23 Temmuz 2016 Cumartesi

BİRİSİ ANLAŞMA mı DEDİ? (1/3)

Biliyorum; anlaşmalardan, kurallardan, maddeler halinde sıralanan öğretilerden sıkıldık hepimiz.

Evet çok yazıldı.

Çok konuşuldu.

Ancak uygulayanlarımız çoğaldı mı?

Çoğalmış olsaydı bugün bu kadar sevgisiz olmazdı dünya.

Kimse üzerine alınmasın. Sözüm tüm dünyaya. Şimdi bir de benden dinler misiniz bu önemli hayat dokunuşlarını? İnanın pişman olmayacaksınız. Okumanız bittiğinde yüzünüze yerleşecek kocaman bir tebessüm benden size garanti.

Çünkü RUHU KUCAKLAYAN, MUTLULUĞU ve SEVGİYİ bilmenin yolunu kolaylaştıracak paylaştıklarım. Kulaklarımıza YAŞAM SANATInı fısıldayacak.

Don Miguel Ruiz imzalı, okuduğum her kitap bana bir şeyler kattı. Dört Anlaşma, 
Beşinci Anlaşma, Bilginin Sesi, Ustaca Sevmek beni en çok etkileyenler.

Hepsinden bilgi dağarcığımda kalanlarla yolumdayım.

Deneyerek.

Uygulayarak, özümsemeye çalışarak.

Yeri gelip tökezleyerek.

İçimdeki merak ve öğrenme hevesiyle; Toltekler hakkında bilgi edindim. Araştırdıkça, onların bakış açısının ve hayat felsefesinin; günümüz için çok daha gerekli olduğunu anlıyorum.

Toltekler, çok eski yıllarda Meksika’da yaşamış Kolombiya yerlileri. Meksika yerli dilinde Toltek demek; ‘inşaatçı üstatlar’ anlamına geliyor.

Meksika’da hepimizin çok daha aşina olduğu Azteklerden önce var olan üç kültürden (Mayalar ve Olmekler) bir tanesi. Geçmişin en büyük medeniyetine sahip oldukları kabul ediliyor. Ve şimdi sıkı durun; Toltekler kadınlara erkeklerden çok daha fazla önem veriyor. Farklı ve üstün yeteneklere sahip olduklarını düşünüyor. Şu anda içinde bulunduğumuz dünyayla ne kadar tezat değil mi?


Kendilerini enerjinin bir parçası kabul ediyorlar. Güneşin çocukları olduklarına ve doğalarının parlamak olduğuna inanıyorlar. İşte Don M. Ruiz’de onların soyundan geliyor.

Mimarlık, bilgelik, adalet ve hoşgörü konusunda ileri düzeyde olan bu eski topluluk; hemen her dönemde Meksika kültürünü etkilemiş. Şanslıyız ki bizlere kadar ulaşmış; kırıntıları da olsa çok değerli.

Toltek bilgilerinde bilim ve spritüel yaşam bir bütün. En önemli özelliği ise PRAGMATİST yani uygulanabilir ve pratik sonuçlara ulaşılabilir olması.

Kişisel sınırlarımızı korumak uğruna her şeyle çatışma halindeyiz.

İnsanlarla.

Dünyayla.

Doğayla.

Var olan enerjimiz bu yolda harcanıp gidiyor maalesef. Geriye kocaman bir HİÇ kalıyor.

Eğer evreni dinlemeyi bilirsek; suyun, havanın, toprağın ve rüzgarın, ağacın, taşın, minicik bir salyangozun, diğer tüm canlıların öğreteceği çok şey olduğunu anlayabiliriz.

Elbette bizi biz yapan şeyler var. Gerçek varlığımızı oluşturan. Doğumla başlayıp, ölümle bitiyor farkında olduğumuz, çoğu zaman da olamadığımız bu süreç.
Ama bundan çok daha önemli bir gücümüz daha var. Ne yazık ki bu gücün hiç mi hiç farkında değiliz.

Yaşadığımız, hissettiğimiz ancak hakkında konuşamadığımız nüanslar bunlar. Doğduğumuz anda ışıldayan ama zamanla körelttiğimiz ışıltılarımız.

Katmanlar arasında kalıyor yıllar içinde; katmanları artırdıkça da sönükleşiyor. Biliyorum; biraz kafa karıştırıcı gibi görünüyor. Tek çaremiz o katmanları kaldırmak. Bu ise ancak kalben niyet etmek ve istemekle olacak. Farkındalığımız artıkça özümüzün ışıltısı parlayacak. (devamı mini öykü ile 2/3’ de)

Sevgiyle kalın.
Belgin ERYAVUZ

03.06.2016

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...