10 Temmuz 2019 Çarşamba

ÖYLE BİR HAYAL Kİ…


Gerçek hayat hikayeleri, oradaki cesaret dolu davranışlar, hayata kafa tutarak, zorluklarla mücadele sonunda elde edilen başarılar; oldum olası beni çok etkiler.

Oradaki hayatların kalbimize dokunduğunu hissederim. 

İşte bu nedenle geçmişten günümüze ne zaman böyle bir öykü ile karşılaşsam paylaşmak en büyük keyfim oluyor.

Geçen günlerde izlediğim bir filmde de böylesi çarpıcı bir öykü vardı.

Filmin ismi  ‘Women Walks Ahead - Önden Giden Kadın.’

Amerikalı kadın yazar Eileen Pollack imzalı bir roman uyarlaması aynı zamanda.

1880 yılında; Kuzey Amerika Ovalarında yaşayan insanlarla buluşmak için, New York’tan tek başına zorlu bir yola çıkan; genç bir kadının çarpıcı öyküsü anlatılıyor.

Bu genç ve güzel kadın Catherine (Caroline) Weldon.

Kendisi bir ressam.

Hayali bir ilke imza atmak.

Kuzey Dakota Kızılderililerinden, Sioux’ların efsane lideri Oturan Boğa’nın resmini yapmak.

O zamanın elverişsiz şartları, dünyanın kadına hoşgörüsüz bakışı düşünüldüğünde 
işinin hiç de kolay olmadığı aşikar.

Ama adı üstünde hayal bu.

Gelin New York’tan yola çıkalım ve tarihin eski sayfalarında gezinirken; aynı zamanda bu cesur kadının hayaline yoldaşlık edelim.

Catherine Weldon İsviçre’de doğar. Çocukken Amerika’ya gelir.

Hayatı hayli karışık, çalkantılı ve mutsuz geçer.

Bir doktorla evlenir, ancak yürütemez ve ayrılır.

Sevdiği adamdan bir oğlu olur. Batıya taşınır.

Kızılderili kültürüne duyduğu yakınlık; Amerikan Yerlilerinin haklarını savunma konusunda gösterdiği duyarlıkla başa baş gider.

Aynı tarihlerde Kızılderililer kendi cennet vatanlarından, bereketli topraklarından, alışkın oldukları ılıman hava şartlarından koparılıp; çok uzaklara, kuzeyde kar ve soğuğun hüküm sürdüğü yerlere sürülmeye başlar.  

Ümitlerini ve topraklarını kaybeden Kızılderililer’in lideri Oturan Boğa bu duruma sessiz kalamaz. Amerikan ordusuyla savaşır. Onları yener. Böylece ünlenen lider herkesin korkulu rüyası olarak dünyaya nam salar.

Kızılderililerin onun sayesinde haklı davalarına cesaretle bir süre daha göğüs gerdiği ise tarih notları arasında yerini alır.

O zamana kadar birkaç ünlü politikacının resmini yapan Weldon; derin vizyonu ile herkesin konuştuğu bu lideri merak eder. Şahsen tanışmak ve iznini alarak resmini yapmak amacıyla hayalinin peşinden yollara düşer.

Bu güzel kadın; gerek yolculuğu sırasında gerekse vardığı noktalarda; hem Amerikalıların hem de Kızılderililerin öfkesine, hakaretine, saldırısına maruz kalır. 

Çünkü sadece resim yapmak için bu kadar zahmetli bir yola çıkmasına kimse bir anlam veremez.

Defalarca evine dönmek üzere uyarı alır.

Şiddete ve ağır hakarete uğrar.

Ancak pes etmez. Cesaretle hayalinin peşinden gitmeye kararlıdır. Çünkü duygusal ve narin yapısına inat; içindeki büyük güçle kendisini kabul ettirmeye yemin etmiştir.

Karşılaştığı gerçekler; kendi vatandaşları tarafından Kızılderililere yapılan haksızlıklar, oynanan oyunlar; göz göre göre işlenen adaletsizlikler karşısında şaşkın ama bir o kadar da üzgündür.

Bir yandan Kızılderililerin gönlünü kazanıp hayalindeki resme başlarken, diğer yandan onlara yardım etmek için tüm servetini harcar.

Haksızlığa karşı cesaretli duruşu ve pes etmeyen azmi sayesinde, hem Oturan Boğa hem de diğer kabile üyeleri tarafından sevilir, sayılır. Kızılderililerle kurduğu güçlü sevgi bağını ömrünün son demlerine kadar zarafetle korur.

Bu arada hayalini kurduğu portresini bitirir.

Portrelerinden biri hala Kuzey Dakota Kültür Merkezi ve Bismarck'taki Capitol Grounds Eyalet Müzesi'nde sergileniyor.

Ziyaretçileri ile buluşan bu resim sayesinde; pek çok kişi tarihin o haksız anlarına eşlik ediyor ve ressamını hala sevgiyle hatırlıyor.

İnsanların kalbinde sevgiyle yer edinen ve hayata daha sıkı tutunmamıza vesile olan tüm güzel kalplere selam olsun.

Sevgiyle kalın.
Belgin ERYAVUZ

10.04.2019








Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...