‘’İnsanların bu dünyada yapabildikleri en önemli, en güzel ve en değerli şeylere, biz kitap deriz.’’
Bu
sözün sahibi İskoç asıllı, deneme ve hiciv yazarı, tarihçi ve eğitmen Thomas
Carlyle.
Ve
o kadar doğru ki.
Kitapların
büyülü sayfalarında kaybolmayı seven birisi olarak, gerçekten de kitaplar
dünyanın en değerli hazineleri bana göre.
Bu
yazımda ise değeri bir başka olan ve sayfaları adeta ışık saçan bir ders
kitabından bahsetmek istiyorum.
Ne
yazık ki bizler o şanslı nesil içinde değildik.
Kitabın
varlığından habersiz yetiştik.
Geçmiş
yıllarda lise üçüncü sınıflarda okutulan bu özel kitabın ismi ‘Kozmografya’.
Kozmografya,
astronomi biliminin oldukça önemli bir parçası.
Evrende
çoğu zaman bizi şaşırtan ve düşündüren olayları inceliyor.
Bunu yaparken, gök biliminin yanı sıra matematik ve fiziğin ana kavramlarından da yararlanıyor.
İçinde
yaşadığımız dünyanın minicik bir nokta olarak kaldığı evreni hep merak
ediyoruz. Geçmişten günümüze onun düzenini öğrenebilmek için pek çok araştırma
yapıyoruz.
Bu
araştırmalar ışığında kendi kontrolümüz dışında gelişen olaylar bir bir
aydınlanıyor. Aklımızı kurcalayan sorular yanıt buluyor.
İyi
ki böylesi kitaplar sayfaları ile yolumuza ışık oluyor.
Kitabın
yazarı Ordinaryüs Prof. Dr. Ali Yar.
Söz
konusu kitabı bu kadar özel ve değerli kılan konu ise; vizyonerliğine, zekasına,
cesaretine, çalışkanlığına, ülke ve millet sevgisine, insanlığına,
mütevaziliğine, kalbinin güzelliğine ve sayamadığım pek çok özelliğine
hayranlık duyduğumuz, her anlamda örnek aldığımız Mustafa Kemal Atatürk’ün
yönlendirmesiyle yazılmış olması.
Türkiye’deki
ilk astronomi kitabı.
Tarih
sayfaları 1929’u gösterdiğinde, Cumhuriyetimizin kuruluşunun üzerinden henüz
altı yıl geçmiştir. Bir ülke yeniden ayağa kalkmanın zorlukları ile mücadele
içindedir. İşte milletimizin el birliği ile her yönden güçlenme hamleleri yaptığı
o meşakkatli yıllarda; İstanbul Devlet Matbaasında basılır söz konusu kitap.
Tam
tamına 286 sayfa olarak.
Yirmi
bölümlü kitap, o tarihten sonra lise üçlerde ders kitabı okutulmaya başlanır.
Son
kısmında not ve cetveller; son sayfalarında ise ünlü astronomlara ait kısa notlar
yer alır.
Bilgiye erişimin çok zor olduğu yıllardan bahsediyorum. Başvuru kaynaklarının kısıtlı olduğu, ama öğrenme azminin ve çalışkanlığın yüksek olduğu yıllar. Ele geçen minicik bilgi kırıntılarının içercesine öğrenildiği o kıymetli zamanlar.
Ve
o yıllarda ufku geniş, akıllı, azimli, çalışkan, geleceği gören ve geleceğin
gençlerine önem veren Mustafa Kemal’in unutulmaz yol gösterilerinden sadece bir
tanesi bu kitap.
Ülkesine
ve milletine aşık bir devlet adamının ivedilikle ele alacağı pek çok hassas gündemi
olmasına rağmen böylesi bir öngörüde bulunmasını hayranlıkla karşılamamak elde
mi?
Pek
çok kişi astronominin varlığından bile habersizken; gençlerin bakış açılarını
geliştirmeyi ilk hedefleri arasına koyan Atamızın muhteşem girişimi.
