15 Temmuz 2014 Salı

HAYVANLAR DA BİZLER GİBİ (2/2)

Sevgi, nefret, korku, mutluluk, üzüntü, utanma, empati, kıskançlık sadece bizlere has duygular değil. Pek çok hayvanla benzer duyguları paylaşıyoruz.

Bunların ilk sırasında goril, şempanze, orangutan gibi iki ayak üzerinde durabilen canlılar geliyor. Özellikle goriller. Öyle şekerler ki, tıpkı bizim gibi gıdıklandıklarında gülüyorlar. Üzüldüklerinde ya da canları acıyınca da bizim gibi ağlıyorlar. Ve çok akıllılar.

Aslında buna şaşmamak gerek. Çünkü yapılan araştırmalar genlerimizin % 98’ inin şempanze ve gorillerle aynı olduğunu ortaya çıkarmış. Seneler seneler öncesine dayanıyor bu oluşum (70 milyon yıl dile kolay). Bizler  bu grup içindeki   "antropoidler" familyasının, HOMO (İnsangil) cinsinden gelen HOMO SAPIENS türüyüz.

İnsanın geçmişine olan merakı her dem devam etmiş. Özellikle kazılarda bulunan fosiller ise bize en doğru bilgi kaynakları olmuş.

İşte 47 milyon yıllık primat fosili de bunlardan bir tanesi. Önemi bizlerle memeliler arasındaki kayıp halkayı tamamlaması. İda ismi takılan fosil, tamamen bir tesadüf eseri bulunmuş. Yer Almanya"nın Darmstadt bölgesindeki volkanik bir göl. Bulan amatör kazıcı 20 yıl sonra satınca bilim dünyasının eline geçmiş. Ve sıkı durun. Kemikleri, tüyleri, eti ve midesindeki son yemek kalıntılarına kadar hiç bozulmadan günümüze kadar gelmiş. Araştırmalarım sırasında denk geldiğim bu muhteşem bilgiye de yer vermeden geçemedim.

Hayvanların duyguları ve benzerliklerimiz yazmakla bitecek gibi değil inanın bana. 

Son yıllarda yapılan araştırmalarla; artık hayvanların da acı çektiği, yas tuttuğu, empati yapabildiği ve karşılık beklemeden yardım ettiği kabul edilmeye başlandı.

Yani onlar da bizim gibi.

Yok bir farkımız.

Üstelik bazı davranışlarıyla bizi mahcup ediyorlar.

Ölülerinin başında yas tutan, yaşlılarını asla terk etmeyen filler ve maymunlar; acı içinde kıvranan hemcinslerini görünce aynı acıyı duyumsayıp kıvranan sıçanlar; ortamı konforlu olunca bizler gibi neşelenen domuzlar; sözcük kartları yardımıyla konuşabilen bir bonobo (cüce) türü şempanze; kafesine düşen beş yaşındaki erkek çocuğunu içgüdüsel olarak korumaya alan Jambo isimli bir erkek goril  ve diğerleri…

Empati mi?

Duygusallık mı?

Koşulsuz sevgi mi?

Hepsine EVET. Bizden alası hem de.

Son sözlerimi sıcacık bir gerçek öyküye ayırmak istedim. Tam on yıla dayanan güzel bir dostluk örneği.

Bir keçi ile bir eşeğin arkadaşlığı.

Aynı yerde on yıl boyunca birlikte yaşadıktan sonra; şartlar gereği gün gelir ayrılırlar. Ve Jellybean isimli eşek bir başka yere götürülür. Arkadaşından ayrılan keçi ise o andan itibaren hayata küser adeta. Hareket etmeyi ve yemek yemeyi reddeder. Çünkü arkadaşına duyduğu özlemi başka türlü anlatma yolu yoktur. Hayatı pahasına buna razı olur.

Aradan geçen süre içinde ne yapılırsa yapılsın keçi pes etmez. Sonunda yetkililer eşeği gönderdikleri yerden geri alır. Uzun bir yolculuk sonrası eski yerine getirilir. Arkadaşına kavuşan keçi içinse hayat yeniden başlar. (İzlemek isteyenler için video linki aşağıda.)


Şimdi kendi kendimize soralım lütfen.

Hangimiz böylesi bir dostluk örneği veriyoruz?

Ve hangimiz böylesi bir dostun sıcaklığını aramıyoruz?

Bugüne kadar maalesef insani yönlerimizi koruyamadık yeterince. Ama vakit hala geç değil bazı adımlar atmak adına. Eğer farkındalığımızı açık tutarsak bu güzelim hayvanlardan ders alırız belki. Ne dersiniz? Yeter ki etrafımıza sevgiyle ve aşkla bakmayı hiç unutmayalım.

Sevgiyle kalın.
Belgin ERYAVUZ

23.06.2014





Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...