Şirinler, Belçikalı çizer Pierre Culliford'un oluşturduğu çizgi roman ve animasyon dizisinin ortak ismi.
İlk
olarak 1958 yılında bir çizgi roman olarak ortaya çıkar.
1981
yılında animasyon filmi çekilir ve televizyon kanallarında yayınlanması ile tüm
ilgiyi üzerinde toplar.
Hepimizin
yakından tanıdığı bu animasyon filmindeki en belirgin özelliklerden bir tanesi;
Şirinlerin baş düşmanı Büyücü Gargamel’in dışında; oradaki tüm karakterlerin
mavi renkli olması.
Şirin
Baba’dan Uykucu’ya, Şirine’den Öfkeli’ye, Hayalci’den Sakar Şirin’e kadar her karakterin başlarından
geçenleri keyifle izlerken; neden o renkte olduklarını sorgulamayız.
Çünkü
onlar hayali yaratıklardır ve yeryüzünde mavi renkli insan var olamaz.
Peki ya varsa?
İşte
karşınızda Paul Karason.
Çevresinde
"Şirin Baba" lakabıyla tanınıyor.
Rengi
de tıpkı Şirinler gibi mavi.
Hem
de koyu mor mavi.
Bu
şaşkınlık verici olayın kahramanı 14 Kasım 1950 yılında Amerika Washington’da
doğar.
Normal
bir çocukluk ve gençlik hayatı olur.
Sağlıklı,
açık tenli ve çillidir.
Ancak
kırklı yaşlarına geldiği 1990 yıllarında, bir takım rahatsızlıklar baş
gösterir.
Özellikle
cilt dermatiti, sinüsleri, asit reflüsü ve diğer başka sorunlarını kendi
kendine tedavi etmek için kolları sıvar. Bir
reklamda gördüğü karışımı hazırlayarak işe girişir.
Bu amaçla bir yandan ev yapımı kolloidal gümüş tedavisine başlar, diğer yandan cildine gümüş preparatı sürer.
Ancak
bir süre sonra cilt rengi değişmeye, maviye dönmeye başlar.
Bu
durum tıp literatüründe ‘arjiri’ olarak tanımlanan bir cilt rahatsızlığı
aslında.
Halk
arasında ‘mavi ten hastalığı’ olarak biliniyor.
Bu
hastalığa yakalanan kişilerin bedeni mavi veya mor bir renge bürünüyor.
Temelinde
sağlığa pek bir zararı bulunmuyor.
Gelin görün ki belirgin şekildeki koyu mavi renkli bir ten; kişinin sosyal yaşamını fazlasıyla etkiliyor; yalnızlaşmasına sebep oluyor.
Günümüzde
uzmanların kozmetik bir problem olarak gördüğü bu ten rahatsızlığı; ilk kez 2008
yılında Paul Karason sayesinde fark edilip konuşulmaya başlanır.
Cilt
rengi günden güne maviye dönen Paul giderek toplumdan uzaklaştırıldığını fark
edince, başka bir bölgeye taşınır.
Yapısal
olarak insanlarla kolay diyalog kuramamasına bir de bu rahatsızlık eklenince
iyice yalnızlaşır. (devamı 2/2’de)
Sevgiyle
kalın.
Belgin
ERYAVUZ
25.03.2025
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder