Hepimiz biliyoruz ki vücudun yapı taşı proteinler.
Proteinlerin
yapı taşı ise amino asitler.
Amino
asitlerin birbirine bağlanması ile peptitler oluşuyor.
Ancak
peptitler arasında daha da küçük moleküller var.
Onlar
sinir hücreleri yani nöronlarla iletişim kurmak için, nöronlar tarafından
kullanılıyorlar.
İşte
bu minicik moleküllere nöropeptit deniyor.
Sempatik
sinir sisteminde, non-sempatik ve parasempatik sinir liflerinde bulunuyor
kendileri.
Metabolizmadaki
pek çok fizyolojik düzenleme ve davranış şekli onlar sayesinde sağlanıyor.
Bizlerde endişe anında kalp ritminin artması, avuç içlerinin terlemesi;
hayvanlarda deri ya da kabuk değişimi bunlardan sadece bir kaçı.
Bu
minicik moleküller bedenimizde çok güzel işlere imza atıyor.
Dokularımızın
gelişmesi, yaralarımızın iyileşmesi, mikroplara karşı bağışıklık sistemimizin
güçlenmesi hep onlar sayesinde oluyor.
Dolayısı
ile sayıca fazla olmaları bizlerin lehine bir durum.
Peki
bunu dışarıdan desteklemenin bir yolu var mı?
Evet
var.
Biliyor
musunuz bu minicik moleküller üzerinde olumlu anlamda etkili olan tek duygu
neşe.
Ne
kadar neşeli olursak nöropeptitlerimiz o kadar canla başla çalışıyor bizim
için. Bir anlamda neşenin ezgileriyle vücudumuz içinde daha çoşkulu olarak dans
ediyorlar.
Uzmanlar
düşüncelerin bu moleküllerin üretimini tetiklediğini; neşeli ve kederli insan nöropeptitlerinin
birbirinden farklı olduğunu söylüyor. Enerjimizi yüksekte tutacak iyi
düşünceleri çoğaltmak, iyi nöropeptitleri artırmamız adına önemli.
Bunu
her zaman yapabilmek elbette zor. Ancak her yazımda belirttiğim gibi zor
şartlar altında dahi gülümsemek, kendimizi iyi hissettiren güçlü bir davranış.
Beynimizi bu anlamda kandırmamızın da artık mümkün olduğunu biliyoruz.
O
halde gelin neşeyi hayatımıza davet etmenin yollarını arayalım her fırsatta.
Var olan güzellikleri küçük büyük demeden şükürle anmamız bunun ilk adımı
bence.
Şükrettikçe artan iyi hisler beynimizden tüm vücudumuza güçlü pozitif enerji sinyalleri yaymaya başlayacak. Bunlar sayesinde kendimizi neşeli hissederken, bir yandan da o şirin moleküllerin artmasına yardımcı olacağız.
Dileğim
o ki bu minicik moleküller hep neşeyle dans etsin içimizde. Bizler de o neşe dolu
dansın olumlu etkilerini yaşayıp şükürlerimizi çoğaltalım.
Sevgiyle
kalın.
Belgin
ERYAVUZ
10.04.2018
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder