Artık biliyoruz ki düşüncelerimiz hayatımızın yoluna döşenen taşlar.
Olumlu
ve iyimser düşünceler yolumuzu kolaylaştırırken, yaptığımız seçimler
doğrultusunda hayatımızı şekillendiriyor.
İçsel
bir güç oluyor.
Motive
ediyor.
Umutlandırıyor.
Böylece
anların farkındalığında kavuştuğumuz mutluluk, içimizden dışarıya ışık olup
yansıyor adeta.
Seçimin
elimizde olduğu gerçeğini yeniden hatırlamak için; gelin şimdi paylaşacağım
sade ama hoş anektoda yer verelim düşüncelerimizde.
Her
şey bir şapka ile başlar.
New York’un küçük bir dairesinde annesiyle beraber yaşayan Maria’nın şapkası ile.
Maria
büyük bir şirkette sekreter olarak çalışır.
Ona
göre hayatı basit ve sıkıcıdır.
Kimsenin
dikkatini çekmeyen, kendisiyle çok da barışık olmayan bir kızdır.
Günlerden
bir gün işe giderken; yolunun üzerinde yeni açılmış bir şapka dükkanı görür.
Merakla
içeri girer.
Dükkanda şapka deneyen müşteriler vardır.
Maria
da hoşuna giden şapkaları denemeye başlar.
Denedikleri
arasında bir tanesini çok sever. Şapkayı taktığı anda aynada kendisini çok
güzel görür.
Bu
arada diğer müşterilerden de hoş iltifatlar alır.
Toplum
içinde ilk defa fark edilen Maria, aynada kendisine daha dikkatli bakar ve gerçekten
harika göründüğünü düşünür.
Hiç
zaman kaybetmeden kasaya gider ve şapkayı satın alır.
Kocaman
tebessümlerle dükkandan dışarıya çıktığında, etrafındaki her şey kendisine çok
farklı, ışıltılı ve güzel gelir.
Tüm
bu güzellikleri daha önce fark etmediği için kendi kendine hayıflanır.
Caddenin
gürültüsü bile ahenkli, çiçekler rengarenk ve hava tertemizdir. Adeta bulutlar
üzerinde uçarcasına yürümeye başlar.
Tıpkı
insanın aşık olduğunda hissettiği gibi, dünya ona her şeyi ile mükemmel görünür
çünkü.
Bu
harika hisle her zaman geçtiği kafenin önünden geçerken duyduğu iltifatlar onu
daha da gülümsetir.
Kızaran
yanakları ile yürümeye devam eder.
Ofis
binasına geldiğinde kendisine kapıyı açan ve selamlayan görevliyi ilk kez fark
ettiğine şaşırır.
Asansöre
biner.
Çalışma
katına geldiğinde iş arkadaşlarının iltifatlarını duymaya başlar.
Üstelik
müdürü ilk defa olarak, yeni bir işle ilgili fikrini almak için onu öğle
yemeğine davet eder.
Mesaisi bitip akşam olduğunda gülümsemesini hala koruduğunu fark eder Maria.
Evine
otobüs yerine taksiyle gitmeye karar verir.
Şansına
elini kaldırır kaldırmaz iki taksi önünde durur.
Sonunda
eve varır.
Kapıyı
açan annesi şaşkınlıkla kızının harika göründüğünü, gözlerinin tıpkı
çocukluğundaki gibi parladığını söyler.
Maria
da hemen oracıkta gününün mükemmel geçtiğini, kendisini harika hissettiğini ve
hepsinin başındaki şapka sayesinde olduğunu açıklar.
Annesi
şaşkınlıkla kızına bakarak hangi şapka olduğunu sorar.
Maria
bir anda öyle şaşırır ki.
Hemen
elini başına götürür.
O
da nesi?
Şapkası
başında değildir gerçekten de.
Ne
olduğunu, şapkayı hangi ara, nerede çıkardığını anımsamaya çalışır.
Ancak
anımsaması geciktikçe panikler.
En sonunda kafasını biraz toparladığında; şapkayı alıp kasaya gittiği ve cüzdanını çıkarmak için onu tezgaha koyduğu gelir aklına.
Yani
şapkası dükkanda kalırken o da tüm gününü şapkasız geçirmiştir.
Ancak
yaşadıkları, hissettikleri, gülümsemesi, hayata bakışı sadece şapka vesilesi
ile açığa çıkan ışığıdır.
İçinde
hissettiği mutluluk gözlerine, yüzüne, tavırlarına dolayısıyla tüm gününe
yansımıştır.
Kıssadan
hisse; günümüzü ve hayatımızı şekillendirecek olan basit farkındalıklarla
zorlukları daha katlanabilir hale getirmek mümkün.
Yeter
ki yaşamın kıyısında köşesinde kalmış her özel detayın farkında olalım.
Sevgiyle
kalın.
Belgin
ERYAVUZ
20.08.
2025





Hiç yorum yok:
Yorum Gönder