13 Kasım 2018 Salı

MİTOLOJİK SİSYPHUS’UN ÖYKÜSÜ (1/2)


Hemen hepimiz gerçek benliğimizi diğerlerinden saklıyoruz. Yaşadığımız topluma aykırı kaçmamak, mimlenip dışlanmamak için.

Oysa mutlak ve doğru olana tutku derecesinde bağlı olanlar, söz ve davranışlarıyla gerçeği adeta bağırıyorlar. Bu durum diğerlerini korkutuyor. Haliyle pek sevilmiyorlar. Yine de gerçekleri olduğu gibi kabul ediyor, yaşamı avuçlarının içinde tutuyorlar. Öte yandan yaşamın gelip geçici olduğunun da farkındalar.

Yaşam yolumuzda gerçekler, zorlu yokuşlar, yer yer dikenli teller, acılar, sevinçler, muhteşem bir doğa, orada can bulan varlıklar, güzellikler ve tuz tanesi mutluluklar var.

Hepsinin iç içe geçtiği, karmakarışık bir ANLAR silsilesi.

Cesaretle, farkındalıkla ve umutla bu yoldayız her birimiz. Farkına vardığımız anlarla zenginleşen dünyamızı geleceğe taşıyoruz. Zaman zaman gelgitler yaşasak da iyimserlikle geleceğimizi inşa ediyoruz.

Tıpkı mitoloji kahramanı Sisyphus’un ibretlik yaşam öyküsü gibi.

Yüzyıllar önceye; Mora Yarımadası'nı Yunanistan ana karasına bağlayan; bölgeyle aynı ismi taşıyan Korint şehrine gidiyoruz şimdi.

Korint, Yunanistan'ın en çok turist çeken yerlerinden biri. 20 kilometre uzunluğundaki Zahloru Vadisi’nden; sadece yarım saat uzaklıkta. Çevresi sarp kayalıklarla çevrili.
Burası kral Sisyphus tarafından yönetilen, Yunan Mitolojisi'ndeki ünlü Sisyphus Efsanesi’nin geçtiği bölge.

Bu oldukça zeki, çokça hilekâr ve bilge kral şehrini ustalıkla yönetirken; etrafında olan biten tüm sırlardan da haberdar olurmuş.

Günlerden bir gün, Tanrı Zeus kartal kılığına girip, Nehir Tanrısı Asopos’un kızını kaçırır. Kızını günlerce arayıp bulamayan babası, yardım almak amacıyla Sisyphus’a gider. Gerçekten de kızının kaçırıldığını bilen tek ölümlü odur.

Sisyphus yardım edeceğini, kaçıranın Zeus olduğunu söylerken tek bir şart öne sürer. Nehir Tanrısı da kızı için öne sürülen şartı kabul ederek, Korint şehrini suyun bolluğuna kavuşturur. Ama duyduğu öfkeyle o kadar çok su verir ki; şehirde su baskınları yaşanır.

Kendisini ele verenin ve su baskınlarının sorumlusunun Sisyphus olduğunu duyan Zeus, ondan intikam almak için harekete geçer. Ölüm Tanrısı Thanatos’tan onu yakalamasını ister.  Gelin görün ki Sisyphus kurnazlığı ile Ölüm Tanrısını alt eder, üstelik yakalayıp zincire vurdurur.

Yakalanan Ölüm Tanrısı işini yapamayınca, dünya insanları bir anda  ölümsüzlüğe kavuşur. Yaşlılar ve hastalar acı içinde kıvranmaya; savaşta paramparça olan askerler eziyet içinde yaşamaya mahkumdur artık. Yaşananları izleyen ve çok kızan bütün Tanrılar bir araya gelip harekete geçer.

Ölüm Tanrısını bulup serbest bırakırlar. Ardından da tüm bu karışıklığa sebep olan Sisyphus’u yakalayıp öldürmeyi planlarlar.

Ancak başına gelecekleri sezen zeki kral; karısına ölünce kendisini gömmemesini ve hatta cenaze töreni yapmamasını tembih eder. Ardından Yer altı Tanrısı Hades’in karşısına çıkarak; ölmeden önce kendisine sadece üç gün verilmesini; yoksa vefasız eşinin cenazesini bile kaldırmayacağı yalanını söyler.

Böylece yeryüzüne gönderilen Sisyphus ölümü ikinci kez savuşturmuş olur. Elbette söz verdiği gibi üç gün sonra geri dönmez ve uzun yıllar yaşamına devam eder.

En sonunda Yer altı Tanrısı Hades tarafından görevlendirilen Hermes'e yakalanır. Tanrıların ortak kararı ile kendisine hayatı boyunca unutamayacağı bir ceza verilir. (devamı 2/2’de)

Sevgiyle kalın.
Belgin ERYAVUZ

01.08.2018


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...