30 Mart 2021 Salı

PALİNDROM

Bu aralar elimde şahane bir kitap var. Leonardo Da Vinci’nin hayatını okuyorum Walter Isaacson’un kaleminden.

Oldukça kalın ama bir o kadar etkileyici.

Daha ilk sayfalarda bir cümle dikkatimi çekti. Şöyle diyor dünyanın bu yaratıcı dâhisi.

‘’Bilginin peşinden saf bilgi aşkıyla koşun. Her bilginin kullanışlı olması gerekmez. Bazen bilginin peşine sırf zevk için düşülmelidir.’’

İşe PALİNDROM da böylesi bir sözcük benim için.

Duyar duymaz peşine düşmek istedim sadece bu yüzden. Letaffuzu biraz zor. Ama manası çok hoş.

Zeki bir sözcük bana göre.

Bilmem ki belki de bu yüzden sevdim.

Palindromun anlamı, tersten okunuşu ile aynı olan cümle, sözcük ya da sayı demek.

Örnekler o kadar güzel ki.

Gelin bir göz atalım ve beynimizi çalıştıralım.

Örneğin 21. Yüzyılda sadece 12 tane palindrom tarih varmış. Bir tanesini geçtiğimiz günlerde şahit olduk.

21.02.2021

Peki şahit olamadıklarımız ya da geçmişte öylesine geçip gidenler habersizce?

01.02.2010 geçip gitmiş, ben farkına varamamışım.

Atatürk’ün doğum yılı 1881.

Hepimiz için ne kadar özel ve o da palindrom bir yıl.

Türkçemizdeki palindorm sözcüklerden bazıları;

Yapay, teğet, kısık, yatay, ulu, ses, ada, mum, radar, kavak, makam, küllük,…

Peki ya palindromik sayılar?

101

111

121

212

323

6336

54245

623326

7895987

42699624

536754457635

98765432100123456789

98778855231222213255887789.

Bu sayıları bizler de bulabiliriz.

Nasıl mı?

Örneğin 173 sayısını ele alalım. Tersi ile toplayalım. Çıkan sayıya bakalım.

173+371 = 544 palindromik değil. O halde çıkan sayı ile devam edelim. Tersi ile toplayalım.

544+445=989 palindromik oldu.

Bir başka örnek daha yapalım mı?

Sayımız 2008 olsun. Tersi ile topluyoruz.

2008+8002=10010 çıktı, palindromik değil.

Devam ediyoruz. Çıkanı tersi ile toplayalım.

10010+1001 = 11011 işte palindromik.

Palindromik Türkçe cümleler de var.

Bazıları şöyle;

Aslı sanmışım nasılsA.

Al yarısını sıraylA.

Pay ederek iki kerede yaP.

Azıcık beynimizi çalıştırmak içindi bu satırlar. Biraz da gülümsemek.

Sevgiyle kalın.

Belgin ERYAVUZ

15.02.2021

Kaynaklar: https://tr.wikipedia.org; https://kulturveyasam.com; http://akifaltundal.net/tur; https://www.cnnturk.com.

 

 



 

16 Mart 2021 Salı

VERMENİN DAYANILMAZ HAFİFLİĞİ

Sessizce, kimseler görmeden vermek.

Paylaşmak.

Azı çok yapmak.

Almanın naif kardeşi kendisi.

Dengesi.

Birisini ya da birilerini sevindirmenin en zarif yolu.

Karşınızda kabına sığamayacak kadar mutlu olan, gözlerindeki ışıltılı bakışla kocaman gülümseyen kalpler yaratmanın dayanılmaz hafifliği.

Ne kadar özel bir duygu aslında; içinizden taşan o tatlı heyecan dolu mutluluğu yudum yudum içmek.

Kocaman gülümsemelerden nasibini alıp ‘İşte bu.’ diyebilmek.


Bunun pek çok yolu var elbette. Önemli olan, her ne yapıyorsak yapalım kalplere sevinç ektiğimizi unutmamak. Zarafeti kaybetmemek. Sessizce yapmayı unutmamak.

Hadi gelin sevinç ekilen bir kalbin öyküsüne ortak olalım.

Nasibimizi alıp bizler de gülümseyelim.

Günlerden bir gün; öğrencileri ile sohbet etmekten keyif alan bir alim, öğrencisi ile bir tarlanın yanından geçer. Hemen yanındaki ağacın altında eski bir çift ayakkabı dikkatlerini çeker. Sağa sola bakarlar, sahibini göremezler. Belli ki civarda çalışanlardan birine aittir.

Tam oradan ayrılacaklarken; öğrencinin aklına bir muziplik gelir. Ayakkabıyı saklamayı, sahibi gelip de bulamayınca yaşayacağı panik halini seyretmeyi teklif eder.


Bilge alim ise bambaşka bir yol önerir öğrencisine.

Ayakkabıyı saklayıp sahibini üzmek yerine; içine bir miktar para bırakıp sevindirmenin çok daha özel olacağını söyler.

Öğrenci bu fikre bayılır. Ayakkabının içine bir miktar para saklar ve beraberce gizlenip beklemeye başlarlar.

Derken ayakkabının sahibi gelir. Terden sırılsıklam olmuş elbiselerini değişir. Sıra ayakkabısını giymeye geldiğinde içinde bir fazlalık fark eder. Baktığında öğrencinin koyduğu parayla karşılaşır. Şaşırır elbette. Etrafına bakar dikkatlice. Hiç kimseyi göremez.

İşte o anda, içindeki tarifsiz mutluluk gözlerine yerleşirken, gözyaşları ona eşlik eder. Çok sevinmiştir. Çünkü hasta eşine, evde aç bekleyen çocuklarına doğru dürüst bir şeyler alacak kadar parası vardır artık. Gerçi kendisine bu iyiliği yapan her kimse onu görememiştir; ama kalbine ektiği sevinç, umudunu artıran kocaman bir damla olmuştur.

Bu duygusal sahneyi uzaktan izleyen alim ve öğrencisi ise vermenin dayanılmaz hafifliği içinde mutlulukla oradan ayrılır.

İşte öykümüz böyle.

Zarafetle, usulca vermenin güzelliği.

Yaşanan çifte mutluluk.

Ekilen sevincin kalplerde umutla yeşermesine olanak tanımak.

Daha ne ister ki insan bu güzel duyguyu tattıktan sonra.

Vermenin pek çok yolu var. Sadece maddi olarak değerlendirmemek gerek.

Güçlü ve haklı olduğunda affetmeyi bilmek; haksız olduğunda özür dilemek; başkalarının başarılarıyla mutlu olmak; kıskanmayı unutup gıpta etmeyi öğrenmek; sessizce dinlemek; karşımızdaki her kim olursa olsun kendisini değerli hissetmesini sağlamak; … gibi.

Almayı ve vermeyi karşılık beklemeden, içimizden gelerek yapabilmek esas olan. Alırken karşılığını vermeye çabalamak ya da verirken yine karşılığını beklemek değil anlatmaya çalıştığım. Biliyorum siz beni anladınız.

Çünkü evrenin matematiği böyle işliyor. Yeter ki hepimiz alırken de verirken de iyi niyetlerle yapalım; karşılık beklemeksizin.

Sevinç tohumları ekip yeşerttiğimiz gün ve mutluluk dolu anlarımız çokça olsun.

Sevgiyle kalın.

Belgin ERYAVUZ

31.01.2021

Kaynaklar: https://www.uplifers.com; https://gulsensecen.wixsite.com.

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...