Amacı
yaşadığı amansız hastalığı kendisi ve çocukları için olumlu bir adıma
çevirmektir sadece.
Seçmelerin
sonunda birinci olur.
Artık
dünyanın tescilli en çirkin kadınıdır.
Aldığı
yüklüce para ödülü sayesinde çocuklarının karnı doyar bir süre için dahi olsa.
Ancak
hayatın acı sürprizleri henüz yeni başlamıştır sanki.
Yarışmadan
sonra gazetelerde hakkında çıkan haberler, alaycı makaleler, aşağılayıcı
sıfatlar; bir zamanlar güzel bir kadın olarak ruhunu acıtsa ve gücünü yıpratsa
da pes etmez.
İşte
o zor günlerde aklına bir başka fikir gelir.
Önce
fiziksel durumunu kabullenmelidir. O da öyle yapar.
Sonra da dünyanın en çirkin kadını unvanı ile farklı sirklerde çalışmaya başlar. Görüntüsünü daha da çirkin hale getirecek kıyafetlerle çıktığı şovlarda, kendisine ‘’ucube’’ diye alkış tutanlara karşı dimdik ayakta durur.
Çünkü
o bir annedir.
Sirkelerde
ve özel şovlarda sıra dışı özelliklere sahip insanların çalıştırıldığı, onlar
üzerinden para kazanıldığı acımasız bir dönemdir o zamanlar (20. yüzyılın başları).
Bu özel
insanların tümü; gösteriye gelenleri sıra dışı görüntüleri ile şaşırtmak
ve/veya güldürmek için para alır.
Aralarında
sakallı kadınların, cücelerin, siyam ikizlerinin, devlerin olduğu bu grubun
arasında en çok dikkat çeken, aranan ve alkışlanan kişi ise hep Mary olur.
Kazandığı para ile onları rahat ettirmek için hastalığını, dayanılmaz ağrılarını, duyduğu onca hakareti bir an bile umursamaz. Çocukları için her fedakarlığa katlanır.
Çünkü
o bir annedir.
Yıllar
böyle gelip geçer.
Mary
Ann Webster hayatının büyük bir kısmını sirklerde çalışarak geçirir.
Geride
sevgi ve şefkat dolu bir yürek ve harika çocuklar bırakarak; 59 yaşında hayata
veda eder.
Mary’nin
hastalığı bugünlerde dahi ismini duymadığımız ender bir rahatsızlık.
İsmi
Akromegali.
Bedende
aşırı miktarda büyüme hormonuna neden olan bu hastalık; kemik, iç organ ve
yumuşak dokuların gereğinden fazla büyümesine yol açıyor. Dolayısıyla yüz ve
bedende anormallikler oluyor. Şekil bozukluğu yanında dayanılmaz ağrılar yaşatıyor.
Hastalık ilerledikçe belirtilerde de farklılıklar görülüyor.
Uzmanlar
bu hastalığı bir ‘nöroendokrin bozukluk’ olarak tanımlıyor.
Günümüzde
tedavisi ameliyat olan bu hastalık aynı zamanda ilaç ve radyoterapi ile de
destekleniyor.
O yıllarda
tanısı konamayan; böylesi zor bir hastalığın pençesindeki; gencecik güzel bir
kadının ve annenin öyküsüydü paylaştığım.
Aşağılanmalara, alaylara, hakaretlere ve dahi tahmin edemeyeceğimiz pek çok şeye göğüs geren bir kadının öyküsü.
Çoğu
insanın kolay kabullenemeyeceği ve kaldıramayacağı bir yaşam öyküsü.
Ardında
kadının gücünü, cesaretini ve anneliğin kutsallığını gözlemlediğimiz.
Tüm cesur
kadınlara ve fedakar annelere selam olsun. Önlerinde saygı ile eğiliyorum ve
tüm kalbimle alkışlıyorum her birini.
Sevgiyle
kalın.
Belgin
ERYAVUZ
2.03.2021
Kaynaklar:
https://listelist.com; https://www.cnnturk.com; https://onedio.com.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder