25 Mayıs 2014 Pazar

KONFORUM MÜSAİT DEĞİL(1/2)

Çok değer verdiğim bir arkadaşımdan ilk kez duyduğumda ‘nasıl yani?’ dedim.

‘’Konforum müsait değil.’’

Daha önce duymamış; üzerinde düşünmemiştim.  Çok sevdiğimi itiraf etmeliyim.

Genelde kullanmaya alışkın olduğumuz ‘Hayır’  sözcüğü yerine geçen güzel bir tanımlama bence. Daha naif. Daha kalpten.

Kırmadan, incitmeden o istek her neyse; ona hazır olmadığınızı belirtiyorsunuz. Sonraya erteliyorsunuz bir anlamda. Bir yandan da kibarlığınızı koruyorsunuz. Kırmamaya özen gösterdiğinizi hissettiriyorsunuz.

Şöyle bir düşünelim mi? Pek çoğumuz yaşamın getirdiklerine boyun eğip hep ‘evet’ diyoruz. Öyle değil mi?

İçimizdeki ses bağırıyor halbuki yüksek tonlarda ‘HAYIR- HAYIR’ diye. Ama nedense ağzımızdan tam tersine ‘evet’ çıkıyor. Zorlanıyoruz çünkü. Bizden istenen herhangi bir istek için net tavrımızı ortaya koyamıyoruz. Neden peki?

Yanlış anlaşılmaktan korktuğumuz için mi?
Arkadaşlığımızı ya da dostluğumuzu kaybedeceğimiz için mi?
Ayıp olur diye mi?
Çevremizdekilerin bakış açıları ya da sevgileri değişir korkusu mu?
Vicdani rahatsızlığımız mı?
Yoksa bencillik ettiğimizi düşünüp, kendimizi suçlu hissederiz  endişesi mi?

Hepsinden bir parça var belki de içinde. Hadi itiraf edelim kendimize. Kaç yaşına gelirsek gelelim bu değişmiyor. Üstelik yıllar geçtikçe ‘hayır’ demek daha da zorlaşıyor.
Oysa ki bu naif ret cümlesini rahatça kullanabiliriz diye düşünüyorum ben.

Diyelim ki bizden bir şey istendi. Ve biz o an için müsait değiliz. Şartlar uygun değil. Ya da içimizden gerçekten yapmak gelmiyor. O günkü enerjimiz buna uygun değil belki de.

İşte tam bu noktada hemen ‘konforum müsait değil’ diyebiliriz. ‘Hayır’ demekten daha kolay değil mi sizce de?

Peki karşımızdaki kırılır mı? Direkt olarak ‘hayır’ demediğimiz için bence kırılmaz. Ve bizi gerçekten tanıyorsa; içtenliğimize de inanacaktır. Bilecektir ki; zamanı gelince yani bizim konforumuz müsait olduğunda isteği her neyse gerçekleşecek.

Yaşam bizim yaşamımız.

Zaman ise en kıymetli, geri döndürülemez tek hazinemiz.

Hepimiz zamanımızı kendi istediğimiz biçimde ve daha verimli olarak kullanmayı istiyoruz. Karşımızdakiler sınır çizgimizi anlasın, özenle yaklaşsın diye bekliyoruz. Ama ilk adım bizden gelmeli. Kendimize olan güveni taze tutmak adına, duvarlarımız varsa fark etmek ve savaşmak asıl olan.  

‘’Dışardaki duvarları yıkmak kolaydır. Zor olan içimizdeki duvarları yıkmaktır.’’ diyor ünlü düşünür Bernard Show.

Haksız mı dersiniz? Bence değil.

O halde gelin, içimizdeki o kalın tuğla duvarına iç sesimiz ve kararlılığımızla bir darbe atalım. Tek bir tuğlanın düşmesi işimizi öyle kolaylaştıracak ki. Yani bir kez bunu becerebilirsek, hiç de korktuğumuz gibi olmadığını göreceğiz. Sonra tuğlalar yavaş yavaş kendiliğinden yerle yeksan olacak. İşte bir duvardan daha kurtulduk demenin hazzına varmak varken; beklemek niye?

‘’Hedefi olmayan gemiye hiçbir rüzgar yardım edemez.’’ diye boşuna dememiş Montaigne.

Hedefimiz belli bu yazı itibarıyla.

Yaşantımıza kimsenin müdahale etmesine izin vermeden, özgürce hedeflerimize odaklanmak. Aşırı yüklenmek yerine; zamanı gelince kibarca ‘konforum müsait değil’ ya da ‘hayır’ demek.

Hayat sahnesindeki rolümüz belirli sorumlulukları, görevleri içeriyor elbette. Zamanla bunlar değişiyor, hatta artıyor. Ancak hepimiz hem mükemmelin peşinde koşup, hem de tüm görevlerimizi eksiksiz yapmaya çalışırken; bazen sınırlarımızı aştığımızı FARK EDEMİYORUZ.

Şöyle bir düşünün kendi kendinize yalnız kaldığınızda. Neler yüklendik, neler sırtlandık? İş hayatımızda, ailemizde  ya da  sosyal yaşantımızda. Takdir aldıkça bilendik belki de.

Ve işte en tehlikeli noktadayız.

Hayır’dan giderek uzaklaşırken; sınırlarımız yok oldu. Omuzlarımız o yüklerin altında ezildi. Ruhumuz daraldı. Yine de ses çıkarmadık. Çıkaramadık. Öyle değil mi?

Sonuç?

Yorgun bir beden ve ruh.

Artan stres. Enerji yoksunluğu. Hayattan zevk alamama halleri. Bir süre sonra kendimize ve etrafımızdakilere hayatı zindan etmeye başlayacağımızın minik sinyalleri hepsi.

Oysa ki sınırlarımızı baştan belirleseydik; yeri geldiğinde ‘konforum müsait değil ya da hayır’ diyebilseydik her şey farklı olacaktı. Öyle değil mi? (devamı 2/2 ‘ de)

Sevgiyle kalın.
Belgin ERYAVUZ

01.05.2014

1 yorum:

  1. Ama bence konforum müsait değil deyince bi sürü insan için ukala olmayacak mıyız

    YanıtlaSil

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...