17 Eylül 2024 Salı

CONCORDE SENDROMU (3/3)


Kabul ediyorum çoğumuz korkuyoruz yıkılmaktan.

Çaresiz ve zayıf görünmekten.  

Var olan düzenimizin bozulmasından, elimizdekileri kaybetmekten, daha da zor zamanlar geçirmekten.

Haklısınız.

Ama İsviçre'nin son yıllarda çokça konuşulan yazarlarından, eserleri otuz yedi dile çevrilen Peter Stamm bakın ne diyor?

‘’Bir bina ancak harabe haline geldiğinde tamamlanırmış. Belki aynı şey insanlar içinde geçerliydi. Belki de yıkılıp en baştan başlamalıydı.’’

Çok mu radikal bir değişim tamamen yıkılıp, o harabenin içinden yeniden doğmak?

Kesinlikle evet.

Hangimiz bu denli cesaretliyiz ki?

Yanıtlar hepimizin kalbinde saklı.

Genellikle fark edemediğimiz bu sendromun belirtilerine uzmanların verdiği örnekler beni de düşündürmedi değil.

Şöyle ki; bir romana, filme ya da diziye başlayan bir kişinin sevmese de bitirene kadar devam etmesi.

Ya da çok para harcayıp aldığı ancak hiç giymediği giysilerini giymeyeceğini bile bile senelerce dolabında saklaması.

Zamanla kötüye giden, kendisine zarar veren mutsuz olduğu ilişkisine son noktayı koyamaması.

Önceden bilet aldığı etkinliğe bir sebepten katılamayacağını bildiği halde, bir başkasına vermeyip yanmasına göz yumması.

Bedava dağıtılan herhangi bir şeyi görünce işine yaramayacağını bildiği halde alması gibi örnekler o kadar çok ki.

Uzmanlar bu sendromun günümüzde gençleri daha çok etkilediğini belirtirken; erkeklerin iş hayatındaki maddi kayıplarda, kadınların ise ikili ilişkilerde çoğunluğa damga vurduğunu söylüyor.

Peki tedavisi var mı derseniz evet var.

Kendimizi ve yaptıklarımızı fark etmekle başlıyor.

Yaşanan sorunların bu sendroma bağlı olarak ortaya çıktığını bilmek kurtulmak için yeterli.

Kısacası gerçek ne ise cesaretle yüzleşmek lazım.

Yetersiz kaldığı noktalarda destek alınması da öneriliyor elbette. Çünkü bu sendromun ileri safhalarında kaygı bozuklukları, depresyon ya da kişinin kendisine zarar verme durumuna dikkat çeken örnekler hayli çok.

Gelin bizler Mevlana’nın torunları olarak onun bilge sözlerinden birisi ile yazıyı sonlandıralım.

Üzülme der Mevlâna ve devam eder;

‘’Kızma hiç kimseye yaptıklarından dolayı aksine teşekkür et ihanet edenlere sadakati öğrettikleri için…

Minnet duy yalancılara doğrunun farkına varmanı sağladıkları için...

Mutsuz edenlere dua et mutluluğu daha derin hissettirdikleri için...

Herkesi sev yaşamına bir anlam kattığı için...

Hayat bu yüzden daha güzel siyahlar, beyazı fark ettirdiği için…’’

Buradan hareketle, yaşam tuvalimize siyah rengi reva görenlere kocaman gülümseyip yola devam ederken; önümüze çıkan en güzel yaşam renklerine sımsıkı sarılalım.

Sevgiyle kalın.

Belgin ERYAVUZ

21.05.2024

Kaynaklar: https://npistanbul.com; https://www.medicalpark.com.tr.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...