Elimdeki
romanın sürükleyici satırları arasında kaybolurken rastladığım bir sendrom var
bu sefer bilgi hazinemde. Millennium serisinin dördüncüsü olarak David
Lagercrantz tarafından kaleme alınan ‘Örümcek Ağındaki Kız’ romanını okuyanlar
hatırlayacaklar.
Az
çok tanımlanmış, karakterlerden bir tanesini anlatırken bir parça söz
edilmişti. Sayfalar ilerledikçe merakım arttı. Araştırdıkça ilginç, bir o kadar
da bilinmezliklerle dolu bir hastalıkla karşı karşıya olduğumu anladım.
Var
mısınız benimle beraber beynimizin labirentleri arasında gezinmeye?
Çoğumuzun
bilmediği hayli ilginç bir sendrom bu sefer ki.
Aslında
bir hastalık ancak bu hastalığa yakalananlar birer dahi olabiliyor.
İşte
bu nedenle ismi Savant Sendromu.
Kelime
anlamı olarak bilgin, dahi demek.
Savant
sendromluların çoğu engelli, otistik, asperger sendromlu ya da otistik olmayıp
bu belirtileri gösteriyor. Gelin görün ki matematik, müzik ya da görsel alanda
inanılmaz yetenekliler. Nedeni üzerinde hala kafa yoruluyor ancak tam bir yanıt
bulunamamış.

Hem
zihinsel hem de bedensel anlamda yetersiz oldukları, genel zeka düzeyleri
ortalamanın çok altında kaldığı halde; resim, müzik ya da matematik gibi
alanların birinde ya da bir kaçında olağanüstü başarılı olabiliyorlar.
İnanılmaz
bir hafızaları var.
Daha
önce hiç öğrenmedikleri şeyleri dahi genetik olarak hatırlıyorlar.
Matematik
alanında hesaplama hızlarına yetişmek mümkün olmuyor.
Bilim
insanlarının ‘eidetik’ ya da ‘fotoğrafik bellek’ dedikleri bir hafızaya sahipler.
Sadece saniyeler içinde baktıkları görüntüleri bile en ince detayına kadar hatırlıyorlar.
Her şey hatta upuzun matematik dizinleri bile onlar için beyinlerine
kaydettikleri birer görsel tablo.
Dünya
üzerinde tanınmış ünlü savantlar kimler derseniz; Mozart, Bethoven, Einstein
bildiklerimiz arasında.
Örneğin
lakabı ‘yürüyen kütüphane’ olan bir savant var ki; neredeyse 9.000 kitabı okuyup
ezberlemiş. Çünkü her iki gözü ile iki ayrı sayfayı okuma yeteneğine sahip. Bunun
yanında pek çok kentin haritasını ezbere biliyor hem de en ince detayına kadar.
Kendisine ‘Yağmur Adam’ da deniyor.
Asıl
ismi Kim Peek.
Peki
günlük ihtiyaçlarını yapabiliyor mu? Maalesef hayır.
Dört
yaşına kadar konuşamamış. Hep başkalarının, en çok da babasının yardımına
muhtaç kalmış. IQ testi vasatın çok altında. Beyinciği yeterince gelişememiş.
Tüm bu olumsuzlukların yanında o bir savant. Çünkü beyni muhteşem işliyor.
Bir
başka savant Stephen Wiltshire.
Tek
seferlik Roma helikopter gezisi sonrası ne yapmış dersiniz?
3
gün gibi kısacık bir sürede şehrin panoramik görüntüsünü çizmiş. Yer verdiği
detaylarla çizimini adeta nakış gibi dokumuş. (devamı ilginç savanlarla 2/2’de)
Sevgiyle
kalın.
Belgin
ERYAVUZ
09.02.2018
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder