Hemen
hepimiz gerçek benliğimizi diğerlerinden saklıyoruz. Yaşadığımız topluma aykırı
kaçmamak, mimlenip dışlanmamak için.
Oysa
mutlak ve doğru olana tutku derecesinde bağlı olanlar, söz ve davranışlarıyla
gerçeği adeta bağırıyorlar. Bu durum diğerlerini korkutuyor. Haliyle pek
sevilmiyorlar. Yine de gerçekleri olduğu gibi kabul ediyor, yaşamı avuçlarının
içinde tutuyorlar. Öte yandan yaşamın gelip geçici olduğunun da farkındalar.
Yaşam
yolumuzda gerçekler, zorlu yokuşlar, yer yer dikenli teller, acılar, sevinçler,
muhteşem bir doğa, orada can bulan varlıklar, güzellikler ve tuz tanesi
mutluluklar var.
Hepsinin
iç içe geçtiği, karmakarışık bir ANLAR silsilesi.
Cesaretle,
farkındalıkla ve umutla bu yoldayız her birimiz. Farkına vardığımız anlarla
zenginleşen dünyamızı geleceğe taşıyoruz. Zaman zaman gelgitler yaşasak da
iyimserlikle geleceğimizi inşa ediyoruz.
Tıpkı
mitoloji kahramanı Sisyphus’un ibretlik yaşam öyküsü gibi.
Yüzyıllar
önceye; Mora Yarımadası'nı Yunanistan ana karasına bağlayan; bölgeyle aynı ismi
taşıyan Korint şehrine gidiyoruz şimdi.
Korint,
Yunanistan'ın en çok turist çeken yerlerinden biri. 20 kilometre uzunluğundaki
Zahloru Vadisi’nden; sadece yarım saat uzaklıkta. Çevresi sarp kayalıklarla
çevrili.
Burası
kral Sisyphus tarafından yönetilen, Yunan Mitolojisi'ndeki ünlü Sisyphus
Efsanesi’nin geçtiği bölge.
Bu
oldukça zeki, çokça hilekâr ve bilge kral şehrini ustalıkla yönetirken;
etrafında olan biten tüm sırlardan da haberdar olurmuş.
Günlerden
bir gün, Tanrı Zeus kartal kılığına girip, Nehir Tanrısı Asopos’un kızını kaçırır.
Kızını günlerce arayıp bulamayan babası, yardım almak amacıyla Sisyphus’a gider.
Gerçekten de kızının kaçırıldığını bilen tek ölümlü odur.
Sisyphus
yardım edeceğini, kaçıranın Zeus olduğunu söylerken tek bir şart öne sürer.
Nehir Tanrısı da kızı için öne sürülen şartı kabul ederek, Korint şehrini suyun
bolluğuna kavuşturur. Ama duyduğu öfkeyle o kadar çok su verir ki; şehirde su
baskınları yaşanır.
Kendisini
ele verenin ve su baskınlarının sorumlusunun Sisyphus olduğunu duyan Zeus, ondan
intikam almak için harekete geçer. Ölüm Tanrısı Thanatos’tan onu yakalamasını
ister. Gelin görün ki Sisyphus kurnazlığı
ile Ölüm Tanrısını alt eder, üstelik yakalayıp zincire vurdurur.
Yakalanan
Ölüm Tanrısı işini yapamayınca, dünya insanları bir anda ölümsüzlüğe kavuşur. Yaşlılar ve hastalar acı
içinde kıvranmaya; savaşta paramparça olan askerler eziyet içinde yaşamaya
mahkumdur artık. Yaşananları izleyen ve çok kızan bütün Tanrılar bir araya
gelip harekete geçer.
Ölüm
Tanrısını bulup serbest bırakırlar. Ardından da tüm bu karışıklığa sebep olan
Sisyphus’u yakalayıp öldürmeyi planlarlar.
Ancak
başına gelecekleri sezen zeki kral; karısına ölünce kendisini gömmemesini ve
hatta cenaze töreni yapmamasını tembih eder. Ardından Yer altı Tanrısı Hades’in
karşısına çıkarak; ölmeden önce kendisine sadece üç gün verilmesini; yoksa
vefasız eşinin cenazesini bile kaldırmayacağı yalanını söyler.
Böylece
yeryüzüne gönderilen Sisyphus ölümü ikinci kez savuşturmuş olur. Elbette söz
verdiği gibi üç gün sonra geri dönmez ve uzun yıllar yaşamına devam eder.
En
sonunda Yer altı Tanrısı Hades tarafından görevlendirilen Hermes'e yakalanır. Tanrıların ortak kararı ile kendisine hayatı boyunca unutamayacağı bir ceza
verilir. (devamı 2/2’de)
Sevgiyle
kalın.
Belgin
ERYAVUZ
01.08.2018
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder