
Adımları doğru takip ettiğinizde, algılanan denetleyiciler listesinde PlayStation 5 Denetleyici: PlayStation 5 Denetleyici yazacaktır. Bu mesaj, DualSense’in bilgisayar ile eşleştiği ve Steam oyunlarının DualSense ile uyumlu bir şekilde çalışacağı anlamına gelir. 
Geniş ekran modunda, oyun içi menüsünü başlatmak için PlayStation düğmesine basarak DualSense’in ayarlarını da değiştirebilirsiniz.  

DualSense ile ilgili daha ayrıntılı bilgi linkte: 
https://www.playstation.com/tr-tr/accessories/dualsense-wireless-controller/

Bir boomads advertorial içeriğidir.

13 Aralık 2021 Pazartesi

KAÇIP GİDEN ANLAR

O kadar çok ki.

Üstelik büyük bir kısmının farkında bile değiliz.

Hayatı acele yaşamaktan, bir yerlere yetişme telaşımızın çok olmasından.

Zamana yenik düşüyor maalesef farkındalığımız.

Peki kaçıp giden anların telafisi mümkün mü?

Elbette değil.

Bunun çarpıcı bir örneği var bugünkü yazımda.

Bir sosyal araştırma.

Amerika Birleşik Devleti'nin en büyük ve en eski gazetesi olan Washinton Post tarafından;  insanların önceliklerini, zevk ve farkındalıklarını incelemek amacıyla yapılmış.

Hazırsanız mini bir yolculuğa çıkalım.

Yer Washington’da bir metro istasyonu.

Aylardan Ocak.

Soğuk bir kış sabahı.

Bu zorlu güne uyanıp hayatın karmaşasına karışanlar telaşla koşturmakta etrafta.

Tam bu esnada bir adam elinde kemanıyla çıkagelir ve yere bağdaş kurarak oturur.

Ardından kemanını kutusundan çıkarıp çalmaya başlar.

Metronun içi 45 dakika boyunca kemanın tellerinden dökülen özel namelerle şenlenir.

Peki keman sesini duyanlar ne yapar dersiniz?

İlk üç dakika hiç kimse ilgi göstermez.

Üç dakika sonra orta yaşlı bir adam müzisyeni fark eder. Ancak adımlarını yavaşlatsa da durmadan yoluna devam eder.

Ondan bir dakika sonra bir kadın geçer yanından. Hızını hiç kesmez, sadece bahşişini kutuya atar.

Bir kaç dakika sonra müziği dinlemek isteyen bir başkası çıkar. Metronun duvarına yaslanarak biraz soluklanır; ardından saatine bakıp yoluna devam eder.

Derken üç yaşlarında minicik bir çocuk belirir metroda. Annesinin elinden tutmuş giderken, ısrarla durmak ister. Kemancıyla göz göze gelir. Ancak annesinin kuvvetli çekiştirmelerine dayanamaz. Gözlerini kemancıdan ayırmadan annesiyle oradan ayrılır.

Benzer sahneler çocuklu aileler tarafından birkaç kez tekrarlanır.

Durup kemancıya bakan çocuklar ve onları yürümeye zorlayan aileleri.

Yoğun bir iş sabahı olduğu için kemancının orada olduğu sürede önünden yaklaşık 1100 kişinin geçtiği hesaplanır.

Kemancıya 20 kişi para verirken, sadece 6 kişi durup bir süre dinler.

Tam 45 dakika boyunca harika parçalar çalan kemancı yavaşça toparlanır. Oradan sessizce ayrılır.

Gelin görün ki bu uzun süre boyunca hiç kimse; konser veren o kemancının aslında dünyanın en yetenekli müzisyenlerinden biri olduğunu FARK EDEMEZ.

Elinde yaklaşık değeri 3.5 milyon doları bulan kemanıyla en özel ve karmaşık parçalara hayat veren bu müzisyen Joshua David Bell’dir.

Bell'in enstrümanı ise Antonio Stradivari'nin 1713 yılında yapılan 300 yaşındaki Stradivarius kemanıdır.

Üstelik bu mini konserden sadece iki gün önce; Boston'da verdiği ve biletleri aylar önceden tükenen konserinin biletleri yüzlerce dolara satılmıştır.

Bu gerçek hikayeden çıkarılacak çok ders var.

Hep acelemizin olduğu ve koşturduğumuz bu kısır döngü içinde, neyi ne kadar fark edebildiğimizi düşünmemiz gerek.

Biz olsaydık metrodaki o müzik dinletisine kulak verip durup dinler miydik?

İtiraf etmeliyim ki ben böylesi durumlarda sadece adımlarımı yavaşlatıyorum.

Peki ya sizler?

Yaşam ellerimizin arasından kayıp giderken, farkına varamadığımız minicik ama değerli detayları daha çok fark edebilmemiz dileğimle.

Sevgiyle kalın.

Belgin ERYAVUZ

06.08.2021

Kaynak: https://www.zorlupsm.com/tr/etkinlik/joshua-bell.

 

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...