İşte bu sorunun yanıtı biraz düşündürücü.
Çünkü
bazı yabancı kaynaklarda Amazon ile ilgili hayli dikkat çekici ve düşündürücü
yorumlar var.
1994
yılında New York’ta bir finans şirketinde çalışırken aklı ve hayalleri onu
rahat bırakmaz. Patronu ile paylaşsa da destek alamaz. Yine de eşine çılgın
fikrinin peşinden koşmak istediğini söyleyerek işini bırakır.
Aklını
zekası ile biler.
Hayallerini
gerçekleştirmek adına garajına kapanır. Saatlerce çalışır. Sonunda sadece 30
yaşındayken Amazon şirketini kurar.
Yıllar geçtikçe ne kadar doğru bir hamle yaptığını tüm dünyaya kanıtlar. Ve dünyanın en zengin insanları arasında zirveye kadar yükselir.
Kendi
deyimiyle doğuştan gelen yeteneğini doğru tercihler yaparak geliştirir.
Kararlarının arkasında her zaman cesaretle durur.
Bu
nedenle her söyleşisinde; zeka ve aklın insanlara verilen en değerli armağan
olduğunu savunan Jeff; iyimser ve nazik olmanın ise bir tercih olduğunu vurgulamaktan
vazgeçmez.
Sözlerine zekanın ve aklın insanı yoldan çıkarmasına izin vermemesi gerektiğini; ilerde insanın dönüştüğü kendinden nefret etmemesi için; tercihlerine dikkat etmesinin şart olduğunu belirtir.
Bu
değerli uyarıları dinleyen ve hayatına katan pek çok genç olduğuna eminim.
Hatta
böylesi güzel nasihatlar veren, akıllı ve zeki bir işverenin himayesinde
çalışmak da son derece cezbedici.
Madalyonun
bizlere gösterilen kısmında; Jeff Bezos’un gerçekten de seçimleri ile harika bir
yaşam öyküsü yarattığı görünüyor.
Çünkü şirketi geçen yıllar içinde son derece hızlı bir ilerleme kaydetmiş, gücünü artırmış ve çok sayıda çalışanı şemsiyesi altında toplamış.
Peki
madalyonun arkasını çevirdiğimizde yeterince iyimser ve nazik bir Jeff Bezos
görebilir miyiz dersiniz?
İşte
o kısmı tam bir muamma. Çünkü kaynaklar Amazon şirketinin kapalı bir kutu
olduğunda hemfikir. Çalışanlarla yapılan gizlilik anlaşması gereği, çalışanların
ve hatta ayrılanların düşüncelerini kendilerine saklamaları gerekiyor. Makale
ve yorumlara sızan notlara göre; çalışanlar tarafından hırslı, tuhaf, acımasız
ve müşteri memnuniyeti konusuna hastalık derecesinde takıntılı bir yönetici
olarak kabul ediliyor.
Sonuçta
yazımın başlığına geri dönersek; hem insan hem akıllı olmak; o hassas dengeyi
yaşam boyu korumak gerçekten de kolay değil.
Ama
her zaman dediğimiz gibi, esas olan zoru başarmak değil mi zaten?
Sevgiyle
kalın.
Belgin
ERYAVUZ
30.05.2023
Kaynaklar:
https://www.dunya.com; https://tr.wikipedia.org; https://www.yeniisfikirleri.net; https://oggito.com.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder