13 Ekim 2024 Pazar

BİR CÜMLENİN ARDINDAN (1/2)

”Allahım bana değiştiremeyeceğim şeyleri kabullenmek için kuvvet; değiştirebileceğim şeyler için cesaret ve bu ikisini birbirinden ayırmak için akıl ver.”

Bu cümleyi çoğumuz biliyoruz artık.

O kadar çok paylaşıldı ki.

Peki bu derin cümlenin aslında stoa felsefesinin bir parçası olduğunu söylesem.

Ben yeni öğrendim ve bir anda fazla bilinmedik, üzerinde düşünülmedik bir konunun beni sarıp sarmaladığını hissettim.

O halde bu cümlenin peşine düşelim.

Bakalım bizi hangi farklı düşünceler ve bilgiler bekliyor?

Kendi potansiyelimizi fark ederken, gereğinde gücümüzü sınarken yaşadığımız toplumla uyum içinde olmaya özen gösteriyoruz.

Hatta yeri geliyor doğadan ilham alıyoruz.

İşte felsefi yaklaşımlardan birisi olan Stoacılık da bunu savunuyor.

Daha genel anlamda, evrenin düzenine uyum içinde yaşamanın en iyi yaşam biçimi olduğuna inanıyor.

Bilgelik, cesaret, adalet ve ölçülü davranış erdemlerini teşvik ediyor. Üstelik kişisel ahlakı ve öz denetim gelişimini vurguluyor.

İstisnasız hepsi günümüzde en çok ihtiyacımız olan insani değerler.

Antik Yunan'da MÖ 334 yılında ortaya çıkmış.

Dikkat çekici eserleri ile felsefe dünyasında kalıcı izler bırakan Kıbrıslı filozof Zenon tarafından kurulmuş.

Geçirdiği bir deniz kazasından sonra, Sokrates'in öğretilerinden ilham alarak kendini felsefeye adamış bir tüccar aslında kendisi.

Kurulduktan sonra temel ilkeleri belirlenen bu düşünceler; ilerleyen yıllarda özellikle Roma İmparatorluğu döneminde; büyük filozoflar tarafından geliştirilir.

Stoacılıkta zihinsel dayanıklılık ve ahlaki erdemler öne çıkıyor.

Ana kavramlarında değişimi, bilinci, mutlak iyi ve kötüyü irdeliyor.

Kısacası akıl, bilgi ve düzene uyum var.

 *Dünyanın doğası değişimdir.

 *Olan hiçbir şeyde mutlak anlamda iyi veya kötü yoktur.

 *Bilinç, kişinin seçtiği eylemlerle şekillenir.

Zamanla her şeyin değiştiği kaçınılmaz bir gerçek. Dolayısıyla içinde bulunduğumuz durumların da geçici olduğunu kabullendiğimizde, yaşam daha bir kolay geliyor insana. İşte dünyanın doğası değişimdir kavramı bu düşünceyle şekilleniyor.

Yine içinde bulunduğumuz durumu iyi ya da kötü olarak niteleyen şey, bizim ona bakış açımız. Hatta o an ki ruh halimiz.

Bu bağlamda var olan bakış açımızı değiştirdiğimizde, başımıza gelenler içinde değiştirilemeyecek olanı, olduğu şekliyle fark edip kabul ediyoruz.

Bunu başardığımızda, kabulle yaşadığımız şeyler de mutlak iyi veya kötü olmadığını fark ediyoruz. Hatta bir süre sonra mevcut koşullardan memnun olmanın önemini kavrıyoruz. (devamı 2/2’de)

Sevgiyle kalın.

Belgin ERYAVUZ

02.07.2024

1 yorum:

  1. Merhabalar.
    Kuvvet, cesaret ve akıl. Bu üç sözcüğü, bir dua cümlesinin içinde ne güzel kullanmışsınız. Tebrik ederim.
    Selam ve saygılarımla.

    YanıtlaSil

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...