6 Nisan 2013 Cumartesi

SOL yarıdan SAĞ yarıya BEYNİN SIRLARI ( 2 / 2 )


Beynimizi daha iyi çalıştırmanın yollarını daha detaylı olarak incelemekte fayda olduğunu düşünüyorum. Önerilenler  o kadar da zor değil aslında, hatta bir kısmı gün içinde farkında olmadan yaptıklarımızdan ibaret…

*beynimiz açık havada ve ayaktayken %10 daha fazla çalışıyor; o halde açık havada yürümek ve yürürken kolları sallamak beyin için en ideal olanı. (özellikle önemli kararlar almadan önce tavsiye ediliyor)

*yabancı dil öğrenmenin beyni güçlendirdiği saptanmış; sözlük okumak, birkaç yabancı sözcük ya da yerli ama yeni kelime öğrenmek bu anlamda faydalı.

*Bulmaca çözmek, satranç gibi akıl oyunları oynamak beyni dinamik tutuyor.

*Rutinden, tekrar ettiğimiz davranışlardan vazgeçmemiz gerekli. Sürekli kullandığımız sağ sol el tutuşlarında değişiklikler yapmalı. Dişimizi bazen sol elle fırçalamak, çantayı bazen sağ elle taşımak gibi, eve farklı yoldan ulaşmak gibi…

*beyni sürekli kaliteli cümlelerle beslemek ( özdeyiş, şiir gibi)

*her gün güzel bir resme bakmak ( estetik algıyı geliştiriyor)

*sevdiğimiz bir müziği bir süre gözlerimiz kapalı dinlemek. ( özellikle klasik müziğin zekaya 7 puan ekleyebildiği iddia ediliyor beyin otoriteleri tarafından)

*günde aklımızdan 60 bin ile 80 bin arası düşünce geçiyor. Ve bu düşünceler ne hakkındaysa, hayatımız da ona göre şekilleniyor.

*bir konu hakkında düşünürken, nasıl düşündüğümüzü de gözlemlemek. Çünkü düşüncelerin farkındalığını yakalamak adına düşünmek, beyin ve düşünce kapasitesini arttırıyor.

*düzenli ve kaliteli uyumak beyin için çok önemli (Einstein'in günlük 10 saatten fazla uyuduğu biliniyor) 24 saati geçen uykusuzluk beyinde sarhoşluğa benzer bir etki yapıyor.

*bol ve temiz oksijen beyin için çok önemli. Beynimiz ağırlık olarak vücudumuzun yüzde 2'sini oluşturduğu halde, vücuda gelen oksijenin yüzde 25'ini tüketiyor. Oksijensiz kaldığımızda ölümü gerçekleşen ilk organımız beyin.

*farklı düşünme tarzları beyni geliştiriyor. Çocuklar ve hayvanlarla daha fazla vakit geçirmek, bizden farklı düşünen insanlarla konuşmak bu anlamda çok faydalı.

*sürekli televizyon seyretmek beynimizi köreltiyor maalesef.

*beynin en tehlikeli yanı ters çaba kuralına göre çalıştığı anlar. Başımıza gelmesinden en çok korktuğumuzu başınıza getiriyor! Buna ‘ters çaba kuralı’ deniyor. Beyin odaklanılan hedef olumsuz olsa bile, bunu gerçekleştirmek için çalışıyor.

*beyni esas yoran şey monotonluk. O halde hayatımızı ne kadar renklendirirsek, beynimizi o kadar neşelendirebiliriz diye düşünüyorum.

*beyin kısa süreli hafızada beş ile yedi arasındaki bilgiyi işleyebiliyor. Yeni bir bilgi gelince, bu bilgilerden birini atıyor. Buna 'sihirli sayı' kuralı deniyor. Bu kural aşılıp aşırı bilgi yüklenmesi durumunda beynimiz 'servis dışı' oluyor. Hayatımızın en büyük kararlarını alırken 'kafadan' değil, tıpkı beş haneli iki rakam grubunu çarparken yaptığımız gibi, bir kağıt üzerine yazarak ne yapacağınızı hesaplamanın doğru karar almamız adına güzel bir adım olduğu kabul ediliyor.

Beyni aldatmanın yolları da var aslında; bu kadar hızlı ve girift olmasına karşın beynimiz gerçekle  hayali birbirinden ayıramıyor. İsteklerimize sahip olmuş gibi davrandığımızda beynimizde yeni nöron ağları kuruluyor. Yeterli sayıda nöron ağı kurulduğunda ise isteklerimize artık gerçekten sahipmişiz gibi hissediyoruz.  

Bu anlamda yapılan bir deneyi paylaşmak istiyorum sizlerle. Belirli sayıda deneğin karşısına bir nesne konarak ona bakmaları söyleniyor. Onlar bu nesneye bakarken beynin yapısı inceleniyor. Çeşitli araçlar ile ( tomografi gibi ) bunu kaydediyorlar. Sonradan nesneyi kaldırıp, deneklere az önce gördükleri nesneyi hayal etmeleri söyleniyor. Denekler o nesnenin kendisine direkt bakmadan sadece hayalini kurduklarında bile; beyin yapılarında aynı değişikliklerin olduğu tespit ediliyor. Bunun nedeni gördüğümüz bir nesneye bakarken nöron ağlarının ateşlenmesi.

İşte buradan hareketle hayal etmek, hayal ettiğimiz şeyi olmuş gibi kabul etmek bizi isteklerimize daha çabuk ulaştırıyor. Güzel bir düşünce ya da hayal bizi mutlu ediyor. Aksine gerçek olmasa bile kötü bir şey hakkında ‘ya olursa’ diye düşünmek ise; bizi mutsuz edip, korkutuyor. Film sektörü de bu noktadan hareketle çalışıyor. İzlerken hiçbirimiz ‘bu gerçek değil’ diye düşünmüyoruz. Heyecanlanıyoruz, üzülüyoruz, gerçekmiş gibi etkileniyoruz. Üstelik bir film boyunca veya reklamlarda ya da haberlerde bolca tekrar edilen sözler, sahneler, hareketler, tavırlar… Hep beynimizi etkileyip istenilen şeyin yerleşmesini sağlıyor.

Masal ve hikayelerin insanları etkilemesi de beynin gerçek ve hayali ayırt edememesinden kaynaklanıyor. Gerçek olmadığını biliyoruz ama; dinlerken veya okurken gerçekmiş gibi algıladığımız için etkileniyoruz. Bu yüzden çocuklar masallardan çok etkileniyor. Aynı masal ne kadar çok tekrar edilirse masalın içindeki mesajın kalıcılığı ve etki gücü de o ölçüde artıyor.

Beynimizin hafıza bölümü aslında unutmaya programlı. Bir gün içerisinde bile bir çok şey konuşuyoruz, dinliyoruz, izliyoruz. Duyduğumuz ya da okuduğumuz bir şeyi önem derecesine göre; üç saniyeden başlayarak bir kaç gün, bir kaç hafta içinde unutuyoruz. Ancak tekrarlanan bilgileri beyin kaydediyor.

İlginç olan bir başka özellik ise; beynimizin SAĞ tarafının YENİ giren bilgilerle, SOL tarafının ise  ESKİDEN kalan bilgilerle çalışıyor olması. Gelen bilgiyi sağ taraf alıyor, bilgi tekrar edilmiyorsa bir süre sonra siliniyor. Bilgi tekrar ediliyorsa sol taraf kayda geçiyor. O artık bize ait bir bilgi oluyor. Eğer o bilgi davranışa sebep olacak bir bilgiyse; bilgi davranışa dönüşüyor, otomatik sisteme geçiyor ve artık düşünmeden davranıyoruz.

Beynimizin en gelişmiş bölgesi olan ve korteks denilen üst kabuğunu geliştirmek adına kitap okumanın faydaları ise saymakla bitmiyor. Duygusal zekamızı artırmakla kalmıyor aynı zamanda entelektüel zekamızı da destekliyor. Umutlarımıza daha sıkı sarılmamız, sıkıntılardan uzak durma becerisini kazanmamız da cabası. Kitap okumayı çok seven birisi olarak bu konuya dikkat çekmeden geçemedim.

Unutmadan, insanların yaklaşık yüzde 12’sinin gördüğü rüyaların siyah beyaz olduğunu biliyor muydunuz?

Beyinle ilgili araştırılacak pek çok şey var, her okuduğumuz ve öğrendiğimiz bilgi ise bizlere yepyeni kapılar açıyor elbette. Tüm bunları takip edebilmek, hayatımızı kaliteli yaşamak ve hayatın her ANından keyif alabilmek ise ancak sağlıklı bir beyinle, beden kadar ruh sağlığımızla da ilgili. Bunu unutmamak gerek.

Sevgiyle kalın.
Belgin ERYAVUZ

17.01.2013

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...