6 Ekim 2024 Pazar

HAYATIN TATLILIĞI

Yaşamın içinde fark ettiğimiz minicik detayların bize yaşattığı olağanüstü his bence, hayatın tatlılığı. Bu sayede tadabildiğimiz minicik mutluluklar.

Basit.

Sıradan.

Sade.

Bir o kadar da kıymetli.

Sadece fark edilmeyi bekliyor.

Fransızların  ‘La douceur de vivre’ dediği duygu.

Örneğin, karnınız zil çalarken birdenbire burnunuza çarpan taze kurabiye kokusu.

Sevgiye muhtaç bir kedi ya da köpeği usul usul severken, gözlerinize dikilen bakışlardaki o minnet duygusu.

Apartmanınızdan çıkarken, daha önce hiç görmediğiniz eli kolu dolu bir kişiye kapıyı ardına kadar açıp gülümsemek.

Arabanızla giderken karşıya geçmek için çabalayan bir kağıt toplayıcısına yol verdiğinizde dönüp teşekkür etmesi.

Sahil yolunda yürürken, günaydınınıza yanıt veren temizlik görevlisi kadının, gözlerini kırpıştırıp içtenlikle gülümsemesi.

Bunlar çok güzel hisler.

Her biri farkındalıkla hayatımızı güzelleştiriyor.

Neden mi?

Çünkü insanlar fark edilsin, değer görsün, dinlensin, ciddiye alınsın istiyor.

İşte bu nedenle çevremizdeki insanlara yapacağımız bu küçük hamleler, onlara bu duyguları tattırırken, bize de kendimizi çok daha iyi hissettiriyor.

Çünkü hepimiz BİRİZ.

Birimizin yaydığı pozitif enerji kelebeğin kanat çırpması gibi hepimize dokunarak geçiyor; geçerken de hayatın tatlılığını bulaştırıyor.

Fark edenler sayesinde de çoğalıyor.

‘’Sadelik en yüksek gelişmişlik düzeyidir.’’ der Leonardo Da Vinci.

Ne kadar da haklı.

Üstelik her şeyin fazlasının istendiği, sade yaşamı benimseyenlerin giderek azaldığı bu dünyada.

Artık hepimiz biliyoruz ki hayata farkındalıkla baktığımızda; sade ve basit olan minicik mutluluklar daha büyük mutlulukların yolunu açıyor. Bir anlamda attığımız o ilk adım bize katlanarak geri dönüyor.

Uzmanların dediği gibi mutsuz olmak öyle kolay ki. Akşam haberlerinde tek bir olayı duymak, gazetedeki yurt ve dünya haberlerini takip etmek bile buna fazlasıyla yetiyor. Kendi kişisel sorunlarımız da cabası elbette.


Ama HER ŞEYE RAĞMEN yaşamanın tatlı keyfinin verdiği minicik mutlulukları fark etmek gerekiyor.

Her farkındalığımızda da şükretmek.

Böylece zenginleşiyoruz aslında ve ben bu duyguyu çok seviyorum.

Son söz ünlü Rus yazarı Dostoyevksi’den gelsin.

‘’Eğer ertelediğin şey mutluluğun ise, kaybedeceğin şey koca bir hayat olur.’’

Unutmayalım ki hayat cesareti olanları seviyor.

Sevgiyle kalın.

Belgin ERYAVUZ

28.06.2024

Kaynaklar:  https://www.silivrihurhaber.com; Bir Dinozorun Gezileri - Mina Urgan ( İngiliz edebiyatının en önemli eserlerini Türk edebiyatına kazandıran Türk İngiliz edebiyatı profesörü, yazar, filolog ve çevirmen. Kendisi aynı zamanda Falih Rıfkı Atay'ın üvey kızı.)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...