27 Ekim 2025 Pazartesi

UNUTAMAMA HASTALIĞI – HİPERTİMEZİ

İlk defa duyduğum ve içeriğini öğrendiğimde düşünmeden edemediğim bir kelime hipertimezi.

Dünyada son derece nadir görülen nöropsikolojik bir durumun ismi.

Yunanca ‘hyperthymesia’ dan türetilmiş.

Anlamı ‘aşırı hatırlama’.

Günümüzde yaygın olarak görülen bir demans türü olan Alzheimer hastalığının ( beyin hücrelerinin yok olmasına neden olan ilerleyici bir nörolojik hastalık) tam tersi.

Bu hipertimestik sendromda üstün bir otobiyografik hafıza söz konusu.

Böylece kişiler geçmişine yönelik olayları, deneyimleri; normal insanlardan çok daha fazla hatta hayatının çoğunluğunu kapsayacak derecede; hatırlıyor.

En belirgin iki özelliğine göre;  kişi kendi kişisel geçmişi hakkında düşünmeye anormal miktarda zaman harcıyor. Ancak bunu yaparken farkında olmadan beyninin olağanüstü kapasitesini tam olarak kullanıyor.

Dünya genelinde hipertimezi sendromu yaşayan kişi sayısı net olmamakla beraber, kaynaklar sadece 20-30 kadar olduğunu gösteriyor.

İlk başta insana hoş bir durum gibi gözükse de aslında yaşayan insanlar için tam bir kabus niteliğinde.

Düşünsenize beyniniz hiç durmuyor, üstelik sürekli geçmişte yaşayıp, ilgili ilgisiz pek çok ayrıntıyı önünüze koyuyor.

Beynin çalışması kontrol edilemiyor.

Konuyla ilgili kaynaklara göre; hipertimezi sendromu yaşayanlar kendilerine bir tarih verildiğinde, o gün yaşadıklarını mükemmele yakın ayrıntılarla hatırlıyor. Buna ek olarak, o tarihin hangi güne denk düştüğünü ve o tarihte kişisel bir bilgi olup olmadığı da hafızalarına hemen geliyor. Buna kişisel öneme sahip kamusal etkinlikler de dahil.

Bu kabus gibi hatırlama özelliği nedeniyle, hatırladıkları acı tatlı anıları tekrar tekrar yaşıyor gibi oluyor; haliyle yıpranıyorlar.

Aşırı hatırlama sendromu ilk olarak kırk altı yaşında Jill Price isimli bir Amerikalıda görülür.

Sekiz yaşından itibaren yaşadığı olayları her anıyla ve ayrıntısıyla neredeyse dakika dakika hatırladığı için; doktorlar tarafından bu durum ciddiyetle araştırılmaya başlanır.

İlk kapsamlı inceleme 2006 yılında yapıldığında ise kişilerin beyinlerindeki depolama bölümünde olağanüstü bir kapasiteye rastlanır. Bu kapasitenin duygusal zekadan sorumlu amigdala bölgesi ile ilişkili olduğu ortaya çıkar.

Sonraki yıllarda ilerleyen çalışmalarla, sağ amigdalanın normal boyutundan daha büyük olduğu gözlemlenir.

İşte aşırı hatırlama, hiç unutamama bu sayede gerçekleşir.

Sendromdan şüphelenen kişilerde bu tarz belirtilere ve beynin görüntüleme yöntemlerine bakılarak bir tespit yapılıyor olsa da tam bir tedavisi yok maalesef.

Genelde uzun süreli ilaç tedavisi uygulanırken, ek olarak terapilerden de yararlanılıyor. Çünkü her şeyi gerekli gereksiz tüm detayları ile sürekli hatırlama durumu; psikolojik yıpranmalara, zihin yapılarında bozulmaya ve hayat kalitesinin ciddi anlamda düşmesine sebebiyet verebiliyor.

Günümüz araştırmacıları; dünya genelinde çok az sayıda kişide nadir olarak görülen bu durum için daha çok araştırmaya ve bilimsel çalışmaya ihtiyaç duyulduğunu belirtiyor.

Sevgiyle kalın.

Belgin ERYAVUZ

17.07.2025

Kaynaklar: https://www.epsikolog.com; https://www.memorial.com.tr.

 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...