26 Ağustos 2021 Perşembe

BEN SANA İNANIRIM (2/2)

Aşkın ilk kurtuluş durağı Zenginliğin ışıl ışıl parlayan, ihtişamlı kocaman teknesi olur. Ancak Zenginlik teknesinin tıka basa dolu olduğunu belirterek onu kabul etmez.

İkinci durağında Kibir gözüne ilişir aşkın. Biraz da utanarak ondan yardım ister. Kibir üzerinden sular süzülen, acınası haldeki aşkın teknesini mahvedeceğini söyleyerek yanından alelacele uzaklaşır.

Tam bu sırada yanından geçen Üzüntü’yü fark eder. Hemen ona çağrıda bulunur. Üzüntü kendi derinliklerine öyle dalmıştır ki teknesinde yalnız kalmayı tercih eder.

Giderek ümidi azalan ve paniklemeye başlayan aşk bu sefer umutla Mutluluğun teknesine tutunur. Kalbi yerinden çıkacak kadar hızla atan Mutluluk, yüzündeki kocaman tebessümü ve kendisi ile o kadar meşguldür ki Aşk’ı duymaz bile.

O anda Acı’nın teknesi ilişir gözüne. Olanca gücüyle bağırır ve Acı’dan yardım ister. Maalesef Acı da kendi derdine öylesine saplanıp kalmıştır ki başı önünde aşkın yanından sessizce geçip gider.

Neredeyse hiçbir duygunun kendisine yardım etmeyeceğini ve hepsinin kendince haklı sebepleri olduğunu düşünen Aşk mahzunlaşır. Gözlerinden süzülen yaşlara mani olamazken arkasından gelen bir sesle irkilir.

Kendinden daha yaşlı bir duygudur seslenen ve elini uzatan. Sonunda diğer duygular gibi kurtulacağına olan inancı ile kim olduğunu sormadığı duygunun teknesine atıverir kendisini.

Uçsuz bucaksız mavilikler içinde aldıkları yol, kara göründüğünde biter. Tüm duygular teknelerini kıyıya çeker. İçlerinden sadece o yardımsever yaşlı duygu, Aşk’ı indirip yoluna devam eder.

İşte o zaman Aşk hangi duygunun teknesiyle kendisine yardıma koştuğunu sormadığını fark eder.

Kıyıdan hayli uzakta kendisini izleyen Bilgi’ye koşarak sorar.

Aldığı yanıt ise kendisini kimselere yeterince anlatamamaktan şikayetçi olan yanına adeta bir ilaç gibi gelir. Çünkü kendisine yardım elini uzatan; kimselerin tutamadığı; Zaman’dır.

Diğer duygular arasında belki de büyüklüğünü ve mutlaka yaşanılması gerektiğini düşündüğümüz aşkın değerinin ancak zamanla anlaşılması boşuna değil.

İşte buradan hareketle bir insanı içtenlikle dinlemek, gerçekten duymak, sessizce yanında olurken ve kimseler ona inanmazken AŞK ile inanmak muhteşem bir duygu.

Yaşamımızı zenginleştiren tüm içsel değerlerimiz kıymetli elbette. Ama AŞK hepsinden bir adım ötede bana göre.

Aşkla yaşamak, her şeyi aşkla kucaklayabilmek bambaşka bir his. Üstelik bunu sadece kendimize değil başkalarının hayatları için de yapabiliyorsak.

Tıpkı ‘’Keyifler değildir yaşamı değerli yapan. Yaşamdır, keyif almayı değerli kılan." diyen Nobel Edebiyat Ödüllü oyun yazarı Bernard Shaw’ın dediği gibi.

Yaşamımızı keyif almayı değerli hale getiren ve ‘’Ben sana AŞK ile İNANIRIM.’’ diyenlerimiz çokça olsun.

Sevgiyle kalın.

Belgin ERYAVUZ

11.05.2021

Kaynaklar: http://www.gazetevatan.com; https://kaosgl.org; https://www.fullhdfilmizlesene.com/film/onca-yoksulluk-varken; https://www.youtube.com/watch?v=imjSm7FNmwE.

 

 

1 yorum:

  1. Şahane bir yazı Belginciğim. Gönülden kutluyorum, Ellerine, kalemine ve gönlüne sağlık.
    Zenginlik, Kibir, Üzüntü, Mutluluk ve Acı, Aşk’ı anlayamamış ve ihtiyacına karşılık vermemiş. Peki Aşk yolda Sevgi ile karşılaşsaydı, aralarındaki duygu geçişi nasıl olurdu?
    Şöyle bir sorunun yanıtını da merak ettin: “Acaba, Aşk, Sevgi’yi görmemezlikten gelir miydi?”
    Sevgilerimle…

    YanıtlaSil

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...