1 Kasım 2023 Çarşamba

BİR MÜCADELE ki (2/2)

Bunun için iç bağları kuvvetli gibi görünen, sorgulamayan ve düşünmeyi sevmeyen bir grup kuruluyor. Kendilerini önemli ve güçlü hissetmek isteyen bireyler sayesinde sayıca çoğalırken; bu gruba katılmayanlar ötekileştiriliyor.

Dolayısıyla tek bir hamle ile toplum karşıt gruplara bölünmüş oluyor. 

Bir süre sonra grup üyelerine hep beraber, her şeyi yapabilecekleri imajı veriliyor. Böylece grubuna güvene kişinin yapacağı işlerde mantık aramasına mani olunuyor.

Araştırmacılar böylesi bir ortamı yaratmanın diğer yolunu ise korku ve dehşet psikolojisine bağlıyor.

Ortamı sürekli gergin tutmak, tehlike varmış gibi çatışmalar çıkarmak, olur olmaz insanları hedef göstermek, düşman yaratmak ve düşünmelerine engel olmak. Böylece mantıklı düşünmeden, içgüdüsel hareket etmelerine zemin hazırlanmış oluyor.

Bilim insanlarının açıklamasına göre; bu topluluklar; R komplekslerine hitap eden liderleri ile yaşamayı isteyerek kabul ediyor. Kendi hayatları zorluklar içinde geçse de aldırmıyor. Yapamadıklarını yapan liderlerinin peşinden hiç düşünmeden gidiyor. Geleceğe odaklanmak yerine geçmişle yaşamayı seçiyor.


Düşünmeyen, sorgulamayan kitlelerin sayıca çoğalması ne yazık ki toplumun gelişme hızını engelliyor. Dünya ülkeleri bilimin ışığında her gün yeni bir buluşla insanlığa katkı sağlarken; onlar adeta bir yalan dünyasında yaşıyor. Düşünenleri, gelişmek için çaba gösterenleri adeta yok sayıyor, dışlıyor.

Musevi kökenli Alman düşünür ve toplum bilimci Max Horkheimer bu durumu ‘kitlesel akıl tutulması’ olarak açıklıyor.

Tüm bunları mantık süzgecinden geçirip anlamaya çalışmak oldukça zor.

Yanıtsız kalan pek çok soru da cabası.

Tam yeri gelmişken hayatımızın bir başka önemli gerçeğine iki satırla da olsa değinmeden geçmek olmaz.

O da pazarlama çalışmalarında eski beyni hedefleyerek daha başarılı sonuçların elde edilmesi gerçeği.

Bu amaçla zıtlıklara başvuran, ilgi uyandıracak, kısa, basit, net mesajlar veren, benmerkezci dil kullanan, görsel uyarıları ağırlıkta olan ve duygulara hitap eden reklamlarla toplumun ilgisi yönlendiriliyor. Özellikle karar vermemizdeki en güçlü faktörlerden biri olan korku duygusuna yönelik yapılan pazarlama stratejileri de cabası.

Maalesef dünyanın en önemli şirketleri dahi bu yöntemleri kullanarak satış rekorları kırmanın ve pazar paylarını artırmanın peşinde.

Sonuçta unutmamak gerekiyor ki, her şey her şeyi etkiliyor. En çok da beynimizi. Üstelik hal böyleyken; öngörülemeyen sorunlar çağına koşar adım gidiyoruz hepimiz.

Sevgiyle kalın.

Belgin ERYAVUZ

18.06.2023

Kaynaklar: https://medium.com; https://www.martidergisi.com; https://www.herkesebilimteknoloji.com; https://www.brandingturkiye.com.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...