
Hayatımızın
hangi evresinde olursak olalım, geri dönerek suçlayacağımız bir dayanak sanki
onların yaptıkları. Bizim çocuk halimizle yanlış değerlendirdiğimiz ve
sevmediğimiz o davranışlar; her şeyin sebebi neredeyse.
Büyüsek
de, çocuklarımız olsa da fark etmiyor.
Kendi
kusurlarımızı başkasına yükleyip sıyrılıyoruz hatalarımızdan. Çünkü kendimizle
yüzleşmek zorumuza gidiyor. Başkalarını suçlamak kolayımıza gidiyor.
Halbuki
ne kadar zengin olduğumuzu bir bilsek.
Bir
anlasak. En azından büyüdüğümüz zamanlarda.
İnanın
bana hayatlarımız çok güzel, renkli ve kaliteli olurdu.
Yaklaşık
beş dakikalık bir videoydu izlediğim. Ben çok beğendim. Ama yorumları okuyunca,
çoğu kişinin farklı düşündüklerini gördüm. Her yoruma saygım sonsuz elbette. Ama
ben anladığım şekliyle kelimelere döküyorum. Kaynak kısmında videoyu
bulabilirsiniz.
‘’Japonya’da
yaşayan bir baba ile oğlu Lim’in öyküsü bizimle şimdi.
O
sıralarda ilkokul öğrencisi olan oğluyla geçimini sağlamak için, didinip duran
bir baba var karşımızda. Pek çok işe aynı anda koşuyor. Kağıt topluyor. Broşür
dağıtıyor. Hatta hatta palyaçoluk yapıyor. Yaşam şartları belli ki çok zorluyor
bu güzel yüreği.
Evet,
belki bu koşturma sırasında oğluna yeterince zaman ayıramıyor. Gece gündüz
devam eden onca koşturmaya bedeni yorgun düşüyor. Bu yüzden zaman zaman oğlunun
sitemleriyle de karşılaşıyor. Ama o hiç gocunmuyor hayatından. Doğru yaptığına inanıyor. Bunun için çabalıyor ve her daim gülümsüyor.
Babasının
fakir ve beceriksiz olduğunu düşünenLim ise; içten içe zengin arkadaşlarına
özeniyor. İçindeki o çocuk öfkesiyle babasını sevmediğini bile düşünüyor.
Günlerden
bir gün, babasının yazdığı bir not dikkatini çekiyor.
‘’Harika
bir adam olacaksın. İnan yeter.’’

Bu
ve benzer durumlar; babası ile arasındaki bağları giderek zayıflatıyor yıllar
içinde.
Ondan
hiç ilham alamadığını düşünüyor çocuk aklıyla. Sabahları okula götürmesi
gerekirken, koltukta yorgunluktan sızıp kaldığı zamanları unutamıyor. Bir de
her hafta; harçlığından ayırıp kumbaraya atmak zorunda kaldığı paraları.
Sonunda
bir gün isyan ediyor. Kısıtlı okul harçlığından kumbaraya para atıyor olmaktan
mutsuz çünkü. Neden zengin olmadıklarını soruyor babasına. Alacağı cevabı
yıllar sonra yeniden hatırlayacağını ve aslında çok zengin olduğunu hiç
bilmeden.
Adeta
bir hayat felsefesi olan o cevap üzerinde düşünüyor çocuk. Günlerce kafa
yoruyor. Gelin görün ki kendisini yine de mutlu hissedemiyor.
İşte
o zaman, içinden bir söz veriyor. Büyüdüğünde babası gibi zavallı birisi olmamak
adına çalışma sözü. (Devamı öykünün çarpıcı sonu ve babanın cevabı ile 2/2’de)
Sevgiyle
kalın.
Belgin
ERYAVUZ
25.03.2016
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder