
Üstelik
her birini bir şekilde hayatı tanımlayan duygular olarak ele alırsak; bize
yaşam hedeflerimizi gösterdiğini düşünebiliriz.
Gerçekten
de hayatımızın asıl amacı; yaşamı daha KEYİFLİ hale getirmek, daha İYİ günler
geçirmeye çalışmak ve ANLAMI olan işlere imza atmak.
Peki
bunu nasıl başaracağız?
Hayat
üstümüze üstümüze gelirken, zorluklar çığ olmuş omuzlarımızı ezerken, insanlar
sadece kendilerini düşünürken ve başkalarını gözü kapalı harcarken kolay mı?
Değil
elbette. Ama umut var ya o UMUT. İşte ona sarılıyoruz en zorlandığımız anlarda.
İyi şeyler görmek, mucizelere tanık olmak istiyoruz zaman zaman.
Aslında
ne görmek istersek onu görebiliriz. Bunun için yüreğimize onu yüklememiz
yeterli.
Sevgiyle
harmanladığımız o görüntüler, aşkla renklenince gündüzümüz de gecemiz de,
aydınlığımız da karanlığımız da bir başka olacak. Buna kalben inanmak gerek.
İşte
o zaman hayatın en keyifli anları birden şekil alacak gözlerimizin önünde. O
keyifli anlarla oluşan anılarımız bize iyi günlerin çoğaldığını gösterecek. Ama
sadece bunlarla sınırlarsak hayatımızı; bir süre sonra yetmez olacak.
Neden
mi? Çünkü hayatımıza anlam katacak şeylerin eksikliğini hissetmeye
başlayacağız.
Ne
zaman ki anlamlı işler yapacak adımı atarsak; işte o zaman keyifli, iyi ve
anlamlı hayatın kapılarını sonuna kadar açmış olacağız.
Farkında
değiliz ama paylaşacak o kadar çok şeyimiz var ki.
İlk
sırada sevgimiz var paylaşabileceğimiz. Sınırlandırmadan, önüne set çekmeden
özgürce sunabileceğimiz. Ne kadar çok seversek, ne kadar çok dağıtırsak
kalplerimiz o kadar çok sevgi üretecek çünkü.
Sonra
gülümsemelerimiz var. En zor anlarımızda bile kullanmaktan çekinmeyeceğimiz
içsel tepkimiz olmalı o da; hem kendimiz hem de etrafımızdakiler için.

Yani
yaşama hak ettiği değeri vermek. TAÇLANDIRMAK.
‘’Yaşam defterinin kalemi sensin. Gecikirsen
yazan değil, senin adına yazılanları okuyan olacaksın unutma.’’ diyor Aret
Vartanyan; ‘İnsanız Ayıbı Yok’ imzalı kitabında.
Ne
kadar doğru.
Elbette
bunda başarılı olmak için önce kendimizi tanımamız gerekiyor. Keşfetmemiz.
Yüreğimizde saklı kalan her ne varsa tutkular, arzular, hayaller işte onları
bulup çıkarmak.
Ancak
o zaman elimizdeki kaleme sahip çıkabilir, kendi hayatımızı istediğimiz gibi
kendimiz yazabiliriz. Başkalarının müdahalelerine cesurca itiraz edebiliriz.
Bir
anlamda duygularımızın eşzamanlı hareket etmesine, yani sineztesi yapmasına olanak tanımış
oluruz.
Uzmanların
özellikle üzerine vurgu yaptığı pozitif, yapıcı düşünme becerimizi geliştirmek
bunun için önemli.
Mutluluğun
başlığımda yer alan bu üç boyutuna hakkını vermenin yolu buradan geçiyor.
Keyifli,
iyi ve en önemlisi anlamlı hayatı yakalamamızın sırrı burada.
Cesurca
atacağımız her adım bizi amacımıza kavuştururken, harcayacağımız zaman ve
çabanın küçük de olsa bir şeyleri değiştirdiğini görmek; birkaç kişiye
dokunduğunu hissetmek muhteşem bir duygu.
Yaşamı
daha derinden hissetmek, mutluluğu iliklerinde hissetmek için bu birbirini
tamamlayan üç duyguyu hiç unutmayalım. Olmaz mı?
Sevgiyle
kalın.
Belgin
ERYAVUZ
01.03.2018
Kaynaklar:
www.safaknakajima.com.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder