Kralla
kraliçe arkadaki bir aynaya yansımış sanki.
Dönemin
İspanya Kralı IV. Felipe ve eşi Avusturyalı
Mariana portreleri için poz vermiş gibi duruyor.
Şu
işe bakar mısınız ressam kendisini de tablo yapar vaziyette eklemiş.
Resmin sol tarafında
kendisini büyük boy bir tuval üzerinde çalışırken görüyoruz. Muhtemelen kral ve
kraliçenin de içinde yer aldığı bir eser üzerinde çalışıyor.
Durun
bir dakika!
Sakın
bu tabloyu çiziyor olmasın?
Uzmanlar,
tablonun üç ayrı odağı olduğu ve bunun ışık gölge oyunları ile desteklendiği
görüşünde.
Bu
nedenle hayli kafa karıştırıcı.
Aynaya
yansıyan görüntü ile derinlik kazanılmış, üç boyutlu yanılsama duygusu yaratılmış.
Uzmanların belirttiğine göre o dönemler için bu bir ilk.
Ressamın
baktığı yer ile prensesin baktığı nokta farklı. Bir de aynaya yansıyan kralla
kraliçenin baktığı yer var.
Şimdi
her bir karakteri tek tek ele alalım.
Önce
en arkada kapıyı açan adama odaklanalım. Kral ve kraliçe'nin her zaman
yanlarında bulunan bir görevli. İsmi José Nieto Velázquez. (Ressamın akrabası
olduğunu düşünenler çoğunlukta.) Sanki aceleyle dışarıya çıkacak gibi durmuş.
Bir telaş sezinleniyor duruşunda. Belki de işleri bitmekte olan kral ve kraliçe
için kapıyı açıyor.
Tabloda
en net görülen kişi prenses. Tablonun odağında. Yüzündeki masum ifadeyle ilk
bakışta sizi etkisi altına alıyor.
Etrafındaki
nedimeler ona saygıyla yaklaşmış, hizmetindeler. Hafif gölgelenmişler onlar da.
Tabloya ismini veren nedimelerden sağda reverans pozisyonundaki Dona Isabel de
Velasco; solda ise prensese kırmızı fincanda içecek sunan Dona María de
Sotomayor.
Diğerleri
saray soytarısı, saray koruması ve ona bir şeyler fısıldayan hizmetli kadın
olmalı. Yüzleri gölgeli. Hepsi kral ve kraliçeye bakıyor.
Son
olarak odanın arka duvarında asılı duran iki tablo var. Barok tarzın önde gelen
isimlerinden Flaman ressam Peter Paul Rubens'in çalışmalarının birer
reprodüksiyonu. Bunlardan birinde Arakhne ile Athena, diğerinde Marsias ve
Apollon resmedilmiş.
Peki
kralla kraliçe tam karşıdaki aynaya yansıyor ise aslında durdukları yer neresi?
Bizim
durduğumuz yerden mi bakıyorlar kızlarına?
Eğer
öyleyse ressam nasıl tablonun içinde yer alabilir ki? Üstelik elindeki fırça
ile yarısı görünen tuvale son rötuşları atarken bize bakıyor gibi görünüyor.
Tablodaki
üç odağa; yani prensese, kralla kraliçeye ve ressama aynı anda baktığımızda
gözümüzün yarattığı algı belki de bizi yanıltıyor.
Belki
de ressamın tam da istediği bu.
Algımızla
oynamak.
Düşündürmek.
İşte
ressamın gücü de burada. Tabloyu öyle derinlemesine yapmış ki; kimin nerede ve
nasıl durduğuna kafa yorarken; farkında olmadan tablonun içinde buluyorsunuz
kendinizi.
Ben
çok sevdim bu tabloyu. En çok da üzerinde düşünceler üretebilmeyi.
Renklerin
beraberliğinde huzur bulan, zekasını sanatın zarifliği ile harmanlayan tüm
sanatçılara selam olsun. İyi ki varlar ve dünyamızı zenginleştiriyorlar.
Sevgiyle
kalın.
Belgin
ERYAVUZ
19.19.2020
Not: Beni bu güzel tabloyla buluşturan çok sevgili arkadaşım Fatoş
Şişmanyazıcıoğlu’na teşekkürlerimle.
Muhteşemm...Tabloyu görmüş olsaydık , bu kadar derin algılayamazdık... Görmemizi sağladığın için çok teşekkürler Belgincim... Sanat eserlerine bu gözle bakmak gerek miş...
YanıtlaSilÇok teşekkür ederim Tülay hanımcığım)) ilginç bir tablo ve içindeki gizemleri insanı farklı düşündürüyor. Gerçi haklısınız böylesi kaç esere öylesine bakıp geçtik ve farkına varamadık belki de...
SilGerçekten ayrıntılı gözlemleriniz! Bana da nedense Lenbach'ın "fotoğraf tekniği"ni hatırlattı..
YanıtlaSilTeşekkür ederim. Ben de sayenizde bir başka sanatçı ile buluştum satır aralarında...
Sil