Sözcükler sihirlidir.
Yerli
ya da yabancı olmaları hiç fark etmez. Gün gelir size bir romanın satırları
arasından çapkınca göz kırpar.
İşte
bu sözcük de öyle. Hepimize yabancı olduğunun farkındayım. Yazımı okuma
kibarlığını gösterdiğinizde neden kullandığımı anlayacak ve eminim beni
bağışlayacaksınız.
Bu
bir İtalyan terimi.
Orta
Çağ’da özellikle Venedik’te yaşayanlar tarafından kullanılmış.
Elizabeth
Gilbert imzalı ‘Ye Dua Et Sev’ romanını ikinci defa okumaya başladığımda
dikkatimi çekti. Nedense bundan seneler önce; romanı ilk kez okurken; anlamı
üzerinde düşünmeden geçip gitmişim.
Yazıma
konuk olan bu sözcüğün manası oldukça ilginç.
Codega;
erkekler için kullanılan mesleki bir unvan aslında.
Dünyanın
bu ünlü kanallar şehrinin daracık, labirent misali sokaklarında; gece
karanlığında rahatça gezinmek, bir yerden bir yere güvenle gitmek amacıyla oluşturulmuş.
Şöyle
ki; sizin tarafınızdan kiralanan bir codega, gece elinde fenerle önünüzden yürüyor.
Size yol gösteriyor. Efsunlu şehrin karanlık sokaklarında kaybolmadan
ilerlemenizi sağlıyor.
Şimdi
her birimiz; hayatımızın her evresinde fener misali bize ışık tutan kendi codegalarımızı
düşünelim isterim.
Aldığımız
yaşla orantılı olarak o kadar çok ki sayıları.
Her
biri yeri ve zamanı geldiğinde, bize kendi içsel sevgi fenerlerini doğrulttular.
Yaşamın zorlu kıyılarında bizi hep korudular.
Anne
babamız örneğin, bizim ilk codegamızdı onlar. Ya da diğer aile büyüklerimiz.
Sonraki yıllarda öğretmenlerimiz onların yerini almaya başladı.
Peki
ya sonra?
İlerleyen
yaşımız ve değişen, gelişen düşünce yapımızla codegalar da şekil değiştirdi
bence.
Kimimiz
kendi içsel sesini dinledi, kimimiz mantığını. Bunlara ilaveler yaptık elbette.
Hayat görüşümüze uyan KALP UCU arkadaşlarımız, okuduğumuz başucu kitapları,
bazen bizi çok etkileyen bir film, bir tiyatro oyunu belki de.
Ama
türü ne olursa olsun yaşam koşusundaki fenerlerimiz hep oldu. Bundan sonra da
olacak. Önemli olan o ışığın aydınlattığı yolda adımlarımızı cesurca atmak.
Evet
tökezleyebiliriz.
Hatta
düşebiliriz.
Her
şey bizim için.
Ama
durduğumuz o noktadan kalkıp, yeniden umutla hayatımıza devam etmek sadece
bizim elimizde.
Ne
diyelim, codegaların aydınlattığı yollar, sevgi ve aşkın tılsımında hiç
sönmesin.
Sevgiyle
kalın.
Belgin
ERYAVUZ
06.07.2018
Merhabalar.
YanıtlaSilBlog sayfanızda paylaştığınız her bloğun ayrı bir değeri ve önemi var. Ben paylaştıklarınızı beğeniyorum ve her paylaşımınızdan bir şeyler öğreniyorum. Sakın övgümü kimse garipsemesin. Gerçekten paylaştıklarınızı övgüye değer buluyorum. "Gece karanlığında rahatça gezinmek, bir yerden bir yere güvenle gitmek amacıyla oluşturulmuş erkeklere özgü bir meslekten" bahsetmekle birlikte bu mesleği ülkemizde üstlenen yakınlarımızdan bahsederek işin boyutunun önemine vurgu yapmanız da ayrı bir güzellik. Konuyu ele alış şekliniz; kurgularınız ve anlatımınız bir harika. Kaleminize, emeğinize ve yüreğinize sağlık ve mutluluklar dilerim. Sayenizde Codega'yı ve onun uygulandığı yeri öğrenmiş olduk. Belli mi olur, bakarsınız bir bilgi yarışmasında karşımıza çıkıverir de edalı bir şekilde cevap vererek, sorulan soruyu bilmenin haz ve gururunu yaşarız.
Selam ve dualarımla.