Annie’nin bisikleti ile dünyayı gezme yolculuğuna başlaması hakkında birden fazla nota rastlanır tarih sayfalarında.
Bazı
kaynaklara göre, 1894 yılında Bostonlu iki zengin erkek hiçbir kadının
bisikletle dünyayı dolaşamayacağını iddia eder. Ve kuralları belirleyerek bahse
girer.
Aslında
bahsi kazanmak hiç de kolay değildir.
Çünkü
bisikleti ile yolculuğa çıkacak olan kadının, sadece 15 ay gibi bir sürede
dünyayı dolaşması ve bu yolculuk sırasında da en az 5.000 dolar kazanması
gerekir. Eğer bu kurallara uyar ve başarıyla dönerse 10.000 dolar para kazanacaktır.
Ancak karşılıksız katkı alması yasaktır. Sadece hediyelik eşya ve reklam
satarak para kazanabilecektir.
Söz
konusu bahsi ve şartları duyan Annie, kendisinin bunu yapabileceğini iddia eder.
Kısa sürede hazırlıklarını tamamlar. Hareketlerini kısıtladığı için bisiklet sürüşüne uygun olarak korsesiz hafif bir elbise diktirir. Böylece bisiklet kullanırken daha rahat ve özgür hareket etme şansı yakalar.
İsmini
Annie Londonderry olarak değiştirir. (bu isim ilk sponsoru olan bir su
şirketinin ismidir.)
Çok
sevdiği 42 kiloluk bisikleti ile 27 Haziran 1894 yılında dünya turuna başlar. İlk
gün zorlu taşra yollarına rağmen 80 km’den fazla yol alması ona inananları
haklı çıkarır. Geceyi Providence’da geçirir.
New York’a vardığında biraz oylanır. Yol için daha ideal olabilecek giysiler, şapka ve ayakkabı alır. Kendisini küçümseyen yerel erkek bisikletlilere inat; kavurucu sıcakta, güneşin altında ve yağmurda bisikletini sürmeye ve sürdükçe de güçlenmeye devam eder.
Tarihler
24 Eylül’ü gösterdiğinde Şikago’ya varır. Ardında bıraktığı 1500 km’yi
düşününce kendisine olan inancı daha da artar.
Seyahati
sırasında ünlü bisiklet firmaları ve diğer yan üreticiler onu her anlamda
destekler. Her biri ile reklam sözleşmeleri yapan Annie, böylece yolculuğuna daha
hafif bir bisikletle devam etme şansı kazanır.
Bisikleti
ile yolcuğunda reklam afişlerini üzerinde taşır.
Zaman
zaman onu destekleyen bisikletli grupların eşliğinde dünya turuna devam eder.
Ancak yollarda yaşadığı aksilikler ve zorluklar süresini fazlaca harcamasına sebep olur. Bu nedenle New York’a geri dönmeye karar verir.
Kaldığı
küçük kasabalarda kıyafetine, bisikletine hoşgörüsüz bakan, küçümseyen pek çok
kişiyle karşılaşır. Hiçbirine kulak asmaz. Hatta Buffalo’ya varınca; diz altına
ancak gelen bir çocuk pantolonu satın alır. Onu siyah çorap ve tozlukla tamamlar.
Üzerine de tüvit yelek, ceket ve mavi gemici şapkası takar. Tek amacı vardır o
da bisiklet üzerinde daha rahat ve özgür hareket edebilmek.
Tüm
bu hazırlık sonrası New York’dan Fransa’ya giden bir gemiye biner. (devamı
3/3’de)
Sevgiyle
kalın.
Belgin
ERYAVUZ
18.04.2023
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder