6 Ağustos 2018 Pazartesi

BEN BU AŞKI ÇOK SEVDİM


Hayatın içindeki en güzel pırıltılardan bir tanesi AŞK bana göre.

Yaşamı daha anlamlı ve derin kılıyor.

Güzelleştiriyor.

Bunu yakalayabilenlerden olmak ise büyük şans.

Örnekler elbette var; ama şimdi paylaşacağım aşkı hepsinden çok seveceksiniz eminim ki.

Neden mi?

Çünkü bu aşkın kahramanı bir LEYLEK çifti.

İsimleri Klepetan ve Malena.

Hırvatistan’da yaşıyorlar.

Bu aşkı koruyan kollayan kişi ise tüm bu olacaklardan habersiz sadece iyileşmelerine yardımcı olan Stjepan Vokiç.

Stjepan Vokiç; neredeyse yirmi yıl kadar önce; evine yakın bir arazide avcılar tarafından vurulmuş bir leylek bulur. Kanadı yaralıdır. Uçamıyordur. Leyleğin tedavisini yaptıran bu iyi kalpli adam, uçana kadar ona kendi evinin bahçesinde bakmaya başlar.

Dişi olduğu için leyleğe Malena ismini verir.

Aradan birkaç yıl geçer ve Malena göç sırasında oralardan geçen Klepetan ile tanışır. 
Ona aşık olur.

Aşk dolu iki leylek tanıştıkları bu özel yerde, Vokiç’in evinin çatısında yuvalarını kurar. 

Ardından da yavruları olur.

Derken aylardan Ağustos yani göç zamanı gelir. Ancak bu aşkı titreten büyük bir sorunları vardır. Tedavi olduğu halde Malena uçamaz. Dolayısıyla eşine eşlik edemez.

Hal böyle olunca Klepetan; eşini onu iyileştiren iyi kalpli adama teslim edip; 13.000 kilometrelik Güney Afrika yolculuğuna yalnız başına çıkar.

Yolları ayrılmış, araya zamandan öte büyük mesafeler girmiştir artık.

Bu durum ise en çok Vokiç’i üzer.

Ancak tam bir yıl sonra mart ayında Malena’nın yanında bir leylek görür. İlk önceleri bunun sadece çiftleşmek isteyen başka bir leylek olduğunu zanneder.

Gelin görün ki işin aslı bambaşkadır. Aşk her şeyi yenmiştir.

Çünkü o yıl ve sonraki yıllar içinde Klepetan hep aşkının yanına döner. Aradan geçen on altı yıl boyunca bu tekrar edip durur.

İşte sıcacık bir aşk öyküsü.

İşte aşkın yenilmez gücü.

Ne diyelim darısı yaşamak isteyen herkesin başına olsun.

Sevgiyle kalın.
Belgin ERYAVUZ

15.05.2018






1 yorum:

  1. Merhabalar.
    Yine güzel, anlamlı ve bir o kadar da duygu yüklü hazin bir hikaye okudum. Kaleminize, emeğinize ve yüreğinize sağlık ve mutluluklar dilerim. Hayvanlar alemine hep başka gözlerle bakıyor ve onları küçük görüyoruz. Aslında onları da Cenab-ı Hakk yarattı. Ceneb-ı Hakk'ın yarattıkları içinde, insanların küçük gördüğü, beğenmediği ve aşağıladığı şekilde bir varlık yarattığı hiç vaki midir? Asla!.. İşte sizin hikayenizdeki o iki leyleğin insanlara bile taş çıkartacak aşk hikayeleri karşısında; acaba onları küçük gören, hayvan oldukları için beğenmeyen ve aşağılayan o insanlar ne derlerdi çok merak ediyorum.

    Yüce Yaratıcı bu dünyayı bize bir sevgi ve barış cenneti olarak emanet etmişti. Biz onu cahili tutum ve davranışlarımızla, sevgisizliğimiz ve nefret duygularımızla zaman zaman cehenneme çevirmedik mi?
    Selam ve dualarımla.

    YanıtlaSil

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...