Hindistan’dan
İngiltere’ye uzanan; aralarındaki yaş, dil, din, seviye ve ırk farklarını hiçe
sayan bir sevgi yolundayım bugün. Ve sizleri de bu ışıltılı yola davet etmek
istiyorum satırlarımla beraber.
İçimizi
sımsıcak ısıtacak olan bu güçlü sevgi yolunun sonunda, hem gülümseyecek hem de
duygulanacaksınız. Buna eminim.
Tamamen
gerçek yaşam öyküsünden esinlenerek hazırlanmış olan film; Hintli kadın
gazeteci ve yazar Sharabani Basu tarafından kaleme alınan bir roman uyarlaması.
Romanın
ismi “Victoria & Abdul: The True Story of the Queen’s Closest Confidant’’.
İngiliz
Amerikan yapımı film 2017 senesinde çevrilmiş.
Şimdi
hazırsanız 1800’lü yılların sonuna gidiyoruz hep birlikte.
Kraliçe
Victoria’nın en şaşalı dönemlerine.
Kendileri;
‘Üzerinde güneş batmayan imparatorluk’ olarak kabul edilen Büyük
Britanya
Krallığı’nın kraliçesi. Aynı zamanda dünyanın en uzun süre tahtta kalan
hükümdarı.
Tahta
çıkışının ellinci yılı için kraliçenin sarayında bir davet verilir. Bu davete
Hindistan’dan gelen genç katip Abdul Karim adeta damgasını vurur.
Bir
yanda kaskatı kurallar arasında sıkışıp kalmış, varlığı ile herkesi korkutan,
sözleri ile delip geçen; ancak gerçek sevgiye ve dostluğa hasret bir kraliçe.
Diğer
yanda Hindistan’da katiplik yapan sıradan genç bir adam.
Birbirine
benzeyen, protokol ağırlıklı sıkıcı ve anlamsız günleri bu genç adam sayesinde
değişir.
Abdul
Karim, derin bilgisi, gerçek duyguları ve doğallığı ile kraliçenin dikkatini
çeker.
Başlangıçta
aralarında hiçbir ortak nokta olmamasına rağmen; yavaş yavaş gelişen
arkadaşlıkları; zamanla muhteşem bir dostluğa dönüşür.
'Hiç
kimse kraliçe olmanın nasıl bir şey olduğunu bilmiyor' sözünü söylerken aslında
hayatının gerçekte ne denli zorlayıcı olduğunu özetleyen kraliçe; bu sevgiye
dört elle sarılır. Çünkü büyük bir ülkenin hükümdarlığını yaparken gücünün zirvesinde;
ama kendi dünyasın da mutsuzluk denizinde kulaç atmaya çalışan bir kadın ve bir
anne olmanın ağır yükü altındadır.
Bu
nedenle aralarındaki devasa farkları ve içinde olduğu tüm kuralları adeta yok
sayar.
İlk
defa içtenlikle gülümser.
İlk
defa hayatına farklı açılardan bakmaya, sorgulamaya başlar.
Karşılıksız
sevginin tılsımlı gücünü iliklerine kadar hisseder.
Buckingham
Sarayı’nın çalkalanmasına neden olan Kraliçe Victoria ile Hintli katip Abdul
Karim arasındaki bu muhteşem arkadaşlığa tüm kraliyet elbette karşı çıkar.
Ancak
kraliçe pes etmez.
Hayli
ilerlemiş yaşını unutur.
Sırtına
yüklenen onca protokolü önemsemez.
O
ana değin yapamadığı her şeyi, yeni arkadaşı sayesinde yapmanın keyfine varır.
Baş
başa sohbet etmenin, her konuda konuşup özgürce dertleşmenin tadına varır.
Kırlarda
yaptıkları gezintilerde çocuklar gibi gülümser. Arkadaşının kollarında yaptığı
dansla mutluluğu iliklerinde hisseder.
Hayatının
son demlerinde karşısına çıkan bu ışıltılı arkadaşlık için, defalarca
şükrederek; 81 yaşında yaşama veda eder.
Yolun
sonunda; önem verilen, uğruna çok şey feda edilen maddi birikimlerin ne kadar
önemsiz olduğunu görüyor insan. Farklı kültürlerin sevgi yolunda el ele
verebildiğine şahit oluyor.
Dışarıdan
bakıldığında özenilen yaşamların aslında göründüğü gibi olmadığını; yeri
geldiğinde paranın, servetin, ünvanın, güç ve kudretin insan ruhunu
doyurmadığını hissediyor.
Yaşamdaki
en kıymetli hazinenin sevgi ve dostluk olduğunu anlıyor.
Bense
kendi adıma bir yandan gülümserken; o sıcak sevginin ışıltısından minicik bir
parçayı alıp kalbime koymak istiyorum.
Sevgiyle
kalın.
Belgin
ERYAVUZ
14.11.2018
Kaynaklar:
https://www.elle.com.tr; https://kafeinsiz.com; https://www.filmloverss.com; https://howtomakefilm.com.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder