6 Eylül 2025 Cumartesi

İNSANLIĞI GÖRMEK (1/2)

Çok eski yıllardan günümüze değişmeyen tek bir şey var.

Çoğu kişinin sadece etiketleri görmesi.

Peki ya insanlığı?

Gelin bu sorunun yanıtını düşünürken; İngiltere’de Viktorya döneminin ilk yıllarında yaşayan bir hümanisti tanımaya çalışalım.

John Langdon Down.

İngiliz hekim.

Tam bir vizyoner.

Down sendromuna ismini veren kişi aynı zamanda.

1866 yılında down sendromunu teşhis ederken, zihinsel engelli insanların tamamen dışlandığı bir dönemde yaptıkları ile herkesi şaşırtır.

Çünkü insanlığa önem verir.

Çünkü hayatların değerli olduğuna inanır.

Çünkü etiketlerin aslında hiç de önemli olmadığını bilir.

Önce hafızamızı tazelemek adına günümüzde yaygın olarak görülen down sendromunu hatırlayalım.

Down sendromu ( trizomi 21 ya da mongolizm); genetik düzensizlik sonucu insanın 21. kromozom çiftinde fazladan bir kromozom bulunması durumu.

Fazladan tek kromozom sebebi ile ortaya çıkan genetik bir bozukluk.

Dünyada ve ülkemizde her 750-1000 doğumda bir görülüyor maalesef.

Bilimin adım adım geliştiği günümüzde bile yeterince anlaşılmayan, yaşayanların ve ailelerinin kabul görmekte zorlandığı bu durumu eski yıllarda yeniden düşünelim.

O zamanlarda bu ve benzeri rahatsızlığa sahip hastalar; başkaları tarafından yük olarak görülür, zaman zaman istismar edilir.

Çoğunlukla insanlık dışı zor koşullarda, şiddet ve ihmale dayalı olarak yaşamalarına ancak izin verilir.

Hatta yok sayılır.

İşte böylesi bir zamanda Langdon Down, Redhill'de Akıl Hastanesi ve Zihinsel Engelliler için hizmet veren Royal Earlswood Enstitüsü’nde başhekim olarak çalışmaya başlar.

Deneyimi az olsa da müthiş bir empati yeteneği bulunan Langdon; hastaların yaşadığı zorluğu fark eder.

Var olan fiziksel ceza sistemine el atar, hemen yasaklar.

Hastane genelinde hijyeni önemser.

Her alanda işini bilen personeller işe alır.

Hastaların kendilerini iyi hissetmeleri adına kişisel gelişimi destekleyen, hayatların kalitesini iyileştiren (bahçe işleri, boyama ve el sanatları gibi) aktiviteleri gündeme taşır ve tanıtır.

Bir anlamda tıp biliminin bir adım ötesine geçer.

Her bir hastaya sabırla yaklaşırken, onların kendilerine olan güven ve saygılarını yeniden kazanmaları için yardımcı olur.

Öğrenme yetersizlikleri üzerine yeni bir çalışma modeli yaratır.

Zekası düşük çocuklar hakkında bazı yayınlar yaparak bu konudaki araştırmaların öncüsü olur. Verdiği bir konferansla Down sendromunu tanımlar ve dünyaya tanıtır.

O halde gelin bu özel hekimi ve yaptıklarını daha yakından tanıyalım. (devamı 2/2’de)

Sevgiyle kalın.

Belgin ERYAVUZ

17.05.2025

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...