Özellikle çocukluk ve gençlik dönemlerinde sıklıkla yaşanan toplumsal gerçeklerden bir tanesi dışlanma.
Anlamı,
toplum dışına itilmek; daha geniş ifadeyle sosyal bütünleşme çabasının
engellerle karşılaşması demek.
Aslında
son derece ciddi bir travma.
Üstelik
bir toplumda algılanan normlardan sapma gösteren hemen herkesin, bu gerçekle burun
buruna gelme olasılığı var ne yazık ki.
Kendisini
dışlanmış hisseden bir insan ise her türlü kandırılmaya açık bir halde. Hele ki
kendine güveni yoksa, kendisini zayıf ve güçsüz hissediyor ve sevmiyorsa.
Bu
oldukça önemli konu üzerinde pek çok deney ve araştırma yapılmış.
Bunlardan bir tanesi de; Indiana'daki Purdue Üniversitesinde görev yapan psikoloji profesörü Kipling D. Williams’a ait.
Tesadüfen
kendisinin bizzat yaşadığı bir olay araştırmalarını tetikler.
Günlerden
bir gün profesör Kipling, ders vermek için üniversiteye giderken bir parkın
içinden geçer.
Tam
o anda kendisine doğru gelen bir frizbiyi ani bir refleksle havada yakalar ve oyunu
oynayan üç çocuktan birine fırlatır.
Böylece
kendisini bir anda oyunun içinde bulur.
Keyif
aldığı bu durum devam ederken bir süre sonra çocukların frizbiyi kendisine fırlatmaktan
vazgeçtiğini görür.
Artık
çocuklar kendisi yokmuş gibi kendi aralarında oynamaya dönmüşlerdir.
İşte
o anda profesör dışlandığını hisseder.
Bir
süre bu durumu komik bulsa da tekrar oyuna katılacağı umuduyla bekler. Gelin
görün ki çocuklar adeta onu görmezden gelir.
Yılların
psikoloji profesörü bu birkaç dakikalık süre boyunca yaşadığı üzüntüye ve
duygusallığa şaşırır.
Böylece
insanın dışlanmaya ne kadar duyarlı olduğunu fark eder.
Bu deneyim sırasında beynin verdiği tepkileri incelemeye karar verir. Parktaki oyunun bir benzerini deneklere bilgisayar ortamında oynatır.
İsmini
de ‘Siber Top’ olarak koyar.
Yaptığı
incelemeler sonucunda insanların dışlanmaya neden bu denli duyarlı olduklarını
çözer.
Dışlanma
yaşayan kişi o anda kendisini bulunduğu ortama yabancı hissederken; bu acı his beynin
önemli bir kısmını harekete geçiriyor. Kanla besleyip ihtiyaç duyulan glikoz ve
oksijeni oraya taşıyor.
Bu
nedenle dışlanan çoğu kişi teselliyi yiyeceklerde buluyor.
Profesör
Kipling Williams, dışlanma durumunda kişinin verdiği tepkinin istem dışı olarak
geliştiğini belirtirken; bu hassas konunun hafife alınamayacak kadar önemli
olduğunu vurgular.
Dışlanan kişi bu hissi yaşadığında; mücadele etme yeteneğini kaybediyor.
Kendini
çaresiz ve depresif hissediyor.
İnsanlara
kendisini yeniden kabul ettirme arayışına giriyor.
Onlar
gibi olmaya, onların istekleri kafasına yatmasa da yapmaya, sorgusuz sualsiz
emirlere uymaya son derece yatkın hale geliyor.
Üstelik
olası tehlikelere açık hale geldiğini fark edemiyor.
Uzmanlar
bu durumun sürü psikolojisindeki ortak davranışların göstergesi olduğunu belirtiyor.
Bir
anlamda sürünün içinde kalmaya ve varlığını sürdürmeye yönelik koşullandırmanın
ayak sesleri duyuluyor.
Tüm
bunlarla baş edebilmek için özgüvenli, kendisini seven, kendisine güvenen
bireyler olarak yetişmek ve yavrularımızı bu koşullarda yetiştirmek son derece
önemli.
Sevgiyle
kalın.
Belgin
ERYAVUZ
16.12.2022
Kaynaklar:
https://tr.wikipedia.org.
Merhabalar.
YanıtlaSilDışlanmak konulu paylaşımınızı okudum. Konuyu çok güzel bir şekilde ele alıp bizlerle paylaşmışsınız. Kaleminize, emeğinize ev gönlünüze sağlıklar dilerim.
Gerçekten çocuklarımızı özgüvenli, kendisini seven ve kendisine güvenen bireyler olarak yetiştirebilmek için ne gerekiyorsa yapılmalı. Aksi halde, yıllar sonra bu eksikliğin acısını yine beraber yaşayacağız.
Selam ve saygılarımla.
Merhabalar,
SilÇok teşekkür ederim naif sözleriniz için. Önemli bir konu ve atlanmamalı, yok sayılmamalı bana göre. Üstelik bu durum sadece çocuklar değil yetişkinler için de geçerli. Ama her şey SEVGİ ile daha ılımlı hale getirilebilir diye düşünüyorum her zaman ki gibi.
Selam ve saygılar benden de...