Hepimizin bir yaşam
tarzı, hayata karşı bir duruşu, ödün verdikleri ve veremedikleri var. Duymaya
alıştığı sözler, görmeye alıştığı tavırlar… ama gün gelir karşınıza öyle birisi
çıkar ki, hani frekanslarınız nasıl olmuş da aynı paralelde atmışsa, tüm
bunları alt üst eder. O ana kadar duymadıklarınızı duyar, görmediğiniz
tavırları görürsünüz. Bir yanınız kabul etmek ister ama hayır, bu kolay bir kabullenme
değildir. Çünkü yeri gelir tek bir söz, bazen bir cümle ya da hareket başınızdan aşağıya kaynar su misali dökülür. O anda sağlıklı karar vermek, değer verdiklerinizi bir çırpıda yok saymak kolay değildir.
Kendinize olan saygınız,
o yaşa kadar sergilediğiniz duruşunuz ve kendi kaliteniz yeterince
anlaşılamamış, üstelik herkesle aynı kefeye konmuşsunuzdur. Bunu hissetmek içinizi acıtır. Hak
etmediğinizi düşünürsünüz ister istemez. Kendinizi çok büyük, erişilmez
gördüğünüz için değildir bu düşünceler. Yeterince ve net olarak
anlatamadığınıza yanarsınız en çok… Oysa ki öyle zor anlaşılır yanlarınız da
yoktur ama, sizi siz yapan özellikler bir çırpıda harcanmıştır işte. Siz onları
yaratmak ve korumak uğruna senelerinizi verseniz de nafile. Anlaşılamamak koyar
insana; ama bir de suçlanmak var ki o hepsinden ağır gelir ruhunuza.
İşte tam bu noktada yine bir şarkı sözüne kulak verelim mi? Tam yerinde tam duygularınıza tercüman… Gökhan Keser & Sıla ortak düeti:
‘’Elimizden ipler nasıl
kayıyor bazen
Zamandan başka çare nasıl kalmıyor bazen
Hepimizin hayatı nasıl duruyor bazen
Tecrübenin kati şartı bu muymuş zaten
………….
Nasıl kızıyorum kendime bazen
Bazenler çoğalıyor bazen
Nasıl kızıyorum kendime bazen
Bazenler çoğalıyor bazen. ‘’
Evet gün gelir her şey
güzel ve yolunda giderken aniden ipler elinizden kaymaya başlar. Hayat sizin için durmuştur adeta. Tecrübe hanenize bir çentik daha atarken, derin
yaralarınızla ancak zamana sığınırsınız; annesinin kucağını arayan bir çocuk
misali.
Siz naif, kırılgan ve belki hassas ruhunuzla karanlıklara düşersiniz aniden. Bir yanınız her şeyi silip gitmek isterken öte yarınız tutar sizi. Neyi neden beklediğinizi bilmeden…
Sevgi mi, aşk mı, alışkanlık
mı, yoğun duygu karmaşası mı, yoksa anlık tepkiler mi sizi bu noktaya getiren nedir; çözemezsiniz kolay kolay.
Kızarsınız kendinize hem de çok.
Ve işte '' BAZENLER ÇOĞALIYOR BAZEN… '' diye haykırasınız gelir tüm dünyaya.
Ama bildiğiniz bir şey
vardır o da hayata karşı duruşunuzu, dimdik tavrınızı ve kalitenizi alsa
bozmayacağınızdır. Bu nedenle sessiz kalmayı yeğlersiniz çoğu kez. Zor olsa da
içinize atıp, volkanların orada patlamasına izin verseniz de size yakışmaz
çünkü başka türlüsü.
Sessizlik en büyük erdemdir
aslında… o anda anlamayanlar olduğunu düşünseniz de gün gelir değeriniz
anlaşılır bir şekilde içiniz rahat olsun.
Siz siz olun hayata
karşı dik duruşunuzu ne olursa olsun değiştirmeyin. Çünkü asıl olan sizsiniz,
başrolde siz varsınız yaşamınız boyunca. Siz güçlü olacaksınız ki yaşam
enerjinizi çevrenizdekilerle sağlıklı bir şekilde paylaşın. Ve her ne olursa olsun hayata hep
tebessüm dolu gözlerle bakmayı unutmayın…
İşte yine bir şarkı ve o şarkı sözlerinin bana, size, hepimize dokunan yanlarıyla düşündürdükleri... Satır aralarındaki duygularda buluşmak ümidimle...
Hayatı kucaklarken sevdiklerinizle ve değer verdiklerinizle ‘’bezen’’leriniz hiç çoğalmasın yaşam hanenizde.
Hayatı kucaklarken sevdiklerinizle ve değer verdiklerinizle ‘’bezen’’leriniz hiç çoğalmasın yaşam hanenizde.
Sevgiyle kalın.
Belgin ERYAVUZ
20.09.2012
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder