24 Temmuz 2023 Pazartesi

YETER ki KUCAKLA!

Kucaklaşmanın, sıkı sıkı sarılmanın sevgiyi ileten en güçlü yollarından bir tanesi olduğunu düşünenlerdenim.

O sıcak anlarda kalplerin BİR attığına inanıyorum ve bu nedenle kucaklaşmayı çok seviyorum.

Elbette bu sarılma şekli sadece canımız kadar çok sevdiğimiz canlarımızla sınırlı değil.

Örneğin, şimdilerde üzerimizdeki negatif enerjiyi atmak için ağaca sarılmanın önemi vurgulanıyor sıkça.

Ağacı kucakla!

Elime geçen her fırsatta ağaçlarla kucaklaştığım için olsa gerek; eğer bunu tecrübe etmediyseniz hiç durmadan yapın derim.

Çünkü yaşattığı his muhteşem.

Gelin görün ki; çok daha eski yıllarda doğayı, ağaçları, hayvanları olası tehditlerden korumayı kendine dert edindiği için; davranışları sinir bozucu olarak kabul edilen insanları; biraz da aşağılamak için kullanılan bir terim aslında.

İngilizce karşılığı ‘tree hugger’ yani ‘ağaç kucaklayan’.

Peki bu tabir nasıl çıkmış derseniz, dramatik öyküsü epey eskilere gidiyor.

Yıl 1730.

Yer Hindistan’daki minicik bir kasaba.

Ağaçları, vahası ve doğal yapısı ile çok güzel olan Bishnoi köyünde yaşayanlar hayatlarından memnun.

Ta ki günün birinde, yapılması düşünülen görkemli bir saray için güzelim ağaçlarının kesileceğini öğrenene değin.

Ağaçlarını canları pahasına kurtarmak isteyen köylüler; bunun için bir çıkış yolu arar. Sonunda ağaçlarını korumak için kendilerini bezlerle ağaçlara tek tek sararlar.

Görevli ormancılar kesecekleri ağaçlı bölgeye vardıklarında; tam 294 erkek ve 69 kadının ağaçların etrafına bağlı olduklarını görür.

Onları oradan uzaklaştırmak için uyarıda bulunur ancak başarılı olamazlar.

Nihayetinde o köydeki ağaçları köylülerle beraber katlederler.

İşte o alaycı tabir ilk kez burada kullanılır.

Ağacı kucakla!

Ancak köylülerin yaşamlarıyla ödedikleri bu bedel karşılığını bulur.

O olaydan sonra ağaçların kesilmesini sınırlayan bir karar çıkarılır ve yayınlanır.

Bu doğal tepki hareketi sadece bununla sınırlı kalmaz.

Günümüz tarihinde 1970 yıllarında, kuzeydoğu Hindistan'da yaşayan kadınların, ağaçlara sıkıca sarılma hareketine de önderlik eder.

Kesilmek için işaretlenen ağaçlarının çevresinde sarılarak halka oluşturan kadınlar sayesinde; birkaç yıl sonra bu pasif eylem Hindistan’ın geneline yayılır.

En sonunda Himalaya bölgesinde ağaç kesme belirli kurallara bağlanır.

Kısacası içinde şiddet olmayan, sadece sevgi barındıran bir hareket tarzı sayesinde ülke genelinde kalıcı önlemler alınmış olur.

Günümüzde ise ağaçların, yeşilliğin önemi çok daha fazla hissediliyor. Giderek azaldığını görmek ve gelecekte dünyanın daha da zor nefes alınabilir hale geleceğini düşünmek ise endişe verici hepimiz için.

Sıcaklıkların dengesizliği, enerji kaynaklarının azalması, buzulların erimesi gibi doğal göstergeler, aslında doğayı daha da ihtimamla korumamız gerektiği konusunda birer uyarı niteliğinde.

Yapılan araştırmalar; yeryüzündeki var olan ormanların bir yılda atmosferden temizlediği karbondioksit miktarının sadece 2.5 milyar metrik ton olduğunu gösteriyor. Oysaki bizim kirlettiğimiz hava oranı bundan çok daha fazla.

Yani ivedilikle yapılması gereken, dünya genelinde yeşil ağaçları ve ormanları artırmanın yollarını bulmak olmalı.

Ardından da o yeşil örtünün bizlere sağladığı katkının minicik bir karşılığı olarak, onlara sevgi ile yaklaşmak ve korumak için adımlar atılmalı. Ağaçların, ormanların önemi her fırsatta vurgulanmalı.

Gelecek nesillerin rahat nefes alması adına bizlere düşen bir görev bu. Öyle değil mi?

Sevgiyle kalın.

Belgin ERYAVUZ

01.03.2023

Kaynaklar:https://www.instagram.com/yol.theway; https://onedio.com.

 

 

 

4 yorum:

  1. Merhabalar.
    Ağaçları çok severim ve onların kurumaması ve daima canlı ve yeşil kalması için elimden geleni yaparım. Orman yangınlarında yanıp kül olan ağaçlarımız içinde yas tutarım, çok üzülürüm. Bir arkadaşımın 20 dönümlük 215 ağaçtan olan ceviz bahçesinin bakımına yardım ederim. Sizin anlayacağınız ben her yaz o kadar çok ağaç kucaklıyorum ki, sayısını bilemem. Ama maalesef bu sene de ceviz ağaçlarını soğuk ve don vurdu. Ağaçlarda tek tük dulda yerlerde kalmış cevizler var, onlara da kurt girmiş. Bu sene ceviz olmadığı için ağaçları sadece bir kez ilaçlamıştı.

    Ceviz ürünü nedeniyle ilçemiz ve çevresinde o kadar çok ceviz ağacı bahçeleri kuruldu ki, sayısını bilmiyorum, ama yine de yeterli değil. Çünkü sizin yazınızda da değindiğiniz gibi ağaçlarımız oksijen üretip, karbondioksit tüketirlermiş.
    Çok güzel ve yararlı bir paylaşımdı. Çok teşekkür ederim. Kaleminize, emeğinize ve yüreğinize sağlıklar dilerim.
    Sağlıcakla ve esen kalın.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Merhabalar Recep bey,
      Ne kadar şanslısınız ki kucaklayacağınız çok sayıda ağaçla beraber yaşıyorsunuz. Size imrenmemek elde değil. Benim gibi şehir hayatında olan ve bir kaç ağaç görebilmek için yol almak zorunda değilsiniz.
      Ceviz ağaçları için üzüldüm. Umarım seneye hepsi çok daha sağlıklı olurlar.
      Ülkemizdeki her bir ağaç çok kıymetli. O nedenle kurumaları bir yana kesilmelerine dayanmak mümkün değil.
      Ancak geleceğimiz için ağaçların kıymetini hep hatırlamalı.
      Çok teşekkürler ayırdığınız zamana ve yorumunuza.
      Sağlıkla, varlıkla ve hep ağaçlarla kalın dileğimle.

      Sil
  2. Cok onemli bir konu Belgincim ellerin saglik... Gonul dolusu sevgiler.❤💋❤

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Kocaman teşekkürlerimle Tülay hanımcığım. Kucak dolusu sevgi ve saygımla))

      Sil

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...