Geçmişten günümüze anlatılan öykülerin, masalların ve hikâyelerin ruhumuzu zenginleştirdiğini düşünüyorum. Bir yandan geçmişteki konular, olaylar ve kişiler hakkında bilgi sahibi olurken; bir yandan da bakış açımızı genişletiyoruz.
Üstelik
bir kısmının gerçek olmasa da gerçeğe yakın olduğunu kabul ediyor; bu anlamda
rivayetleri seviyoruz.
Bazı
öyküleri derinlemesine araştırdığımızda birden fazla rivayetle karşılaştığımız da
bir gerçek. Böylesi durumlarda hepsinden söz etmenin ve değerlendirmeyi
okuyuculara bırakmanın daha doğru olduğunu düşünüyorum kendi adıma.
İçinde
pek çok rivayet barındıran Ay ışığı sonatı (No.14 Do diyez minör sonat) da
bunlardan bir tanesi.
Ludwig
Van Beethoven’ın yazdığı 32 sonat içinde en tanınmış olanı.
Dinlediğinizde
etkilenmemek mümkün değil. İçinde biraz hüzün, bir parça tebessüm, ilginç ama
güzel bir rastlantı, çokça müzik ve geçmişin ışıltılı tozları var.
Dinginliği
ve her şeyden arınmayı ruhumuzun derinliklerinde hissedeceğimiz ay ışığı
sonatını yakalamaya hazırsanız; başlayalım mı?
Neden
bilmiyorum ama en sevdiğim rivayet için şimdi gelin beraberce Viyana’ya
gidelim.
Ünlü
Alman besteci Beethoven ile arkadaşı sokak aralarında gezinirlerken;
kulaklarına dolan notalarla aniden durup piyano sesinin nereden geldiğini
anlamaya çalışırlar.
Bir
apartmanın ikinci katındaki açık camdan sokağa yayılan notalar Beethoven’i
adeta büyüler. Kimin çaldığını merak eder.
Birlikte
apartmanın ikinci katına çıkarak kapıyı çalarlar. Kapıyı açan kadın karşısında
ünlü besteciyi görünce çok şaşırır. Heyecanlanır.
Beethoven
piyano sesini duyarak geldiğini, müziği çok beğendiğini ve çalan kişiyle
tanışmak istediğini söyler. Kadının şaşkınlığına sevinci eşlik ederken, onları
içeriye davet eder.
Piyano
başındaki kızının yanına götürür. Annesi kızına misafirleri olduğunu ve gelen
kişinin Beethoven olduğunu kulağına fısıldar.
Görme
engelli küçük kız heyecanla ayağa kalkar. Kızın durumuna hayli üzülen
Beethoven
ona ve ailesine yardım etmek istediğini belirtir. Küçük kıza bir dileği olup
olmadığını sorar.
Gözleri
doğuştan görmeyen kız ondan hiç görmediği ay ışığını anlatmasını ister.
Neredeyse
hayattan kopma noktasına geldiği ve hatta intiharı düşündüğü o anda, küçük
kızın minicik ama naif bu dileği besteciyi çok duygulandırır.
Hemen
piyanonun başına geçer ve doğaçlama olarak ‘’Ay ışığı Sonatı - Moonlight Sonata’’
yı besteler.
Küçük
kıza verdiği armağan sayesinde hayatına yeniden bağlanır ve tamamen kulaklarını
kaybettiği son yıllarında dahi ölümsüz bestelerine devam eder.
Çocukluk
yıllarından itibaren zorlukla mücadele etmiş; çok sevdiği annesini erken kaybetmiş,
alkolik babasından oldukça katı kurallarla piyano çalmasını öğrenmiş; yaşadığı
çeşitli sağlık sorunları bir yana sürekli terk edilmenin acısıyla yoğrulmuş;
işitme
yetisini yavaş yavaş kaybettiği, yönettiği orkestrayı duyamaz hale geldiği
zamanlarda ise hayatına son vermeyi düşünmüş bir besteci kendisi.
Yine
de yaşamı boyunca ölümsüz pek çok esere imza atmış.
Hiç
evlenmemiş. Ancak tutkulu bir aşık olmuş. Çok sevmiş ama hep aldatılmış ve terk
edilmiş.
İşte
bazı kaynaklar onun bu güzel eserlerinin altında yer alan en önemli nedeni yaşadığı
derin aşklara ve sonunda çektiği acılara bağlıyor. Çünkü her ayrılık acısının
ardından yaşama küsen, ölümü düşünecek kadar kendinden vaz geçen bir duygusal
yapıya sahip ünlü besteci. Ona güç veren notalar sayesinde nefes aldığı ve
besteleri ile acılarını yendiği ise kaynaklardan elimize ulaşan notlar
arasında.
Rivayetlerin
diğerleri ise yazımıza konu olan Ay ışığı sonatı’nın bu acılı ayrılıklardan bir
tanesinin ardından bestelendiğine dair.
Takdiri
sizlere bırakıyorum.
Sonuçta
karşımızda dünyanın gelmiş geçmiş en büyük müzik dehalarından bir tanesi ve
onun ölümsüz bir eseri var.
Bu
güzel eseri dinleyebilmenin şükründe, kocaman bir tebessüm yolluyorum kulaklarımda
dans eden notalarının arasından ünlü sanatçıya.
Sevgiyle
kalın.
Belgin
ERYAVUZ
18.03.2019
Kaynaklar:
https://www.youtube.com/watch?v=3tq5TLpHtzQ; https://onedio.com; http://www.piramithaber.com; http://www.milliyet.com.tr; http://www.gazetevatan.com; https://paratic.com.
Canım Belginciğim, ay ışığı sonatını çok severim... Yaratılış öyküsünü de çok seviyorum ... Hatırlattığın için teşekkürler... Sevgimle kucakladım ...
YanıtlaSil