2 Mayıs 2024 Perşembe

HASTANEDEKİ NAL SESLERİ (2/2)

Peyo palyatif bölümdeki koridorlarda dolaşırken; hangi odaya ve hastaya gideceğini özgürce seçer.

Ardından hastayla aralarında sevgi dolu bir iletişim kurulmaya başlanır. Onun odadaki varlığı, yeri gelip ufacık dokunuşları ve nefesi hastalara adeta pozitif enerji pompalar.

Bu sayede moral kazanan hastaların ağır ilaç dozlarının yanında ölüm korkularının da azalmaya başladığı dikkati çeker.

Bir anlamda Peyo, o hastaların son yolculuklarını huzur içinde yapmalarına olanak sağlar.

Bu nedenle sadece hastalar tarafından değil, o bölümün tüm doktor ve hemşireleri tarafından da sevilir.

Bir zamanlar farklı yarışlarda koşmuş olsa da onun dünya çapında tanınması; işte bu çok farklı bir özelliği sayesinde olur.

Peyo, her gün Calais hastanesinde ciddi kanser teşhisi ile yatan ve son demlerini yaşayan mutsuz hastaları rahatlatmak için oraya gider.

Seçtiği odadaki hastanın son nefesini verene onun yanında kalan Peyo’nun; hastanın yaşadığı acı dolu anları, korku ve endişeleri pozitif enerjisi ve şefkati ile azalttığına pek çok kişi tanıklık eder.

Hatta hastanede son günlerini yaşamakta olan 24 yaşındaki kanser hastası bir anne, oğlunu kucaklayıp koklarken; burnu yardımıyla dokunarak destek vermeye çalıştığı anda; Fransız fotoğrafçı Jeremy Lempin tarafından çekilen fotoğraf Peyo’nun dünya çapında tanınmasını sağlar.

Çünkü bu fotoğraf Dünya Basın Fotoğrafı yarışmasına aday olarak gösterilir.  

Şu sıralarda Peyo ve eğitmeni Bouchakour; terapiye adanmış bir kuruluş olan Les Sabots du Coeur’de; acı çeken, kaygı dolu insanları rahatlatma yeteneğini araştıran bilim insanlarıyla beraber çalışıyor.

2016 yılından bu yana, yaklaşık 1.000 hasta ve onların yakınları; hastanedeki zor ve acılı zamanlarını; huzurla geçirmelerini sağlayan ve birbirlerinden hiç ayrılmayan bu ikiliyi çok sevdiklerini söylüyor.

Hayat böyle bir şey.

Acı tatlı dokunuşlarla geçen ömürler ve ardında bıraktığı hoş izler.

Sevgiyle kalın.

Belgin ERYAVUZ

03.03.2024

Kaynaklar: https://www.hollandapostasi.com;  https://www.instagram.com; https://t24.com.tr.

HASTANEDEKİ NAL SESLERİ (1/2)

Calais, Fransa'nın kuzeyinde bir deniz limanı ve sanayi merkezi.

Bu kentte adını kentten alan bir hastane var.

Calais hastanesi.

Bu hastaneyi ilginç yapan ise hastane koridorlarında zaman zaman duyulan nal sesleri.

Evet yanlış okumadınız nal sesleri.

Bu ses Peyo isimli sevimli bir ata ait.

Peki bir atın hastanede ne işi var dersiniz?

İşte buradan sonra okuyacaklarınız yüreğinizi sıcacık yapan türden, inanın bana.

Peyo 15 yaşında bir aygır.

Hisleri çok kuvvetli.

Bakıcısı ve eğitmeni Hassen Bouchakour.

Bu ikilinin bir araya gelmesi de hayli ilginç.

Hassen Bouchakour, beyaz bir gösteri atı aramaya başlar. Ne yazık ki tam istediği gibi bir at bulamaz, ancak farklı bir at dikkatini çeker.

Neden olmasın diyerek Peyo ile ilgilenmeye başlar.

Gelin görün ki aksi, huysuz, gergin ve kıskanç bir at olan Peyo ile bir türlü anlaşamaz.

Tam pes edecekken sorunun kendisinden kaynaklandığını anlar. Günler geçtikçe ona nasıl davranması gerektiğini çözer. Böylece birbirlerine sıkıca kenetlenirler.

Beraber pek çok yarışmaya ve müzikal gösteriye katılırlar.

Aradan geçen yıllar içinde eğitmeni, Peyo’daki farklı özellikleri keşfeder. Örneğin Peyo sevilmekten ve kendisine dokunulmasından hoşlanmaz. Sadece kendisinin seçtiği kişilerin yanına gidip onların dokunmasına izin verir. Üstelik seçtiği kişiler de moralsiz, ruhen çöküntü yaşayanlar hatta ölümcül hastalığa yakalananlardır.

Bu duruma hayli şaşıran eğitmen, atını daha iyi anlayabilmek adına bilim insanlarından yardım ister.

Bu amaçla Peyo’ya tam 4 yıl boyunca çeşitli testler yapılır.

Sonunda Peyo’nun otistik bir at olduğu ortaya çıkar. Üstelik diğer atlara göre benzersiz bir beyin yapısına sahiptir.

İç güdüleri sayesinde tanıdığı kanser hastalarıyla empati kurması da onun benzersizliğini kanıtlar niteliktedir.

Böylece Peyo’nun hastane serüveni başlar.

Hastane koridorlarında neler mi olur? (devamı 2/2’de)

Sevgiyle kalın.

Belgin ERYAVUZ

03.03.2024

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...