Yoksa
özgür olamadan, kalabalıklar içinde zindan karanlığını anımsatan yalnızlık mı?
Gelin
bu soruya yanıt arayalım.
Her
birimiz birbirimizden farklıyız. Dolayısı ile ruhumuzun üzüntüsü farklı
şeylerde, farklı şekillerde açığa çıkıyor.
Evet,
hayat boyu aldığımız yaralarla büyüyoruz.
Var
oluyoruz.
Bir
yandan kendimizi tanımaya çalışırken, kişiliğimizi kazanıyoruz.
Ancak
içinde yaşadığımız toplumun kültür, gelenek ve görenekleri; çoğu şeyde olduğu
gibi; yalnızlık konusunda da bizleri diğer ülke insanlarından ayırıyor.
Beni
böyle düşündüren Camdaki Kız isimli romandaki şu satırlar oldu.
‘’Onlar
hayatlarını özgür ama yalnız yaşar ve ölürler. Biz ise hiç özgür olamadan,
kalabalıklar içinde, bağımlılığın en koyusuyla harman olarak, hüzünle yaşar ve
ölürüz. Onun için ne onlar bizi anlar, ne de biz onları. Arada bir onlara
imrensek de, biraz içlerine girip de o koyu yalnızlığın kokusu burnumuza
gelince kaçacak delik ararız.’’
Yazar
Gülseren Budayıcıoğlu’na katılmamak elde değil.
Gerçekten
de bizler şanslıyız.
Bazılarımız
çekirdek ailelerde yetişmiş olsak da; hatta yarım hayatların üstün körü
sevgisizliğinde yaş alsak da; aslında kalabalıklara alışığız.
Yaşadığımız
mahallenin yaşlıları, emektar satıcıları, hatta her sabah aynı yolu beraber
arşınladığımız gencinden yaşlısına pek çok insanla çevrili hayatımız.
Madalyona
bu tarafından bakarsak yapayalnız değiliz hiçbir zaman.
Kısacası
yalnızlığa alışkın değiliz.
Belki
de bu yüzden gün gelip tek başına kalmaktan deli gibi korkuyoruz.
İşte
bu noktada hiçbir zaman yalnız kalmayacağımızı, en azından kopkoyu bir
yalnızlıkla sınanmayacağımıza inanırsak; korkumuz hafifleyecek.
Elbette
buradaki diğer sorun istediğimiz anda özgür yalnızlığı yakalayamamak. Ancak daha
önceki yazılarımda da değindiğim gibi, bu tamamen bizim elimizde. İstersek başarabilir,
o dengeyi yaşantımızın her anında koruyabiliriz. Yeter ki iç sesimize kulak
verelim. Kendimiz için kısa ama doyurucu anlar yaratalım.
Ne
olur yalnızlığınız karanlıkta kalmasın.
Yüreğimizdeki
sevgiye sıkıca tutunursak; birileriyle sevgide buluşabilir ve konuşmasak da
anlaşabiliriz. O koyu yalnızlık bulutunu yok edebiliriz.
Özgür
yalnızlığınızın keyfine varmak bu kadar kolay aslında.
Ben
olsam denerdim.
Sevgiyle
kalın.
Belgin
ERYAVUZ
11.07.2019
Kaynaklar:
Gülseren Budayıcıoğlu imzalı ‘Camdaki Kız’ romanı.
MUHTEŞEMM! ÖZGÜR YALNIZLIĞI DENEMEK GEREK... YAPAYALNIZ OLAN VEYA ÖYLE HİSSEDENLER, BİR DE BANA SOR DİYECEKLERDİR MUTLAKA ... YALNIZLIKLA İLGİLİ BİR NOTUMU SANA MESSENGER DEN GÖNDERECEĞİM CANIM... SENİ SEVGİMLE KUCAKLIYORUM.
YanıtlaSil