Kitabın
içeriği o kadar güzel ki. İçinde yok yok adeta.
Gezegenler,
mevsimlerin oluşumu, hatta kara delik; Yunan filozof Aristo, dünyanın ve diğer gezegenlerin güneş
etrafında döndükleri kuralını ilk açıklayan Nicolaus Copernicus, gözlemsel
astronominin babası lakaplı Galileo Galilei gibi bilim insanlarının
düşünceleri; samanyolu haritası ve diğerleri…
1933 yılından 1979 yılına kadar tüm liselerde zorunlu ders kitabı olarak okutulması ancak alkışlanır.
Keşke
bizler de okuyabilseydik.
Kitabın
yazarı da elbette çok kıymetli.
Ali
Yar Bey dünyanın ilk üç uçak mühendisinden biri.
Öğrenimini
Galatasaray lisesi ve akabinde Paris Yüksek Tayyarecilik Mektebinde tamamlar.
Ülkesine dönüp cebir ve astronomi dersleri vermeye başlar. Tam o yıllarda
Atatürk’ün isteği ile bu ders kitabını kaleme alır.
O
yıllarda lisede olup bu dersi alan ve geleceğini bu sayede yönlendiren çok
sayıda genç olur.
İşte
onlardan bir tanesi de Fahrettin Akbulut’dur.
Çok
sevdiği matematik dalında eğitim alır. Uzmanlaşır. Herkes tarafından sevilen
bir matematik profesörü olduğunda dahi lisede kendisine ışık veren bu kitabı
özenle saklar.
Gün
gelir kütüphanesinde oğlunun eline geçer. Kitabın sayfalarını karıştırdıkça ve içeriğine
girdikçe astronomiye ilgisi artan oğul; babasının izinden gidip Amerika’da
matematik bölümünü seçer. Mezun olur. Yetinmez babası gibi profesörlük unvanı
alır. Yaptığı araştırmalarla ulusal ve uluslararası pek çok dalda ödül kazanır
ve milletimizi gururlandırır.
O
nedenle yazımın başında bu kitap herhangi bir ders kitabı değil demiştim. Kim bilir
bu kitap sayesinde daha kaç gencin ufku açıldı, kaç tanesi hayatını bilime
adayacak kadar çalıştı, çabaladı?
İşte Mustafa Kemal Atatürk’ün zekası.
İleri
görüşlülüğü.
Çalışkanlığı.
Ülkesine
olan sevgisi.
Milletinin
geleceğine herkesten çok önem veren tavrı.
Cesareti.
Kararlılığı.
Bu
özel devlet adamına tüm dünyanın büyük hayranlık ve saygı duyması boşuna değil.
Bizler;
çocukluğunda başlayan kitap tutkusunu, savaş zamanı cephede de sürdüren; sivil
hayata geçince ise okumaya ayırdığı zamanı daha da artıran Mustafa Kemal
ATATÜRK’ün evlatlarıyız.
İYİ
Kİ.
Ne
kadar şanslı olduğumuzu bir kez daha yinelerken; son noktayı Atamızın çok
sevdiğim bir sözü ile koyalım mı?
“Kitap
okumasaydım bu yaptıklarımın hiçbirini yapamazdım.”
Sevgiyle
kalın.
Belgin
ERYAVUZ
29.10.2021
Kaynaklar:
https://derstarih.com; https://www.kitaptansanattan.com; https://isteataturk.com.
Merhabalar.
YanıtlaSil"...Kitapların büyülü sayfalarında kaybolmayı seven birisi olarak, gerçekten de kitaplar dünyanın en değerli hazineleri bana göre..." Kitaplar konusundaki görüşünüze ve tgespitinize aynen iştirak ediyorum. Bu güzel ve yararlı paylaşım için kaleminize ve emeğinize sağlıklar dilerim.
Her şeyin başı için nasıl "sağlık" diyorsak, başarmanın başı için de okumak diyebiliriz.
Selam ve saygılarımla.