Bu
sefer; ilk tecrübeyi yaşayan maymunlardan bir tanesi daha dışarıya alınır.
Yerine ikinci yeni maymun getirilir. O da daha muza ulaşamadan diğer maymunlar
tarafından feci şekilde dövülür.
Ona
en çok vuran, öfkelenen hangi maymun olsa beğenirsiniz? Deneyin ikinci
aşamasında içeriye alınan, soğuk suyla ıslanmayan ilk yeni maymun.
Deney
ıslak ve tecrübeli üçüncü maymunun dışarı alınıp, yerine yeni üçüncü tecrübesiz
maymunun getirilmesi ile devam eder. Doğal olarak üçüncü yeni maymun da hevenke
uzanmak ister. Ancak o da henüz ilk girişiminde, diğer maymunlar tarafından
dövülerek cezalandırılır.
Deneyin
son aşamasında kafesteki tecrübeli ve ıslak iki eski maymun çıkarılır. Yerine yenileri
alınır. Artık kafes içinde tazyikli soğuk su tecrübesi yaşayan, bu yüzden canı
acıyan hiç maymun kalmamıştır.
Ama
gelin görün ki maymunların hiç biri iştahlarını kabartan o büyük muz hevenkine
yaklaşamaz. Bırakın muzu, merdivene bile yakın duramaz.
Ne
kadar ilginç değil mi?
Tazyikli
soğuk su yok artık. İsteseler merdivene tırmanıp muzları rahatça alabilirler.
İstedikleri kadar yiyebilirler.
Ama
hayır.
Hiç
biri YAPAMIYOR.
Üstelik
birbirlerine de mani oluyorlar. Çünkü hala korkuyorlar. Canları bir daha yansın
istemiyorlar. Bir anlamda açlıkları, korkularını bile yenmeye yetmiyor.
İşte
korkularımız da böyle çalışıyor.
Korkuya
sebep olan nedenler tamamen ortadan kalktığı zamanlarda dahi korkumuz geçmiyor.
O kapıdan içeri girdikten sonra maalesef kalıcı misafir olarak varlığını
koruyor. Bizlere de hissettiriyor.
Bizler
de korkup birçok şeyi kendimiz için engelliyoruz. Yeniliklerden, denemekten,
düzenimizin bozulmasından, belki de en çok acı çekmekten korkuyoruz. Hayata ön yargıyla
bakıyoruz.
Oysaki
korkular kapımızı çaldığında tek yapacağımız şey ona şöyle seslenmek değil mi?
‘’ÇALMA
KAPIYI İÇERİDE YOKUM’’.
Sevgiyle
kalın.
Belgin
ERYAVUZ
27.05.2020
Kaynaklar:
https://www.sabah.com.tr; https://kgo.com.tr; https://www.bundlehaber.com;
https://ogrencikariyeri.com.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder