27 Haziran 2024 Perşembe

KÖTÜ ŞANS mı FİZİK mi?

Yapımız gereği çoğumuz şansa inanıyoruz. Başımıza gelen olumsuz her ne varsa çoğunu kötü şansa, kem göze bağlıyoruz. Böylesi anlarda hayatın yorduğunu ve hatta üstümüze fazlaca geldiğini düşünüyoruz.

Gerçekten de bazı şeylerin olma olasılığı, tahmin ettiğimizden daha süratle hayata geçiyor.

Ancak yine de gerçekten şans mı yoksa başka etkenler de var mı diye üzerinde düşünmeye, hatta beyin fırtınası yapmaya değer bence.

Bunun için gelin Amerikalı mühendis Edward A. Murphy tarafından oluşturulan Murphy Yasasını gözden geçirelim. Bu kanunlar başarısızlıklar ve hata kaynaklarının karmaşık sistemlerde incelenmesi üzerine ortaya konan özdeyişler aslında.

Yasaya göre; “Bir şeyin ters gitme olasılığı varsa, ters gidecektir. Üstelik bu olasılık, en kötü zamanda gerçekleşecektir.” diyor.

Diğer bir deyişle; ‘’Herhangi bir işi halletmek için birden fazla olasılık varsa ve bu olasılıklardan biri istenmeyen şekilde sonuçlanacaksa; kesinlikle bu olasılık gerçekleşecektir.'’

Yani Murphy Yasası’nda ters gitme ihtimali olan olumsuzlar arasında, en kötü şekilde olanının yaşanması durumu esas alınıyor.

Buna benzeyen fakat sadece olumsuzlukların yaşanması durumunu esas alan bir başka yasa daha var.

Finagle Kanunu.

Bu yasaya göre de; "Ters gidebilecek her şey, ters gidecektir." deniyor.

Yani bir olayda tersliğin yaşanma ihtimali söz konusu ise, kesinlikle o tersliğin mutlaka yaşanacağını belirtiyor.

Özellikle film yapımlarında, en çok da komedi filmlerinde tercih edilen bu yasa sayesinde; yapımcılar aradıkları özgün hikayeleri daha kolay yazdığını söylüyor.

Aslında bu cümleleri okuduğumuzda hafif espri tınıları alıyor olsak da kanunun oturtulduğu temel hayli ciddi. Çünkü bu parola; modern teknikte analitik ölçüt olarak, hataları önleme stratejisi olarak kullanılıyor.

Dolayısıyla Murphy kanunlarının temelinde sibernetik (yani canlılardaki sinir sistemini bilgisayar sistemlerine uyarlamaya çalışan bilim dalı) ve bilimsel matematiğin olduğunu unutmamakta fayda var. Bu nedenle de yasanın matematiksel ifadesi son derece karmaşık.

Yine de uzmanlar; ‘’Yanlış gidebilecek her şey olacaktır.’’  biçimindeki açıklamayı doğru ve çoğu uygulama için yeterli buluyor.

Kısacası Murphy kanunu gerçek mi diye soracak olursanız ‘’tamamen gerçek’’ olduğu savunuluyor.

Aslında biz fark etmesek de doğrudan yaşamın içinde ve yaşanan olaylarla birebir karşımızda.

Ancak hepsi için bir olasılık söz konusu. Yani matematiksel anlamda her bir olayın bir gerçekleşme ölçüsü var. Bu olasılık ya imkânsız ya da olması kesin. Olasılık arttıkça gerçekleşme şansı yükseliyor.

Bu bağlamdan yola çıkarak şöyle düşünebiliriz.

Herhangi bir olayda az organizasyon ve daha çok kaos olasılığı; tam tersi sıkı organizasyona yani düzene göre ezici bir üstünlük kazanıyor. Kısacası kaosun olma olasılığı, düzenden daha fazla.

Peki bu kanun nasıl ortaya çıkmış dersiniz?

1949 yılında füze deneyleri yapan Amerika Hava Kuvvetleri mühendislerinden biri Edward Murphy idi. Roket nakliye programında yetkili mühendis olarak test alanında görevli olarak bulunuyordu.

Söz konusu programda, insan bedeninin en fazla ne kadar ivmeye dayanabileceği üzerine bir deney yapılıyordu.

Son derece pahalı olan bu deney sırasında, denek üzerine 16 adet ölçüm cihazı bağlandı. Gelin görün ki orada bulunan bir kişinin tüm cihazları yanlış bir yöntemle bağlaması sonucunda, deney başarısız oldu.

İşte bu olumsuz deneyim Murphy'nin temel kanununun ortaya atılmasını sağladı.

Çünkü Edward Murphy olay sonrası yaptığı ilk açıklamalarını daha sonra kanun olarak tanımladı. Kısa süre içinde Murphy Kanunları mühendisler arasında yayılmaya başladı.

Peki gerçekten de bir türlü olmayan veya sürekli ters giden işlerimizin arkasında matematik ve fizik bilimi mi var?

Kesinlikle EVET.

Sevgiyle kalın.

Belgin ERYAVUZ

28.12.2023

Kaynaklar: https://www.matematiksel.org; https://onedio.com; https://tr.wikipedia.org; https://aremajans.com.

 

 

 

2 yorum:

  1. Merhabalar.
    Ben de sizin gibi ters giden işlerin arkasında matematik ve fizik ilminin olduğunu düşünenlerdenim. Şans ve uğur gibi şeylere de asla inanmam. Her olayın arkasında matematik ve fizik bilimi var! Kimse aksini iddia edemez. Şimdi diyecekler ki, matematik ve fizik ilmi kimin? Mtaematik ve fizik ilmi her kimin uhdesindeyse, uhdesinde olan varlık asla kendi ilmine karşı koymuyor. Koyduğu zaman ilmin bir değeri kalmaz ve yaratılışa ters düşer.
    Selam ve saygılarımla.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Merhabalar,
      Düşüncelerimizde ortak noktayı yakalamış olmamız ne güzel. Aslında matematik ve fizik bizlerin uhdesinde değil mi? Öz benliğinin farkında olanların bir anlamda. bir kaç satırla da olsa karşılıklı fikir alış verişi yapmış olduğumuz ve buna olanak sağladığınız için teşekkürler.
      Şu an yeni bir konu üzerinde çalışıyordum. Stoacılık felsefesi... ve biliyor musunuz öğrenilecek o kadar çok şey var ki...
      Saygılarımla.

      Sil

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...