Peki mutluluğu yakalıyor
muyuz?
Yoksa bir sonraki
listenin tamamlanmasına kadar erteliyor muyuz?
Elinde listeyle koşarken
bir yandan da mutlu olup tebessüm edenlerimiz var elbette.
Listenin eksik
kalmasına, istedikleri gibi olmamasına pek aldırış etmiyor onlar. Çünkü hayatın
her şekilde güzel ve yaşanmaya değer olduğuna gönülden inanıyorlar. Bu duygu ve
düşünceyle, yollarına keyifle devam ediyorlar.
Aslında her birimiz
farkında olmadan; Amerikalı psikoloji profesörü, Abraham Harold Maslow’un
‘İhtiyaçlar Piramidi Kuramı’nı uyguluyoruz.
Listemizdeki öncelikleri
bu piramidin en alt basamağından başlayıp en üstüne kadar sıralıyoruz.
Bu sıralamayı yaparken
kendi içimizden gelen ihtiyaçları göz önüne alıyor, dış etkenleri fazla önemsemiyoruz.
En alt basamaktaki
ihtiyaçlarımız en acil olanları kapsıyor. Tepe noktasına yerleştirdiklerimiz
ise en az ihtiyaç hissettiklerimizi.
İnsan güdüleriyle
ilgilenen ve aldığı pek çok ödülle dünyanın en ünlü psikologları arasında
saygın bir yer edinen Maslow; ihtiyaçlarımızı tam beş kategoriye ayırmış.
Yaşamımıza devam
etmemizi sağlayacak fizyolojik ihtiyaçlarımız; tehlikelere karşı güvenlik
ihtiyacımız; sosyal yaşamda tutunabilmemiz için gereken sosyal ihtiyaçlarımız;
başardıklarımız ve hayat tarzımızla yaratacağımız saygınlık ihtiyacımız;
kendimizi geliştirdikçe ortaya çıkacak olan kendini gerçekleştirme ihtiyacımız.
Bu piramitteki temel
ihtiyaçların eksikliği, elimizi kolumuzu neredeyse bağlıyor.
Tamamlanana kadar
kendimizi gergin hissediyoruz. Ne zaman ki karnımız doyuyor, susuzluğumuz
geçiyor, barınma problemimiz çözüme kavuşuyor; işte o zaman kendimizi tok ve
güvende hissediyoruz. Ondan sonra listeyi elimize alıp diğerleri için girişimde
bulunmaya başlıyoruz.
Dolayısıyla listeye en
acil olanlardan başladığımızda hissettiğimiz gerilimi azaltmış oluyoruz.
Böylece daha dengeli bir halde adım adım tepeye, yani gelişmeye doğru yol
alabiliyoruz. Ancak tepeye yakın
olanların gerçeğe dönüştürülmesi en alttakiler kadar kolay olmuyor.
Peki ihtiyaçlarımızı tamamlarken
hiç eksiksiz olması şartı var mı?
Elbette yok.
İçinde bulunduğumuz şart
ve koşullara göre, sadece açlığımızı bastırmak; kana kana su içmek isterken
sadece bir bardak suyla yetinmek de olasılıklar arasında. Haliyle sosyal
ihtiyaçlarımız, saygınlık ve sevgi ihtiyacımız ve hatta kendimizi geliştirme
ihtiyacımız da azar azar tamamlanabilir.
Beş temel ihtiyacın
dışında Maslow’un söz ettiği diğer iki ihtiyacı; bilişsel gereksinimleri ve
estetik gereksinimleri; kendini gerçekleştirme ihtiyacının içinde düşünmek de
olası.
Elbette yaşam şeklimiz
ve koşullarımız yıllar içinde değişiyor. Gelişen teknoloji ve ardı ardına gelen
yeni buluşlar nedeniyle ihtiyaçlar listemizi güncellemekte fayda olduğunu
belirtiyor konunun uzmanları.
Maslow’un belirlediği bu
ihtiyaçlar listesinin her bir kademesi bizler için önem taşıyor.
Yaşamsal ihtiyaçlar
bedenimizi doyururken, sosyal ihtiyaçlar ve kendini gerçekleştirme ihtiyaçları
ruhumuzu onaran, besleyip gülümsememizi sağlayan oldukça önemli faktörler.
Bu nedenle en alttaki
iki ihtiyaç tamamlandığında listeye boş verirsek; zaman içinde aidiyet
duygusundan yoksun, yalnız ve terkedilmiş hissetmemiz an meselesi.
Yine aynı şekilde
yaşadığımız toplumda değer verilen, saygı gören bir birey olmamız gerekiyor ki;
en tepe noktada yer alan kendimizi geliştirme yönünde başarıyla yol alalım.
Yeteneklerimizi
kullanacak alanlarda kendimizi geliştirirken; saygınlığımız artarken; bir
yandan da sanat ve estetikle güzellikleri kolay fark eder hale gelelim.
Takdir edersiniz ki,
böylesi zor hayat şartları altında daha sakin ve huzurlu olmanın yolu kolay
değil.
Emek istiyor.
Özveri istiyor.
Bol bol pratik istiyor.
Elbette içinde
büyüdüğümüz aile ortamı, kültürel değerler, çevresel etkenler bizi etkileyecek.
İçimizde var olan güdülerin belirginleşmesinde baskın bir rol oynayacak. Ancak
sonrası tamamen bizim elimizde. Göstereceğimiz gayretli adımlarımızda.
Üstelik işin en güzel
tarafı; Maslow piramidinin her bir basamağının bir üsttekine sağlam adımlar
atmamıza vesile olması.
Mükemmel olmasa da
kendimize göre yeterli olması şart diye düşünüyorum.
Kendimize duyduğumuz
saygı, sevgi ve öz güven; o basamakları çıkarken bizim en büyük
yardımcılarımız. Özümüzde ne kadar kuvvetli ve cesur olursak, kendimizi
gerçekleştirme yolundaki başarımız o kadar kuvvetli olacak.
Yaşama hak ettiği değeri
verenlerden olacağız bu sayede.
Hiçbir maskeye gerek
kalmaksızın kendimiz olarak, kendimizle barışık yaşayacağız.
Bu ise bize daha
çok sevgiyi taşıyacak. Çünkü dünyaya; zor koşullara aldırmadan; sevginin
tebessümüyle bakmasını öğreneceğiz.
Giderek daha mütevazi,
daha paylaşımcı, daha zarif, daha duyarlı, daha yaratıcı, daha çalışkan, daha
insani olmanın yolundayız her birimiz.
Dileğim o ki,
emeklerimize değsin ve yaşama hakkını verenlerden olalım.
Tam da bunun için
diyorum ki İHTİYAÇ LİSTEMİZ HİÇ BİTMESİN.
Sevgiyle kalın.
Belgin ERYAVUZ
08.08.2018
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder