29 Haziran 2025 Pazar

BAŞKASININ GAZETESİ (1/2)

Yıl 1950.

Baharın gülümseten aylarından Mayıs.

Afyon’dan Eskişehir’e doğru yola çıkan ve Cumhuriyet'in ilk yıllarından beri çalışan bir tren.

Trenin kompartımanında kesişen hayatlar.

Hayatın bazen bizlere çok güzel sürprizler de hazırladığının en özel örneklerinden biri.

Üstelik hepsi gerçek.

Gazeteci Cüneyt Mollaoğlu bir iş takibi için Afyon’dan trene biner. Yalnız olduğu kompartımanda gazetesini açıp okumaya başlar.

Tren Kütahya’ya ulaştığında istasyondan iki kişi biner.

Küçük kız çocuğu Cüneyt beyin hemen yanına oturur ve o andan itibaren gözünü gazete sayfalarından ayırmaz.

Kız çocuğuna refakat eden akrabası; çocuğu yaptığının yanlış olduğu konusunda bir iki kez uyarır. Ama nafile.

Tüm ilgisi gazetede olan küçük kız; kendisine yapılan uyarıları duymamış gibidir adeta.

Birden Cüneyt beye dönerek gazeteyi okumasını bitirdiğinde, okuyup okuyamayacağını sorar.

Uyarılarını kulak ardı eden, üstüne üstlük bir de tanımadığı bir adamdan gazetesini isteyen yeğenine hayli kızar akraba.

Küçük kızın masum isteğini ve çıkışmaları duyan Cüneyt bey, tebessüm ederek gazetesini uzatır.

Yemyeşil doğanın arasında sessizce süzülen o tren kompartımanında; o andan itibaren küçük kızla gazete sahibi arasında tatlı bir sohbet başlar.

Sohbet sırasında küçük kızın okumaya, kitap ve dergilere son derece ilgi duyan bir çocuk olduğunu, hatta masallar yazdığını öğrenir Cüneyt bey.

Bu sohbetten son derece mutluluk duyar. Küçük kızın yazdığı masalları merak ettiğini, eğer daktilo ile yazıp kendisine gönderirse gazetesinde yayınlayabileceğini söyler.

Bu sözlere hem çok şaşıran hem de çok sevinen küçük kız, hemen orada masalının gazetede basıldığını hayal etmeye başlar.

Gelin görün ki o zamanın şartlarında bir daktilo bulması hayli zor olur.

Bu sorunu nasıl çözeceğini düşünürken, günün birinde adliyenin önünde çalışan arzuhalcileri fark eder. O dönemlerde okuma yazma bilmeyen ve devlet dairelerine dilekçe yazmak zorunda kalan insanlara yardım eden arzuhalcilere sevinerek bakar.

Nihayetinde çekinerek birinin yanına gider. Bir masalının olduğunu, daktiloda yazıp yazamayacağını sorar kısık sesiyle. Arzuhalci 2 lira karşılığında yazacağını söyler.

O zamanlarda 2 lira herkes için, hele bizim küçük kız çocuğu için çok kıymetli bir paradır.

Bu kadar parası olmayan küçük kız büyük bir azimle haftalık harçlıklarını biriktirmeye başlar. Pek çok şeyden mahrum kalsa da kararından vazgeçmez. Sonunda arzuhalcinin istediği parayı denkleştirir.

Hemen ertesi gün arzuhalciye gidip masalını daktilo ettirir. Ardından baca temizleyicisi bir çocuğun hayatını anlattığı ilk öyküsünü gazeteye gönderir. 

Artık sabırla bekleme zamanıdır. (devamı 2/2’de)

Sevgiyle kalın.

Belgin ERYAVUZ

13.03.2025

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...