6 Şubat 2024 Salı

ZAMANA MEYDAN OKUYAN DENEY

Yazarken araştırmanın en keyifli yanlarından bir tanesi de bana keşfedilecek yepyeni pencereler açması.

O anda yazdığım konuya mini bir mola verip; heyecanla yeni merakımın peşinden gitmeyi ve yeni şeyler öğrenmeyi seviyorum.

İşte bu yazım da böylesi bir araştırma sonucu oluştu. Masmavi bilgi denizinde gezinirken, kürekleri başka yöne çevirince karşıma tam 100 yıl önce başlayan bu deney çıktı.

İlginç olanı 100 yıl önce başlamış olması evet ama, tamamlanması için daha ne kadar bir süre var dersiniz?

Tahminler yaklaşık 1000 yılı daha olduğunu söylüyor.

Deyim yerindeyse bu deney zamana meydan okuyor.

Dünyanın en ilginç deneylerinden bir tanesi olan Zift Damlası deneyi ile tanışmaya hazır mısınız?

Zift; katran ve diğer organik maddelerin buharlaşması veya damıtılması ile elde edilen; kolay kırılan, az ısı ile eriyen, katı, siyah, parlak renkli bir madde olarak tanımlanır.

Akışkanlığı oldukça az olan ziftin suya oranla 20 milyar kat daha az akışkan olduğu belirtiliyor.

Bu özel durum nedeni ile ziftin sıvı bir madde olduğunu savunanların yanında, katı bir madde olduğunu iddia edenler de var.

Hal böyle olunca dünya çapında uzun soluklu deneylerin yolunu açılır.

Hatta bazıları deney olarak Guinness rekorlar kitabına bile girer.

O halde gelin; Guinness Rekorlar Kitabı'nda "Dünya'nın en uzun süreli devam eden laboratuvar deneyi" olarak listelenen deneye yakından bakalım.

Avustralya’da yenilikçi öğretim yapısı ile tanınan Queensland Üniversitesi Matematik ve Fizik Bölümü tarafından yapılan deneye 1927 yılında başlanır.

Üniversitenin ilk fizik profesörü olan Prof. Dr. Thomas Parnell, öğrencilerine katı gibi görünen bazı maddelerin aslında akışkan olabileceğini göstermek ister.

Bunun için de teknelerde su yalıtımı için kullanılan katranın bir türevi olan zifti kullanır. Oda sıcaklığında sert, hatta kırılgan olan, ancak küçük bir darbe ile kolayca parçalanan zifti öğrencileriyle beraber önce ısıtır.

Sonra ağzı mühürlenmiş bir cam huninin içine doldurur.

Tam 3 yıl boyunca çökelmesi için beklenir.

1930 yılında iyice çökelen ve soğuyan ziftin akmaya başlaması için huninin boynundaki mühür kırılarak; cam bir fanusun altına konur.  Dikkatle sınıftaki uygun bir yere yerleştirilir.

Aradan yıllar geçer.

Tam 8 yıl sonra Profesör Parnell, ilk damlayı görür. Yıllar 1947’yi gösterdiğinde ikinci damla düşer.

Gelin görün ki sadece iki damlaya şahitlik eden Profesör, bir yıl sonra hayatını kaybeder.

Deney hala devam ederken, 1988 yılında odaya klima taktırılır. Bu durum damlaların düşme süresinde farklılıklar yaratsa da; gelen haberlere göre en son 2014 yılında dokuzuncu damlanın düştüğünü belirtiyor araştırmacılar.

Elde edilen veriler bu deneyde 90 yılda 9 damlanın düştüğünü; ilk yedi damla için yaklaşık sürenin 8 yıl olurken; sonraki damlalarda 12,3 yıl ile 13,4 yıl arasında bir sürenin geçtiği kayıtlara geçer.

Şu anda onuncu damla için hedef olarak 2027-2028 yılları gösteriliyor.

1944 yılında Dublin’de bir fizik grubu tarafından başlatılan bir başka deneyde; ziftin her on yılda sadece bir kere damladığı tespit edilir.

Tüm bunlardan önce 1914 yılında Galler bölgesindeki bir üniversitede başlayan deney ise sonradan unutulur. İlginç olanı ise yeniden hatırlandığında tek bir damlaya dahi rastlanmaması olur. Araştırmacılar bunun nedenini o eski yıllarda kullanılan ziftin akışkanlığının çok daha az olduğuna bağlar. Bu nedenle de ilk damlanın düşme yılı olarak 1000 yıl sonrası öngörülür.

Bazı insanlar tarafından sıra dışı ve hatta önemsiz gibi algılansa da bence yıllara meydan okuyan bu tarz deneyler önemli.

Üstelik bence hayatta yapılan hiçbir araştırma gereksiz yere olmuyor. Verilen emeğin, araştırmanın ve verilerin bir başka yerde, belki bir başka alanda; bir şekilde  kullanılabileceğini unutmamak gerek.

Sevgiyle kalın.

Belgin ERYAVUZ

10.08.2023

Kaynaklar: https://www.trthaber.com; https://evrimagaci.org; https://barisozcan.com.

 

 

1 yorum:

  1. Çok enteresan,araştırılsa bu konuda farklı mucizeler oluşabilir ..

    YanıtlaSil

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...