Dünyanın en güzel duygularından biri belki de.
Bir
kadına sunulan en değerli armağan.
Onu
bedeniyle beraber değiştiren, cesaretine cesaret, gücüne güç katan müthiş bir
deneyim.
Annelik.
Yavrularının
mutluluğu için ellerinden gelen her ne varsa fazlasıyla yapmaya hazır olan
şahane kadınlar hepsi.
Şimdi
sizleri böylesi muhteşem bir anneyle tanıştırmak istiyorum.
Öyküsünü,
azmini ve cesaretini okuyunca bana hak vereceksiniz.
İsmi
Mary Ann Webster.
Aslında
sıradan bir kadın.
Hiçbir
farklı özelliği yok.
Ama
hayat onu öyle zorlu bir yokuşa sürmüş ki…
Londra’da
büyük bir ailede doğar Mary Ann.
Ailesinin
geçinme zorluğu olduğu için küçük yaşlardan itibaren kendini çalışma hayatının
içinde bulur. Bulduğu her işte canla başla çalışır.
Bir hastanede hemşirelik yaptığı yıllarda, yirmi dokuz yaşındayken eşi ile tanışır. Aşık olurlar.
Genç
bir kızken hep hayalini kurduğu mutlu yuva hayaline kavuşur böylece. Mutlu
yuvaları dört çocukla daha da şenlenir.
Tam
bu sıralarda başlayan migren, kas ve eklem ağrılarını hiç umursamaz başlarda.
Gelin görün ki ağrıların dozu artınca doktora gitmek zorunda kalır. Ancak o
yıllarda yapılan yetersiz tetkiklerle hastalığına tam olarak tanı konulamaz.
Yoğun
ev hayatı, çocukların bakımı derken dinlenmeye dahi zaman bulamaz. Bu arada hastalığı
ilerler. Bedeninde başka belirtiler ortaya çıkar.
Önce
yüzü anormal şekilde büyür. O alımlı güzel kadın artık yoktur.
Derken
bedeninde de anormal büyümeler ve rahatsız edici şekil değişiklikleri baş
gösterir.
Güzelliği her geçen gün daha da bozulan ve artık aynalara bakamaz hale gelen Mary Ann için hayat giderek zorlaşır. Eşi ise en büyük destekçisi olarak hep yanı başındadır.
Derken
evliliklerinin on birinci yılında eşini kaybeder.
Dört
çocuğu ile yapayalnız ve beş parasız kalır.
Sorumlulukları
acılarıyla beraber katlanır ne yazık ki.
Çocuklarına
bir şekilde bakmak zorundadır. Her işi yapmaya hazırdır ama başvurduğu yerlerden
geri çevrilir. Gittiği yerler bırakın iş vermeyi; onunla ve görüntüsü ile alay
edip dalga geçmeyi hiç ihmal etmez.
Yine
de arayışlarına bir gün bile ara vermez.
Çünkü
o bir annedir.
Umutsuzluğun
yakasına yapıştığı bir gün Mary bir yarışma haberi alır.
Bu
yarışmada dünyanın en çirkin kadını seçilecektir. Ödül ise hayli yüksektir.
(devamı 2/2’ de)
Sevgiyle
kalın.
Belgin
ERYAVUZ
2.03.2021
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder