13 Haziran 2022 Pazartesi

OLABİLİRDİ’lerin KAYBI



Lübnan doğumlu Amerikalı ressam ve yazar Rabih Alameddine, insanı sorgulatan ve düşündüren satırlarında şöyle der;

"İnsan hiçbir şeyin kaybını, ‘olabilirdi’lerin kaybı kadar derinden duyumsamaz. Hiçbir nostalji, asla gerçekleşmemiş olan şeylere duyulan nostalji kadar acı vermez."

Ne kadar ilginç ve doğru bir saptama öyle değil mi?

Evet insani duygularımız var ve kaybettiklerimize üzülüyoruz.

Bu durum son derece doğal bir süreç.

Gelin görün ki sadece hayallerimizi süsleyen ve gerçeğe dönüşmemiş düşüncelere de özlem duyuyoruz ve içimiz acıyor.

Peki neden?

Olabilirlilik; olmamasından olması daha güçlü olan, olmasını önleyecek güçlü bir engeli bulunmayan demek. O nedenle belki de olabilecek olan şeyler hayallerimizi süslerken, karşımızda güçlü bir engelimiz yokken bile yine de olmuyor.

Neden mi?

Tam o anda karşımıza çıkan yol ayırımında verdiğimiz karar. Belki zorlama, belki çevre baskısı, belki el alem ne der kaygısı, belki kurulu düzeni bozmaktan korkmak, çoğu zaman da cesaretsizlik.

Sonuç?

Tarifsiz bir acı, hatta pişmanlık.

Ardından ‘Şimdiki aklım olsaydı farklı yapardım.’ tarzındaki serzenişler.

Örnek mi?

O kadar çok ki.

Şu anda ne yaşıyorsak; ikili ilişkilerde olsun, iş ve öğrenim hayatında olsun ya da sosyal yaşamda; o anda verdiğimiz kararların sonucunu yaşıyoruz.

Dış etmenler bir yana sonuçta kararı biz verdik.

Her ne olursa olsun sevabı da günahı da kendimize ait.

Çünkü o karar anlarında içimizdeki müziğin sesini duymadık.

Ünlü Alman filozof Friedrich Nietzsche’nin dediği gibi; dans edenleri deli zannettik. Oysa o müzikle dans etme cesaretimiz olsaydı bugün bu acıları yaşamazdık.

Çok mu radikal geldi bilemiyorum ama bana göre doğru.

Elbette herkesin doğrusu kendisine.

Sevgiyle kalın.

Belgin ERYAVUZ

23.04.2022

 

1 yorum:

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...