Yaşamdan doyasıya tat almak için onu her
dem taze tutmamız önemli. Çünkü ancak içimizdeki umutla yaşama dahil oluyor,
zorluklarla daha kolay savaşıyor ve mutlu olduğumuzu hissediyoruz.
Bunun için de zaman zaman güzel
örneklere ihtiyacımız var.
İşte ‘’ Nise: The Heart Of Madness. ‘’
isimli film de bunlardan bir tanesi.
Türkçe’ye ‘’Delice Bir Tutku’’ olarak
çevrilmiş.
Şizofren hastalarını elektro şokla
tedavi etmeyi rededen ve onları sanatla yaşama bağlayan Brezilyalı bir kadın
doktorun hayatından çarpıcı bir bölümü anlatıyor film.
Tamamen gerçek ve birebir yaşanmış
olaylardan oluşuyor.
2015 yapımı film, yılın Tokyo
Uluslararası Film Festivali'nde 'büyük ödül'ü kazanmış.
‘’Yaşama dahil olup bir şeyler
yapmanın ve kendi çağınıza ait olmanın binbir yolu vardır.’’
Umutsuzluğa başkaldıran ve zorluklara karşı
cesaretle direnirken, sevgiden güç bulan bir kadın.
İsmi Nise da Silveira,
Brezilyalı bir psikiyatrist.
Derinlik psikolojisinin kurucularından
İsviçreli ünlü psikiyatr Carl Gustav Jung’un öğrencisi kendisi.
Bir döneme imza atan bu şahane kalbi
ve yaptıklarını yakından tanıyalım ve sevginin gücüne tanık olurken, umudun
nasıl yeşerdiğini beraberce görelim istedim.
Nise 1905 yılında Brezilya’da doğar.
Tıp eğitimi alır ve bölüm olarak da
psikiyatr seçer.
Kadının hor görüldüğü, doktor olsa
dahi sözünün pek geçmediği o dönemlerde durmadan okur, araştırır ve çalışır. Yenilikleri
takip ederken bilgisini tazeler.
Diğer doktorların tercih edip uyguladığı,
iyileştirmeden tamamen uzak; acımasız tedavi yöntemlerinin hiç birini kabul
etmez. Kariyerini hiçe sayarak inatla direnir.
O yıllarda diğer doktorlar hiç
anestezi kullanmadan; hastalarının göz yuvalarına soktukları buz kıracağı ile;
beynin ön lobunda yer alan önemli duyu ve motor sistem bağlantısını keserek
(lobotomi yöntemi ile) akıl hastalığına acımasızca çare arar. Bu yöntemde çoğu
hasta hayatını kaybederken; yaşayanlar da maalesef bakıma muhtaç hale gelir.
İşte Nise bu tarz tedavilere karşı
çıktığı için çalıştığı hastanede dışlanır. Hor görülür. Aşağılanır.
Ancak o yılmaz. Hastalarına umut
aşılamak için onları sanatla buluşturur. Tüm engellere, karşı çıkışlara,
yasaklara rağmen; umudun sanatla yeşermesini sağlar.
Böylece bakımsız hastane odalarının
içinde yaşamaya zorlanan hastalara muhteşem bir umut ışığı olur.
Onları çoktandır unuttukları doğa
yürüyüşlerine çıkarır. Güneş ısısını yeniden tenlerinde duymalarını sağlar. Çiçeklerin,
yaprakların, ağaçların o güçlü ışık altındaki danslarını fark etmelerine olanak
tanır. Hayvanların güçlü sevgisini hissetmeleri için elinden geleni yapar.
Sadece gözlemleyerek, dinleyerek,
sevgiyle dokunarak iç duvarlarını yıkmalarına vesile olur. Yaşama tutunmaları,
bir amaç edinmeleri için resimle, renklerle buluşturur. Sanatla; bilinçaltının gizli
kapılarını yavaş yavaş açmalarını gururla izler.
Böylece sanatın, bilinçaltını dışa
vurmada ne denli önemli olduğunu henüz o yıllarda kanıtlamış olur.
Bir süre sonra birçok sanat müzesinde
ismi bilinmeyen ressamların resimleri konuşulmaya başlar. Üstelik bu resimler sanat
eleştirmenlerinden tam not alır.
Hiçbir eğitim almadıkları halde içlerindeki
kargaşayı, mücadeleyi, derinlere gömdükleri acıyı resim yardımıyla açığa çıkarmaları
herkes tarafından takdirle karşılanır.
Gösterdikleri ruhsal iyileşme tüm
ülkeyi derinden etkilerken, doktorların acımasızca savunduğu klasik yöntemler de
sorgulanmaya başlar.
Ruhun dışa vurumunda sanat terapisi
bugün harikalar yaratıyor. Bilinçaltının dışa vurumunu betimleyen sergiler
açılıyor. Hepsi de insanın ruhsal mücadelesinin sanatla buluştuğunda nasıl
güzel geri dönüşlere sebep olduğunu gösteriyor.
Karşımızdaki insanlara ön yargı
olmadan yaklaşmanın, sakince dinlemenin, duvarlarını yıkmaları için onlara zaman
tanımanın, umutlanmaları için yapabileceğimiz her ne varsa yapmanın ne denli kıymetli
olduğunu da.
Böyle kalplere ihtiyacımız var. Onlar
sayesinde hayat daha kolay.
Son sözler Nise’nin hiç unutmadığı değerli
hocası Carl Gustav Jung’dan gelsin mi?
“Ben, başıma gelenlerden ibaret
değilim. Ben, OLMAK İSTEDİĞİM kişiyim.”
Hayatı daha yaşanır hale getiren,
sevgi dolu enerjileri ile umudumuzu yüksek tutmamıza vesile olan tüm güzel
insanlara saygımla…
Sevgiyle kalın.
Belgin ERYAVUZ
13.08.2019
Kaynaklar: https://www.youtube.com/watch?v=T_R_0yh4RwA;
https://www.dunyabizim.com;
https://aklinizikesfedin.com.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder