24 Ağustos 2013 Cumartesi

GÜLÜMSEYEN SAVAŞÇI ‘’ER WOJTEK’’

Hayvanlar alemi… gizemli, çekici, albenili ve rengarenk o kadar çok güzelliğe sahip ki… Yaşarken bizzat şahit olduklarımız bir yana, yıllar öncesinden bizlere kadar ulaşan masal tadındaki öyküler bir yana.

İşte bu yazım da onlardan bir tanesi. Gülümseten  gerçek bir yaşanmışlık öyküsü. Sevginin, sadakatin, vericiliğin, değer bilmenin güzel tınılarıyla dopdolu.

Şimdi biraz geçmişe uzanalım. İkinci Dünya Savaşı yıllarına… konuğumuz henüz minicik yavruyken annesinden ayrı düşen ve İran-Hamadan yakınlarında küçük bir çocuk tarafından bulunan Suriyeli boz bir ayı. 

Hani biz insanların kaba davranışlar karşısında sinirlendiğimizde; hiç fütursuzca ağzımızdan çıkıveren o üç harfli kelime. Ya da değerli sanatçı Barış Manço’nun hepimizin beynine ince bir nükte ile nakşettiği  A-Y-I .

İkinci Dünya Savaşında Polonyalı askerlere yardım eden, düzenli cephane taşıyan ve sonrasında heykeli dikilen ER WOJTEK ‘ de  sadece bir ayı. Ama öyle sıradan değil. Çünkü tarihin sayfalarından süzülerek gelen ilginç öyküsü ile yazımızın da gerçek kahramanı. Askerlerle beraber yaşamaya başladığında aldığı Slav  İsmi ise oldukça anlamlı; ‘’gülümseyen savaşçı ‘’ demek.

Savaş ve gülümsemek… her ne kadar birbiriyle çelişiyor gibi görünse de; hayatın  özellikle olumsuz anlarında, bizleri gülümsetecek minicik detayların olduğunu bilmek ve hatırlamakta fayda var diye düşünüyorum.

İsterseniz o masalsı öykümüzü daha fazla bekletmeyelim. Önce o zamanların tarihinden  kısa detaylar…

Yıl……1944  İkinci Dünya Savaşı yılları

Savaşın ismi…. Monte Cassino

Yer…... Orta İtalya'da, Roma'nın 90 km güneydoğusunda; Monte Cassino manastırının da tepesinde bulunduğu dağlık bir alan.

Katılan ülkeler… Amerika, Almanya, İngiltere, Polonya, İtalya, Yeni Zelanda, Kanada.

Özelliği… İkinci Dünya Savaşı'nın neredeyse en uzun ve kanlı savaşlarından bir tanesi.

En trajik yanı… tarihi Katedralin yok edilmesi; Monte Cassino Kasabası’nın moloz yığını haline gelmesi ve maalesef her savaşta olduğu gibi binlerce kayıp can.     

Savaşın galibi… eğer acımasızlığın, cana kıymanın bir galibi varsa Polonya (General Wladyslaw Anders komutasındaki 2.Polonya Kolordusu) 

Şimdi gelelim bizim güzel sevimli yavru ayımızın öyküsüne… bakın bu savaşa nasıl katılmış, yaptığı yardımlarla adının tarih sayfaları  arasında yer almasını, bilmeden nasıl sağlamış?

1942 yılında, annesi vurulduğu için tek başına kalan yavru ayıyı bulan çocuk; onu birkaç konserve et karşılığında Polonya ordusunun askerlerine satar. Başlarda yutma sorunları yaşayan yavru, boşaltılmış votka şişesine konan sütle askerler tarafından ihtimamla büyütülür. Biraz büyüdüğünde ise meyve, marmelat, bal ve pekmezle beslenir. Geçen zaman içinde güreşmeyi ve selam vermeyi öğrenir. Ve yaptığı güzel hareketler karşısında ödül olarak bira içmek en büyük keyfi olur. Bu arada sigaraya da alıştırılır; ancak yakılarak verildiğinde içer; yakılmadan eline tutuşturulduğunda ise çiğnemeyi tercih eder. İşte tüm bu özellikleri ve sevimliliği ile kısa sürede askeri birimlerin resmi olmayan maskotu haline gelir.
Bulunduğu birlikteki askerlerle beraber  Suriye, Filistin ve Mısır üzerinden Irak'a gider. Artık büyümüştür ve birliğin hem neşesi hem de en sadık yardımcısı olmuştur. İngiliz 8. Ordusu ile savaşmak için yola çıkan Polonya Ordusu'na seçilir. Resmi bir rütbe ve numara ile 22. Topçu Tedarik birliğindeki  askerler arasındaki yerini alır. Bakımı Henryk Zacharewicz ve Dymitr Szawlugo isimli iki Polonyalı askere verilir.

Hep beraber savaşın tam göbeğinde, Monte Cassino’dadırlar artık. Birliğin resmi bir üyesi olarak kabul edilen Wojtek; askerlerle beraber çadırlarda yaşamaya ve mühimmat taşınması sırasında onlara yardım etmeye sadakatle devam eder. Havan toplarına ait olan, özel ahşap sandık içindeki ağır mermileri dev pençeleri ile tek tek taşır. Üstelik tek bir tanesini dahi yere düşürmeden görevini layıkı ile yerine getirir. Bu görüntüsü ile üyesi olduğu 22. Topçu Tedarik alayının resmi amblemi olur ve ölümsüzleşir.

Nihayet 1945 yılında İkinci Dünya Savaşı sona erer. Yıllar içinde iri cüssesi ile tam bir asker gibi hareket eden Wojtek, bağlı olduğu birimle İskoçya’ya nakledilir. Bir süre Duns yakınlarındaki  Hutton köyünde misafir edilir.

Dönüşünden sonra yaptıkları ile basında yer aldıkça popülerliği artar. Özellikle BBC’nin Blue Peter programına sık sık konuk olur. Polonya İskoçya Derneği’nin onursal üyeliğine seçilir. 15 Kasım 1947 tarihinde terhis edilir ve Edinburgh Hayvanat Bahçesi'ne verilir. Onu ve yaptıklarını unutmayan pek çok gazeteci ve Polonya’lı asker arkadaşları tarafından ziyaret edilir. Tam 22 yaşında, Aralık 1963’de hayata gözlerini yumar.  Öldüğünde yaklaşık 230 kilo ağırlığında ve 6 metrenin üstünde bir boya sahiptir.

Edinburg Hayvanat Bahçesi’nde bir taş tabletle ismi sonsuzluğa emanet edilirken; Londra Sikorksi müzesine oyma heykeli konur. Aynı müzede 6 Ekim 2010 tarihinde anısına düzenlenen bir aylık  sergide katılımcılar tarafından yeniden yaşatılır. Son olarak 25 Nisan 2013 tarihinde Edinburgh’ daki bir parkta, heykelinin dikilmesine karar verilir.

Mizah yönüyle de hayli dikkat çekici olan bu inanılmaz gerçek öyküden bir de film yapılır. ‘’Wojtek-The Bear That Went to War’’ ismiyle 30 Aralık 2011 tarihinde, BBC2 İskoç ortak yapımı olarak çekilir ve vizyona girer.
İşte minicik bir boz ayının yaşam öyküsü…

Savaşın o tatsız günlerinde askerlere hem renk hem de güç katan, hayvan demeye zorlandığımız Wojtek…

Satırlarıma başlarken sevgi ve sadakatten dem vurmuştum. Bana hak verdiğinizi ve bu güzel öyküyü en az benim kadar sevdiğinizi umuyorum. Zor şartlar altında tutunacağımız nadide güzellikleri hep fark edebilmemiz ümidimle…

Sevgiyle kalın.
Belgin ERYAVUZ

10.07.2013



1 yorum:

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...