4 Kasım 2025 Salı

İKİNCİ YAŞAM UMUDU mu? (1/3)

 

Geçtiğimiz günlerde çok sevdiğim bir arkadaşımın tavsiyesi üzerine ‘Kriyoniks: İkinci Yaşam Umudu’ isimli bir belgesel izledim.

Bu samimi belgesel; Taylandlı bir bilim insanı ve ailesinin, ölmekte olan, çok sevdikleri bebeklerini kriyonik olarak dondurmaya karar verme serüvenini anlatıyor.

İzlerken aklıma üşüşen soru yağmuruna engel olamadığımı ve beni fazlasıyla etkilediğini itiraf etmeliyim.

Kriyoniks, geleceğe yönelik bir umuda tutunma aslında.

Umut diyorum, çünkü gelecek yıllarda bu konu ile ilgili sonuçların ne olacağı hala kesinlik kazanmış değil.

Yani bir bilinmezlikte umut ediyorsunuz.

Bu ne yaman bir çelişki.

Üstelik hayatımda her şeyin kesin ve net olmasını seven birisi olarak bu yöntem; bazı noktaları ile beni şaşırtıyor, şüpheye yöneltiyor, gerçekleşme olasılığını düşündürüyor.

Kriyonik,   gelecekte gelişecek tıp teknolojisi sayesinde bir gün yeniden canlandırmak umuduyla, insan bedeninin dondurulması ve aşırı düşük sıcaklıklarda korunması demek.

Bu fikrin çıkma sebebi; günümüz şartlarında tedavisi olmayan  hastalıklara yakalanan ya da ölen kişilerin dondurulması ve gelecekte tedaviler bulunduğunda yeniden canlandırılması aslında.

Konunun uzmanları dondurulan kişilerin bedenlerinin bu yöntemle kriyonik süspansiyon hâlinde saklandığını belirtiyor.

Tarihte bu yöntemi ilk dile getiren kişi, ölümsüzlük araştırması yapan Amerikalı bilim insanı Jacques Dubourg olur.

1955 yılında İngiliz bilim insanı James Lovelock, mikrodalga diatermi yöntemini kullanarak sıfır derecede dondurulmuş fareleri canlandırmayı başarır.

1962 yılında yazdığı ‘Ölümsüzlük Beklentisi’ isimli kitabı nedeniyle ‘kriyoniğin babası" olarak bilinen Amerikalı fizikçi Robert Ettinger ise kriyoniğin temelini atar.

Üstelik kendisi bu olayı bizzat deneyimlemek ister.

1964 yılında bu işlemleri yapmak, kriyoniksi hayata geçirmek amacıyla Evan Cooper tarafından 'Life Extension Society' (LES) firması kurulur.

1967 yılında psikoloji profesörü Amerikalı James Hiram Bedford, 73 yaşında dondurulan ilk insan olarak tarihe geçer.

Cryonics Ensitütüsünde dondurulan profesörün bedeni, saklama ünitesinde 1979 yılında yaşanan tatsız bir soruna rağmen kurtarılır.

1987 yılında Berkeley Üniversitesinden Dr. Paul E. Segall köpeğini 15 dakikalığına dondurtur.

2015 yılında ise Çinli çocuk edebiyatı yazarı Du Hong, 61 yaşında dondurularak saklanmaya alınır.

Günümüzde bu işlemi yapabilecek donanıma sahip 5 firma var. Bunlardan dördü Amerikaya, bir tanesi de Ruslara ait. Buralarda yüzlerce beden dondurulmuş halde ve yaklaşık 1500 kişi de sırada.

Hatta bazı topluluklarda bedenin dondurulma yıl dönümü "Bedford Günü" olarak kutlanıyor.

Gelişen teknoloji ile beraber elbette yeni sistemler üzerinde yoğun bir çalışma ve araştırma söz konusu.

Gelin görün ki dondurulan bedenin çözülmesi sırasında ne gibi komplikasyonlar çıkacağı, nasıl önlemler alınacağı tam bir muamma.

İşte bu noktada yaşanmış gerçek bir donma ve yeniden dirilme olayına göz atmamız yerinde olur diye düşünüyorum. (devamı 2/3’te)

Sevgiyle kalın.

Belgin ERYAVUZ

12.07.2025

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...