Iris;
renkleri öyle uyumlu harmanlayıp kullanıyor ki; her çizdiği resimle adeta iç
dünyasının karanlık yanlarını yok ediyor. Bu yolla dünyayla ve ailesiyle
iletişime geçiyor.
İlginç
bir başka savant ise Derek Amato.
39
yaşına kadar normal seyreden hayatı, geçirdiği havuz kazası ile tamamen
değişmiş. İşitme ve hafıza kaybı yanında ağır baş ağrıları yaşamış. Ancak
yılların
piyanisti gibi piyano çalması ona en büyük hediye olmuş.
Benzer
örnek bir ortopedi cerrahı olan Tony Cicoria’da da görülmüş. Yıllar sonra
yıldırım çarpması sonucu yaralandığında, hiç bilmediği klasik piyanoyu çalacağını
bilmiyormuş elbette.
Tıpkı
Alonzo Clemens gibi. Çocukken düşen Alonzo, beynindeki kalıcı pek çok hasara
inat; herkesi imrendiren hayvan heykelleri yapmaya başlamış.
Sırada
yaşayan bir matematik dâhisi var.
İsmi
Daniel Tammet.
Çocuk
yaşlarında geçirdiği ateşli hastalık sonucu epilepsi olmuş. Ancak beyni
matematiğin koridorlarında hiç durmadan koşmasına olanak tanımış. Öyle ki bugün
pi sayısını 22 bin 500 hane ile en uzun söyleyebilen kişi olarak rekor kırmış.
Düşünsenize tam 5 saat süren bir matematik dizisinden söz ediyoruz. Ara
vermeden soluklanmadan hem de. Şu aralar kendi dilini geliştiren Tammet, her
hafta yeni bir dili becerilerine katıyor.
Flo
ve Kay Lyman ise otistik tek yumurta ikizi savantlar.
Otobiyografik
hafızaları son derece güçlü. Gelişigüzel söylenen herhangi bir tarihte; havadan
giyimlerine, yediklerinden yaptıklarına kadar her şeyi detayı ile hatırlayıp anlatıyorlar.
Gözleri
doğuştan görmeyen Leslie Lemke ise; sadece bir kez duyduğu piyano konçertosunu
birebir çalabiliyorken henüz 14 yaşında imiş. Şimdilerde sayısız parçayı
ezberden çalıyor ve dünyanın dört bir yanında konserden konsere koşuyor.
İşte
beynimiz böylesine muhteşem bir organ. Onun labirentleri arasında gezinirken; beynin
bazı bölümlerindeki işlevsel bozuklukların, hatta kaybedilen kontrolün; nasıl başka
kazançlara dönüştüğünü HAYRETLE izliyor insan.
Bu
sendromla ilgili pek çok da kitap yazılmış.
Örneğin
olağanüstü resimler çizen otistik çocuk Nadia’nın hayatını anlatan kitap
bunlardan bir tanesi.
Bir
başkası ise profesör nörolog Oliver Sacks tarafından kaleme alınan ‘Karısını Şapka Sanan Adam’ kitabı. İsmi yanıltmasın. Gerçek hayatların çarpıcı bir
anlatımı var içinde. Ve hepsi gerçek savant hastaları.
Beynin
labirentleri hala gizemlerle dolu. Önemli olan ise bilmediğimiz güçlerin
farkına varıp, onları kullanıyor hale gelmek olmalı. Bunun için de merakla
araştırmak, okumak önemli.
Sevgiyle
kalın.
Belgin
ERYAVUZ
09.02.2018
Kaynaklar:
https://www.rehabilitasyon.com; http://www.rehabilite.tr.gg; www.irisgracepainting.com; https://www.guncelpsikoloji.net.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder