24 Mart 2018 Cumartesi

BEYNİN LABİRENTLERİ (2/2)

Beş yaşındaki otizmli Iris Grace; tüm dünyanın görünce büyülendiği olağanüstü resimler çizen minik bir savant. Bu özel yeteneği konuşma terapisi sırasında ortaya çıkmış.

Iris; renkleri öyle uyumlu harmanlayıp kullanıyor ki; her çizdiği resimle adeta iç dünyasının karanlık yanlarını yok ediyor. Bu yolla dünyayla ve ailesiyle iletişime geçiyor.

İlginç bir başka savant ise Derek Amato.

39 yaşına kadar normal seyreden hayatı, geçirdiği havuz kazası ile tamamen değişmiş. İşitme ve hafıza kaybı yanında ağır baş ağrıları yaşamış. Ancak yılların 
piyanisti gibi piyano çalması ona en büyük hediye olmuş.

Benzer örnek bir ortopedi cerrahı olan Tony Cicoria’da da görülmüş. Yıllar sonra yıldırım çarpması sonucu yaralandığında, hiç bilmediği klasik piyanoyu çalacağını bilmiyormuş elbette.

Tıpkı Alonzo Clemens gibi. Çocukken düşen Alonzo, beynindeki kalıcı pek çok hasara inat; herkesi imrendiren hayvan heykelleri yapmaya başlamış.

Sırada yaşayan bir matematik dâhisi var.

İsmi Daniel Tammet.

Çocuk yaşlarında geçirdiği ateşli hastalık sonucu epilepsi olmuş. Ancak beyni matematiğin koridorlarında hiç durmadan koşmasına olanak tanımış. Öyle ki bugün pi sayısını 22 bin 500 hane ile en uzun söyleyebilen kişi olarak rekor kırmış. 

Düşünsenize tam 5 saat süren bir matematik dizisinden söz ediyoruz. Ara vermeden soluklanmadan hem de. Şu aralar kendi dilini geliştiren Tammet, her hafta yeni bir dili becerilerine katıyor.

Flo ve Kay Lyman ise otistik tek yumurta ikizi savantlar.

Otobiyografik hafızaları son derece güçlü. Gelişigüzel söylenen herhangi bir tarihte; havadan giyimlerine, yediklerinden yaptıklarına kadar her şeyi detayı ile hatırlayıp anlatıyorlar.

Gözleri doğuştan görmeyen Leslie Lemke ise; sadece bir kez duyduğu piyano konçertosunu birebir çalabiliyorken henüz 14 yaşında imiş. Şimdilerde sayısız parçayı ezberden çalıyor ve dünyanın dört bir yanında konserden konsere koşuyor.

İşte beynimiz böylesine muhteşem bir organ. Onun labirentleri arasında gezinirken; beynin bazı bölümlerindeki işlevsel bozuklukların, hatta kaybedilen kontrolün; nasıl başka kazançlara dönüştüğünü HAYRETLE izliyor insan.

Bu sendromla ilgili pek çok da kitap yazılmış.

Örneğin olağanüstü resimler çizen otistik çocuk Nadia’nın hayatını anlatan kitap bunlardan bir tanesi.

Bir başkası ise profesör nörolog Oliver Sacks tarafından kaleme alınan ‘Karısını Şapka Sanan Adam’ kitabı. İsmi yanıltmasın. Gerçek hayatların çarpıcı bir anlatımı var içinde. Ve hepsi gerçek savant hastaları.

Beynin labirentleri hala gizemlerle dolu. Önemli olan ise bilmediğimiz güçlerin farkına varıp, onları kullanıyor hale gelmek olmalı. Bunun için de merakla araştırmak, okumak önemli.

Sevgiyle kalın.
Belgin ERYAVUZ

09.02.2018



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...