15 Ekim 2009 Perşembe

Duymak İstemiyorum!






Ne yazık ki toplumsal yaşantımızın acı bir gerçeği gibidir argo konuşmak, küfür etmek ve bunları duymak zorunda kalmak… İnsanların kızgınlıkları anında yenik düştükleri zavallılıklarının en açık göstergesidir belki de. Oysaki topluluk içinde, insanlarla bir arada yaşarken uymak zorunda olduğumuz bazı etik değerler ve kıstaslar vardır. Birebir ilişkilerde sürekli argo ve küfürlü konuşmak , hem de bunu büyük bir marifetmiş gibi tekrarlamak…

Kulaklarımızı tırmalayan bu nahoş sözcüklerin kullanım gayesi nedir peki? Bayan yada erkek bu tarz konuşmayı yaşamlarının her anında fütursuzca kullanan insanları ne yazık ki anlayamamanın ötesinde saygı sınırlarını zorlayan insanlar olarak da görüyorum.

Bu nasıl bir davranış şeklidir? Bir tür rahatlamam yolu mu? Kendini daha iyi ve güçlü hissetme mi? Yoksa tuhaf bir tatmin şekli mi? Kızgınlıklarımızın şiddeti içindeyken; ağzımızdan çıkan kelimelere sahip olamamanın verdiği bir tür zayıflık mı? Enteresan olan yanı ise çok yazıktır ki; sarf ederken ve işitirken insanların bunu tebessümle, gülümseyerek karşılayabilmeleri. Özellikle bu tatsız kelimeleri minicik çocuklar sarf ettiklerinde, onları adeta teşvik edercesine alkış tutulmasına ne demeli? Ne kadar da acı.

Aslında argo, sözcük anlamı olarak; bir toplumda içe dönük yaşayan ve toplumun geri kalan kesimlerinden ayrılmak ve/veya korunmak isteyen, daha çok kapalı grupların kullandığı özel sözcükler bütünüdür. Oluşumu, ortaya çıkma sebebi de bu amaçla olup belirli bir gizliliği de içermektedir. Bir nevi karşı çıkma öğesidir. Her ne kadar şaka ve mizah duygusu içerse de zamanla kaba ve küfürlü sözcükler haline gelmiştir. Ama içindeki gizlilik her zaman ilgi uyandırmaya devam etmiştir. Bu nedenle de azınlık grupları, bir tür şifreli konuşma tekniği olan bu dili ısrarla kullanmaya devam etmişlerdir. Ancak argonun; yersiz , zamansız ve çok sık kullanıldığında kaba ve küfürlü sözcüklerle sıkıcı olaya başladığı da yadsınamaz bir gerçektir.

Ben ısrarla diyorum ki, egosunu tamamen yenmiş, kendisiyle barışık olan, kendi kişiliklerine güvenleri tam olan insanların gerçek konuşma dili böyle olamaz. Gerçeklerini kendi içlerinde bulmuş olan insanlar anlık kızgınlıklarına, öfkelerine sahip olmayı; ağızlarından çıkan her sözcüğün arkasında yer almaları gerektiğini bilir ve konuşma üsluplarını sahiplenirler. Alınan eğitimle de yakın alakalı olmakla birlikte temel nokta kişilik saygısıdır. Kısaca, kendine saygısı olan insanlar konuşma dillerine de sahip çıkarlar.

Son olarak; ben küfürlü konuşmaları ister istemez duyduğumda ne mi yapıyorum? Kulaklarımı tüm seslere kapatıp, orada olmamayı diliyorum. Peki ya siz?

Sevgiyle kalın.

Belgin ERYAVUZ
24.01.2004

1 yorum:

  1. Evet malesef argo kelimeler çok kullanılıyor. Küfürlü konuşmak insanlara hiç yakışmıyor. Ben kaç kere yolda yürürken küfürlü (bazen ağıza alınmayacak kelimeler) duydum. Baktım bazı kişiler küfür eden kişiye çok ayıp diye sesleniyorlardı kısık bir ses tonuyla.. Neden insanlar daha şiddetli küfür ve argo kelimeler kullanıyorlar, Güzelimiz türkçeyi kullanmak varken.Bazen bir kelime söylerisniz ama o kelime geri dönülmeyecek kalp kırmalarına yol açabilir. Telafisi bile zor olabilir.

    Belgin hanım yazınız için teşekkürler..

    Saygılarımla,
    Murat

    YanıtlaSil

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...