21 Kasım 2018 Çarşamba

MEŞE PALAMUDU


Yaşadığımız gerçekler ayaklarımızı daha güvenli bir şekilde yere basmamızı sağlıyor. Çekilen acılar, bitmeyecek sanılan dertler bizi öyle bir şekilde geleceğe hazırlıyor ki, gün geliyor hayal ettiklerimizi kucaklıyoruz..

O noktaya gelinceye kadar katlandığımız onca zorluğa geri dönüp baktığımızda ise kendimizle gurur duyuyoruz. Çünkü kalbimizde başarının fısıltıları rengarenk çiçekler açtırıyor.

Felsefeleri yaşadığımız hayatın içinde yaşadığımızın farkına varmak, bir anlamda hayata uymak olan Zen Budistleri; bir meşe ağacının AYNI anda İKİ güç tarafından yaratıldığına inanıyor.

Her şey bir meşe palamudu tohumu ile başlıyor. İçinde kocaman bir ağaca dönüşme ve büyüme potansiyelini taşıyarak. Bunu hemen hepimiz biliyoruz.

Ancak burada var olan bir başka güç daha var ki onu çok az kişi görebiliyor. Bu meşe palamudu tohumunu gelişmeye, çatlayıp toprakla bütünleşmeye, tazecik fideleri ve yaprakları ile büyümeye, geçen zaman içinde kocaman bir meşe ağacı olmaya doğru yönlendiren itici güç; gelecekteki ağacın kendisinden başka bir şey değil.

Bu bakımdan Zenler, içinden doğduğu meşe palamudunu yaratanın meşe ağacı olduğunu söylüyor.

İşte tıpkı meşe ağacı gibi hepimiz birer tohumdan dünyaya geliyoruz.

İçine doğduğumuz aile, çevre, yaşam şartları, bize sunulan olanaklar hepimizde farklı.

Kimimiz şanslıyız. Hiçbir zorluk görmeden sevgi dolu bir ortamda, her şeye sahip olarak büyüyoruz. Kimimiz ise eksikliklerle. Bir kısmımız yaşamın acı tanelerini minicik bir çocukken hissediyor ruhunda. Bir kısmımız olgunluğunda.

Ancak tohumdan insan olma yolundayız her birimiz. Tıpkı Zenlerin dediği gibi; zihnimizin yaratıcı ve özgür gücüyle, kendi derinliğimizin farkına varmanın yolunda.
Aklımızın erip, elimizin yetmeye başladığı andan itibaren her şey bizim kontrolümüzde.

Gelecekteki ben sesimizin fısıltıları kulağımızda, yol alıyoruz bilinmeyene doğru.

Hatalar yapıyoruz.

Düşüyoruz.

Hiç bitmeyecek sandığımız acıların eşiğinde kavruluyoruz.

Ancak gün geliyor, gelecek sesimizin fısıltılarıyla uyum içinde, huzuru yakalıyoruz. Yaşamın gizemli yollarında yürürken güçlenerek hayal ettiğimiz kimliğimize kavuşuyoruz. Bilimsel ismiyle kendimizi gerçekleştiriyoruz.

İşte bu kendimize vereceğimiz en kıymetli hediye. Yapamadıklarımız için kimseyi suçlamadan, başardıklarımız için kendimizi ödüllendirerek yola devam zamanıdır şimdi.

Sevgiyle kalın.
Belgin ERYAVUZ

11.08.2018

Kaynak: Ye, Dua Et, Sev – Elizabeth Gilberg; http://secbirini.blogspot.com.


1 yorum:

  1. Muhteşem. Sevgiyle kalın🧚‍♂️🧚‍♂️🙋‍♀️🙇‍♀️❤

    YanıtlaSil

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...